"buluşacaktı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يلتقي
        
    • ستقابل
        
    • ستقابلني
        
    • سيلتقي
        
    • يجتمع
        
    • ليقابل
        
    • تقابلني
        
    • ستقابلنا
        
    • يقابلنا
        
    • يقابلنى
        
    • كانت تقابل
        
    • أن يقابل
        
    • سيتقابل
        
    Ismaila'da bir muhbirle buluşacaktı Open Subtitles وكان من المفترض أن يلتقي بمُخبِر في الإسماعيلية.
    Sizinle buluşacaktı ama onu arayan çok fazla insan vardı... Open Subtitles أراد ان يلتقي بكم ولكن كان هناك الكثير من الناس يبحثون عنه
    15 Haziran'da, bir çavuş Slidell'de Hope ile buluşacaktı. Open Subtitles كانت ستقابل أحد الجنود فى سلايدل فى منتصف يونيو
    Deidra benimle buluşacaktı ama bize katılabilirsin. Open Subtitles (ديادرا) كانت ستقابلني ولكن اهلا بك لتشرفنا
    Ve o da gelebildiği zaman benimle buluşacaktı. Open Subtitles وأنّه سيلتقي بي عندما يستطيع.
    Çalıştığım lokantada benimle öğle yemeğinde buluşacaktı. Open Subtitles وكانت من المفترض أن يجتمع لي لتناول طعام الغداء في المطعم الذي أعمل فيه.
    İşte ölüm, kurbanıyla şimdi buluşacaktı. Open Subtitles الآن فقط... هل كان الموت ليقابل ضحيته ؟
    Aslında benimle burada buluşacaktı. Bu imza olayını araştıracaktık. Open Subtitles كان يفترض بها أن تقابلني هنا سنغطي حفل التوقيع
    Sherri turun sonunda bizimle buluşacaktı. Open Subtitles شيري) كانت ستقابلنا في نهاية الجولة)
    Yemek için bizimle buluşacaktı. Gecikeceğim diye telefon etti. Open Subtitles كان مفترضا أن يقابلنا على الغداء ثم اتصل و أخبرني انه سيتأخر
    Onunla az önce konuştum, benimle burada buluşacaktı. Open Subtitles لقد تحدثت معه لتو , من المفترض ان يلتقي بي هنا.
    Jabir de bizimle buluşacaktı ama uyuyakaldı. Open Subtitles جابر كان من المفروض أن يلتقي بنا .. لكنه غلب عليه النوم
    İzci gençlerle buluşacaktı da. Open Subtitles هو هناك يلتقي مع فريق الكشافة التابع له
    Sonbahar para yardımını planlamak için Peder Tony ile buluşacaktı. Open Subtitles كانت ستقابل الأب (توني) للتخطيط لجمع تبرعات فصل الربيع
    Benimle kaldığım Drake's Bay Oteli'nde buluşacaktı. Open Subtitles كانت ستقابلني بفندقي، (درايك باي).
    Bu sabah dul kadınla buluşacaktı. Open Subtitles - سيلتقي الأرملة هذا الصباح
    Robert, Milana Şişani adında Çeçen bir teröristle buluşacaktı. Open Subtitles كان "روبرتس" يجتمع بجماعة إرهابية شيشانية من خلال اسم "ميلانا الشيشاني"
    - Kiminle buluşacaktı? Open Subtitles -و ذهب ليقابل من؟
    Dün Emma benimle psikoterapi seansında buluşacaktı ama gelmedi. Open Subtitles نحن منفصلان كان من المفترض ان تقابلني إيما في الاستشارات الزوجية البارحة لكنها لم تأتي
    Bizimle Los Angeles'ta buluşacaktı. Open Subtitles ستقابلنا في (لوس أنجلوس)
    İsimsiz şahıs bizimle üç saat önce buluşacaktı patron. Open Subtitles كان من المفترض أن يقابلنا متصلنا المجهول قبل ثلاث ساعات أيتها الرئيسة.
    20 dakika önce benimle burada buluşacaktı. Open Subtitles كان من المفترض أن يقابلنى هنا من 20 دقيقة مضت.
    Greenwich'de sevgilisiyle buluşacaktı. - Belki hala onunladır. Open Subtitles إنها كانت تقابل صديقها فى قرية وربما مازالت معه
    Ama o gece başka biri daha Satine'le buluşacaktı. Open Subtitles لكن شخص آخر كان عليه أن يقابل ساتين في تلك الليلة
    Bugün Çinlilerle buluşacaktı. Open Subtitles إنه سيتقابل مع الصينيين اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more