"bulacağını" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستجد
        
    • تجديني
        
    • ستجدني
        
    • تجدني
        
    • ستجدين
        
    • تجدينني
        
    • يجد
        
    • سيجد
        
    • ستجده
        
    • ستجدينني
        
    • سيجدني
        
    • تجدها
        
    • تجدينه
        
    • تجديه
        
    • ستجدي
        
    Rainsford, bu oyunu oynamaya değer bulacağını biliyorum. Open Subtitles اوه, يا رينسفورد, ستجد بأن اللُعبة تُستَحَق بأن تُلعَب
    Ama orada farklı bir şey bulacağını sanma çünkü köyde de yaşam değişecek. Open Subtitles ولكن ماذا تظن أنك ستجد هناك ؟ ستتغير الأوضاع هناك أيضاً
    Belki böyle bırakırız, çünkü beni nasıl bulacağını biliyorsun. Open Subtitles أجل,ربما نبقي الأمر هكذا بما أنكي تعرفين كيف تجديني
    Beni burada bulacağını ummamıştım. Open Subtitles معذرة سيدي الرئيس , لم اعتقد انكي ستجدني هكذا
    Eğer küçükler liginde, oynamaktan sıkılırsan, ...Beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles وعندما تسأم من اللعب على نطاق صغير تعرف أين تجدني
    Tekrardan bulacağını inanıyor, ve bunu kendisi için istiyor. Open Subtitles إنه متأكد بأنكِ ستجدين هذا مجدداً و يريدكِ أن تفعلي هذا من أجله
    Eğer keşfedersen, beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles .. حسناً ، عندما تكتشفين ذلك تعرفين أين تجدينني
    Genişlemeye dayanacak kadar esnek bir külot nasıl bulacağını sormuyorum bile. TED ولن أتسائل حتى كيف يجد سراويل مرنه بما يكفي لتحمل التمدد.
    Hayatının kadınını bulacağını hep biliyordum zaten. Open Subtitles كنت أعلم دائما أنه سيجد الفتاة المناسبة , لطالما علمت ذلك
    Bize onun hala tek parça olduğunu göster biz de sana yüzüğü nerede bulacağını söyleyelim. Open Subtitles أرنا انه ما زال حياً فى قطعة واحدة و نحن سنخبرك اين ستجد الخاتم
    Çıkarmak için bir yol bulacağını söylemiştin. Onu bu şekilde ne kadar tutacağız? Open Subtitles قلت أنك ستجد طريقة لتخرجه إلى متى سنتركه بهذه الطريقة ؟
    Onları çok akıllı bulacağını ve öğrenebileceklerini göreceğini düşünüyorum. Open Subtitles أظن أنك ستجد المزيد ليتعلموه إنهم أذكياء ويمكنهم تعلم أكثر من ذلك
    Bir sıkıntı çıkarsa, beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles إلى اللقاء وإن لم يسرِ العمل على ما يرام تعلمين أين تجديني
    Bu konu hakkında bir şeyler yapmaya hazır hissedersen beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles عندما تكوني مستعدة لعمل شيء بسبب هذا تعرفي أين تجديني
    Ama, bilirsin, onun için doğru zaman olduğunda beni bulacağını düşündüm. Open Subtitles لكن,انا استنتجت بأنها ستجدني عندما يكون الوقت مناسب لها
    İşlerin sıkıcı bir hâl alınca, beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles حسنا، عندما يصبح هذا الأمر مملا فأنت تعلم أين تجدني
    Sana planları gösterdiğim an uzaklaşmak için bir bahane bulacağını biliyordum. Open Subtitles كنت أعرف بمجرد اني سأريكِ الخطط انكِ ستجدين سبباً للرحيل
    Fakat konuşmak istersen, beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles لكن إذا شعرتي أنك تودين التحدث تعرفين أين تجدينني
    Yaşamak için cildinin kalınlaşmış olması gerekir suyu ve korunağı nerede bulacağını bilmeli. Open Subtitles للبقاء حياً,يجب على الشخص أن يجعل جلدته مثل الجلد المدبوغ أن يعلم أين يجد الماء, ومتى يحتمي.
    Neden bu kadar gecikti, Dreg? O sürüngenin, anahtarı mı bulacağını söylemiştin. Open Subtitles لماذا الأمر يستغرق وقتاً لقد أخبرتني بأن الثعبان السائر سيجد مفتاحي
    ona büyük ihtimalle annesini dışarıda bir şekilde bulacağını söyledim. TED قلت له أنها على الغالب ستجده بعيداً خارج المبنى
    Telefonum orada çekecek mi bilmiyorum ama, eğer bana ihtiyacın olursa, beni nerede bulacağını biliyorsun. Open Subtitles لا أعرف إذا كان هناك إستقبال للهاتف ولكن إذا إحتجتي لي تعرفين أين ستجدينني
    Gösteriden önce, sıradayken gerçekten hoş bir çocuk Ethan'laydım ve gösteriden sonra beni bulacağını söyledi. Open Subtitles قبل العرض , كنت مرتبطة مع رجل جميل جدا , ايثان وقال لي بإنه سيجدني بعد العرض
    Onları nerede bulacağını ve nasıl kullanman gerekeceğini asla bilmeyeceksin. Open Subtitles وستجد مفاتيح أخرى، لا تعرف أين قد تجدها ولا كيف ستستخدمها
    Sana Berlin'i verdim zaten. Nerede bulacağını söyledim. Open Subtitles لقد أعطيتك برلين أخبرتك أين تجدينه
    Ne olursa olsun bulacağını söylemiştin. Open Subtitles انه لأجلك أنت فانتِ قد قلتِ بأنكِ يجب أن تجديه
    - Belki birşey bulmanı istedi, belki bulacağını biliyordu. Open Subtitles ربما أرادك أن تجدي شيئاً , صحيح ؟ ربما يعرف أنكِ ستجدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more