| Sadece evine giden yolu bulmaya çalışıyor, o kadar. | Open Subtitles | إنه يحاول إيجاد منزل له، هذا كل مافي الأمر |
| İstersen bakabilirsin ama bundan bir hafta sonra dizlerinin üstünde çökmüş bir halde testislerinin nereye yuvarlandığını bulmaya çalışıyor olabilirsin. | Open Subtitles | بمكنك إلقاء نظرة و لكن بعد أسبوع من الآن سوف تجثو على قدميك تحاول إيجاد أين أنزلقت خصيتيك |
| O zamandan beri bir yedek gövde bulmaya çalışıyor edilir. | Open Subtitles | لقد بقي يحاول أن يجد جسد بديل منذ ذلك الحين |
| Polis sabahtan beri seni bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | البوليس يحاول العثور عليك طوال هذا الصباح |
| Şeytan da tıpkı bizim gibi kim olduğunu bulmaya çalışıyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الشيطان يحاول معرفة الأمر مثلنا تماماً |
| Federal yetkililer bunun bir terörist saldırı olup olmadığını bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | السلطات الفيدرالية تحاول تحديد اذا كان هجوماً ارهابياً واسع النطاق |
| Janoth Yayıncılık firmamız birisini bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ان منظمتنا, دار جانوث للنشر, تحاول العثور على شخص ما, |
| CTU hâlâ kaynağını bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كلا سيدى لا تزال الوحدة تحاول معرفة مصدره |
| Şu anda, sid teknisyenleri dolabını arayarak bir eşleşme bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حالياً، تكنولوجيا المطابقه تمر خلال خزائنك لمحاولة العثور على تطابق |
| John Clark Haifa'da bombayı satan adamı bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | جون كلارك في حيفا الآن يحاول إيجاد تاجر الأسلحة |
| O iki adamı bulmaya çalışıyor, değil mi ? | Open Subtitles | إنه يحاول إيجاد أولئك الرجال، أليس كذلك؟ |
| Monica bir yol bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مونيكا هناك يحاول إيجاد الطريق. |
| Cuma gününden beri göl evinde diğer iki anahtar sözcüğü bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد قضت إجازة نهاية الأسبوع بمنزل البحيرة تحاول إيجاد المفتاحين الآخرين. |
| Son günlerde seğirmeye başladı. Bence sahibini bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وبدأت مؤخراً بالتحرك، أظنها تحاول إيجاد سيّدها |
| Dolayısıyla bu joystick ile kontrol ettiği imlecin üzerinden geçmesi gereken hedef görünmeden önce bile Aurora nerede olursa olsun hedefi bulmaya çalışıyor. | TED | لذلك، وقبل أن يظهر لها الهدف الذي ينبغي عليها المرور عبره بالمؤشّر الذي تتحكّم فيه من خلال عصا التحكم، كانت أورورا تحاول إيجاد الهدف مهما يكن مكانه. |
| O işini kaybetti ve etrafta dolaşıp bizim için kanıt bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه فقد وظيفته، و هو الأن يجري وراءنا يحاول أن يجد الدليل لنا |
| Sanırım yapmacık için kafiye bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وأعتقد انه في يحاول العثور على قافية رنانة . |
| Harry adamın kimliğini bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هاري يحاول معرفة من هو هذا الشخص |
| Federal yetkililer bunun bir terörist saldırı olup olmadığını bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | السلطات الاتحادية تحاول تحديد إذا كان هذا هو جزء من .هجوم إرهابي أكبر |
| Işık düğmesi bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انها تحاول العثور علي مفتاح الضوء |
| Tüm okul nasıl olduğunu bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | جميع المدرسة تحاول معرفة كيف فعلت ذلك |
| K ve R firmalarım onu bulmaya çalışıyor, kendi patronumu. | Open Subtitles | لقد حصلت كل من(كي) و(أر) لمحاولة العثور عليها، على رئيستي. |
| Sana kimin tuzak kurduğunu bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إكتشاف من أوقع بك |
| "Çünkü herkes kendi cennetini bulmaya çalışıyor" | Open Subtitles | لأن كلّ شخص يبحث لإيجاد جنته الخاصة |
| Kendisi bunadı ve beni bulmaya çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | إنه خرف وربما يحاول إيجادي. |
| Walter hâlâ Kinberg'den çıkan şeyin ne olduğunu bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ما زال (والتر) يحاول تحديد هذا الشيء الذي خرج من (كينبورغ). |
| Vikram bizim I.P. adresimizi bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فيكرام يحاول تعقب الاي بي الخاص بنا |
| Yukarda, iblisini kaçıran iblisi bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه في الأعلى ، تحاول أن تجد المشعوذالذيأخذمشعوذها. |