| Fakat onlara iyi bir ev bulduğum zaman duyduğum sevinci bilemezsiniz. | Open Subtitles | و لكنكم لا تدرون مدى بهجتي عندما أجد لهم بيت جيد |
| Sana yasa dışı ve ruhsatsız silahları kimin verdiğini bulduğum zaman çok mutlu olacağım. | Open Subtitles | سوف أكون عندما أجد من الذي اعطك أسلحة النارية غير المرخصة وغير قانونية |
| "Onu bulduğum zaman ona merhaba demeyi bile istemedim." | Open Subtitles | عندما وجدته لم أتحمل حتى أن أقول مرحباً له |
| Bunun cevabını bulduğum zaman beni tekrar davet edeceğinizi umuyorum. | Open Subtitles | عندما اجد الجوابَ علي ذلك اَتمنّى ان تدعوني مجددا |
| Bunu bulduğum zaman kendime dedim ki ölmeden önce bir sayfa da olsa okumayı öğreneceğim. | Open Subtitles | عندما وجدت هذه أخبرت نفسي قبل أن أموت، سأكون تعلمت كيف أن أقرأ لنفسي ورقة |
| Onu bulduğum zaman süitin her üç kapısı da içeriden zincirlenmişti. | Open Subtitles | الأبواب الثلاث للجناح... كانت موصدة بالسلاسل من الداخل عندما وجدتها |
| Onu bulduğum zaman, buradan çıkış yolu bulmamaız gerekecek. Bütün çıkışları kapattılar. | Open Subtitles | عندما أجده سنكون بحاجة الى مخرج من هنا لقد أغلقوا جميع المداخل |
| Deniyorum. Kel tesh'imi bulduğum zaman. | Open Subtitles | أحاول ذلك , بأقرب وقت حالما أجد [ كال تاش ] خاصتي |
| Ama bulduğum zaman Meme ucu olanlardan bulucam. | Open Subtitles | ولكن عندما أجد واحدة، فإنها ستكون فتاةً بحلمات |
| Bu işe bir çare bulduğum zaman onu arayacağım. | Open Subtitles | سأتّصل عندما أجد طريقةً لإنهاء هذا الوباء |
| Bir şeyler bulursam, bulduğum zaman rapor edeceğim size. | Open Subtitles | إذا وجدت شيئًا ، عندما أجد شيئًا ما سأبلغكم بالأمر |
| En büyük korkum, onu bulduğum zaman, bizden kalanlar onun için yeterli olmayabilir. | Open Subtitles | خوفي الأكبر هو عندما وجدته. ماتُرك لنا ربما لم يكن كافياً. |
| Burayı bulduğum zaman boştu binanın geri kalanı gibi. | Open Subtitles | لقد كان فارغاً عندما وجدته فقط كباقي المبنى |
| Yeteneği gördüğüm zaman anlarım ve bilmeni istiyorum ki ben birini bulduğum zaman bunu elime yüzüme bulaştırmam. | Open Subtitles | ادري بالموهبة عندما اراها واريدك ان تعرف عندما اجد هذا الشخص لا اعبث |
| Jake, sana bunu yapan kişiyi bulduğum zaman onun gözlerini söküp içine... | Open Subtitles | جايك عندما اجد من فعل ذلك لك سأنزع اعينهم |
| Ben bulduğum zaman hatırlıyorum Sizinyere cüzdan ? | Open Subtitles | تتذكرى عندما وجدت محفظتك على الارض؟ |
| Ve Toby'i ormanda bulduğum zaman her şeyi o planlamış. | Open Subtitles | و عندما وجدت (توبي) في الغابة كانت قد خططت لكل شئ |
| Onu bulduğum zaman, karımı ve oğlumu bir hastalık yüzünden kaybetmiştim. | Open Subtitles | ... أنه عندما وجدتها... ... كنت قد فقدت زوجتى وابنى جراء إصابتهما بحمى. |
| Onu bulduğum zaman seni ararım. | Open Subtitles | سأتصل بك عندما أجده |
| Doğru aktiviteyi bulduğum zaman,olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين، حالما أجد النشاط الصائب |
| bulduğum zaman da... ..seni öldüreceğim. | Open Subtitles | وعندما أجدك سوف أقتلك - أنا من سيقتلك - |
| Nassau Bölgesindeki bir numaralı kaçağın peşindeyim onu bulduğum zaman, ki bulacağım sizinkiler, ben o rozeti takayım diye ters parendeler atacak. | Open Subtitles | أنا الاول في المتغيب في مقاطعة ناسو وعندما أجدها وأنا سأجدها أولادك سيظربون التحيه للتاكيد أنني ألبس تلك الشارة |
| Geçen sene seni 8. yolun ortasında uyurken bulduğum zaman akıl sağlığını sorguladığımı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | تعرف عندما وجدتك نائم في منتصف طريق 8 السنة الماضية أنا لا أتذكر سؤالك عن حالتك العقلية |
| Ve onu bulduğum zaman, Büyük bıçağımı alıp o hala yaşarken kalbini çıkaracağım. | Open Subtitles | و عندما أجدها سأخرج سكيني العظيم وأقطع قلبها بينما لا تزال حية |