Üç gün sonra ikmal ekibi bizimle adanın kuzey ucunda buluşacak. | Open Subtitles | بعد ثلاثة أيّام، الفريق الإضافي سيقابلنا هنا، في أقصى شمال الجزيرة. |
Aracın, Pazar günü Chicago'da satıcı ile buluşacak. | Open Subtitles | إتصالك سيقابل البائع في شيكاغو يوم الأحد |
İçen birisiyle buluşacak olmalı. | Open Subtitles | لذا فأعتقدُ بأنّه سيلتقي بأحدٍ ما يحتسي الخمر. |
- Dowlinglerle buluşacak olsaydınız, kulübe uygun kıyafetler seçerdiniz... | Open Subtitles | اذا كنت ستقابل اّل داولينج, لا يمكنك الدخول بدون الزي الرسمي, الحله ورباط العنق |
Bay Shayne Bermuda'da Bayan Timberlake'le buluşacak. | Open Subtitles | السيد شاين سيطير الى برمودا انه يقابل الانسة تمبرلاك |
Ve bütün hayatın kayıplarını taşıyan yıldız sessizce ölümle buluşacak.. | Open Subtitles | والنجم الذي خسر جميع الارواح يلتقي بموته سريعاً |
Bize bir iyilik borcu var. Seninle mutfakta buluşacak. | Open Subtitles | إنه يدين لنا بمعروف سوف يقابلك في المطبخ |
Konsey bu akşam buluşacak, hükmümü sabah vereceğim. | Open Subtitles | المجلس سوف يجتمع هذا المساء سوف أصدر حكمي النهائي في الصباح |
Bay Conover sizinle saat 3'te Meclis Binası'nda buluşacak. | Open Subtitles | السيد كونوفير سيقابلك في دار البرلمان في الساعة 3 ظهراً |
Nehir yolunu kullanacak ve bizimle Folkstone'da buluşacak. | Open Subtitles | هو سيأخذ طريق النهر، ومن ثم سيقابلنا في فولكستون |
James Santa Domingo dışında özel bir marinada bizimle buluşacak. | Open Subtitles | سيقابلنا جيمس في ميناء تجاري خارج سانتو دومينغو |
Bilgilere göre Komarov bu perşembe Beyaz Rusya-Letonya treninde biriyle buluşacak. | Open Subtitles | تشير عمليات الاعتراض البارزة إلى التي يوم الخميس كوماروف سيقابل على القطار سفر بين بيلوروسيا ولاتفيا. |
Amerikalılarla Merkez Kütüphane'de buluşacak. | Open Subtitles | انه سيقابل الامريكان في المكتبه المركزيه متى؟ |
Düşmanın durumunu kontrol edecek bir keşif birliğiyle buluşacak. | Open Subtitles | سيلتقي بفرقة استطلاع لتفقد قوة العدو |
Lea bu gece hocasıyla mı buluşacak? | Open Subtitles | هل ستقابل ليا مدرسها هذه الليله؟ |
Kovboy, sabahleyin Scrimshaw'la buluşacak, onu otelden alacaklar. | Open Subtitles | راعيَ البقر يقابل سكريمشو، بيخدوة من الفندقِ. |
Yani sence Jason bu gece Charles'la mı buluşacak? | Open Subtitles | اذن هل تظنين بان جايسون سوف يلتقي تشاليز بمكان ما اليوم ؟ |
-Seninle bu gece buluşacak. | Open Subtitles | سوف يقابلك الليلة |
"Kuzu" Philadelphia'da sizinle buluşacak ve fizikçinin izini sürüp bulacaksınız. | Open Subtitles | و سوف يجتمع الحمل بكم في فيلادلفيا و من هناك سوف تتبع و تسترد الفيزيائى |
Dash DeWitt seninle öğlen Butter Stick'te buluşacak. Dash mı? | Open Subtitles | داش دويتس سيقابلك في عصا الزبدة عند الظهيرة |
Bazı haberleri var. Bizimle Primrose Tepesi'nde buluşacak. | Open Subtitles | أنه لدينا أخبار جديدة أنه يطلب أن يقابلنا عند تلة البروميز |
Ailen öbür dünyada seninle buluşacak. | Open Subtitles | عائلتك سوف تقابلك في الآخره |
Ziyareti sırasında Senatör de onunla buluşacak. | Open Subtitles | عضو مجلس الشيوخ سيجتمع مع الأمير أثناء زيارته. |
Meksika Federal Polisi sizinle sınırda buluşacak ve burada bulunan adliyeye kadar size eşlik edecek. | Open Subtitles | الشرطة الفيدرالية المكسيكية ستلتقي بكم عند الحدود و ستسير معكم الى غاية مبنى المحكمة، الواقع هنا. |
Benimle orada buluşacak mısın? | Open Subtitles | هل سأقابلكِ هناك ؟ |
Bir arkadaşıma verdim, bizimle burada buluşacak. Ayrıca endişelenme, böyle şeylere alışıktır. | Open Subtitles | لقد اعطيته لصديق ليّ، وسيأتي لمقابلتنا ولا تقلقي.. |