"buluşmam" - Translation from Turkish to Arabic

    • أقابل
        
    • مقابلة
        
    • ألتقي
        
    • لقاء
        
    • لمقابلة
        
    • اقابل
        
    • أقابله
        
    • سأقابل
        
    • للقاء
        
    • أقابلها
        
    • اقابله
        
    • أجتمع
        
    • سألاقيك
        
    • المواعيد
        
    • موعد غرامي
        
    Söylediğim gibi, arkadaşlarımla buluşmam lazım. Open Subtitles حسنا ، مثلما قلت لك يجب أن أقابل بعض الناس
    Biliyorsun bu gece biriyle buluşmam lazım. Open Subtitles تعلمين، اضطررت أن أقابل بعض الأشخاص الليلة
    Pardon, Marty. Yarım saat içinde Palm Springs'te bir müşteriyle buluşmam var. Open Subtitles آسف، مارتي لدي مقابلة مع عميل في بالم سبرنغز خلال نصف ساعة
    Yeni bir müvekkille buluşmam gerekiyordu dokuz yaşındaki bir çocuğa yanlış teşhis koymuş ve neredeyse onu öldüren bir pediyatrist. Open Subtitles ليس هنالك محاكمات كان من المفترض أن ألتقي بموكّل جديد طبيب أطفال أخطأ في تشخيص طفل في التاسعة من عمره
    Annemle sabah kahvaltısında buluşmam gerekiyor. Open Subtitles يجب علي لقاء أمي هذا الصباح لتناول الفطور و الغداء
    Neden sürekli bu aptallarla buluşmam için baskı yapıyorsun? Open Subtitles لماذا تستمر بالضغط عليّ لمقابلة هؤلاء الحمقى؟
    Benim başka biriyle buluşmam gerekiyordu. Open Subtitles هناك خطأ ما كان من المفترض ان اقابل شخص آخر
    Arkadaşlarımla buluşmam gerekiyordu, ama kayboldum. Open Subtitles كان من المفترض أن أقابل بعض الأصدقاء، لكني تهت.
    Bir bakamaz mıyım? Orada biriyle buluşmam gerekiyordu. Open Subtitles هل أستطيع فقط أن ألق نظرة من المفترض أن أقابل شخصا ما
    Bir saat sonra onunla buluşmam gerekiyordu. Open Subtitles كان من المفروض أن أقابل هذا الرجل في خلال ساعة.
    Bir içki içecek kadar kalabilirim çünkü Victor'la buluşmam gerekiyor. Open Subtitles سأبقى لتناول كأس لأنه يجب أن أقابل فيكتور
    Bu saatte bir adamla buluşmam daha garip olmaz mı? Open Subtitles أليس الأكثر غرابة لي مقابلة رجل في تلك الساعة ؟
    Bakın hanımefendi... birkaç saat içinde Jack ile buluşmam gerekiyor. Open Subtitles انظري يا سيدتي افترض مقابلة جاك خلال ساعتين
    Saat 6'da biriyle buluşmam lazım. Ve o bana yerini söyleyecek. Open Subtitles يفترض بي مقابلة أحد الرجال عند السادسة وسيخبرني بالمكان
    Max'le buluşmam gerekiyor ama hemen İtalya'ya da gitmek zorundayım. Open Subtitles مرحباً من المفترض أن ألتقي ماكس في مكاننا المعتاد. لكن علي الذهاب إلى ايطاليها
    Seninle iki saat sonra, apartmanımda buluşmam gerekiyordu. Open Subtitles أنا من المفترض أن ألتقي بك في شقتي بعد ساعتين من الآن
    Streeterville bütçe meselesi için sendika temsilcisiyle buluşmam lazım. Open Subtitles لدىَ لقاء مع مندوب الإتحاد حول ميزانية المشروع
    Avukatlarla buluşmam için şehre gitmem gerekiyor. Open Subtitles الأمر أني مضطرة للذهاب للمدينة لمقابلة محامي
    İki saat sonra Büyük le onun evinde buluşmam gerekiyordu. Open Subtitles بعد ساعتين, كان من المفترض علي ان اقابل "بيغ" بمنزله
    Quinlan bir ipucu bulmuş. Çok üzgünüm ama onunla buluşmam gerekiyor. Open Subtitles إن " كوينلان " لديه مبادرة آسف ، يجب أن أقابله
    - Bir arkadaşımla buluşmam gerek. - Eski arkadaşlarından biri mi? Open Subtitles ـ سأقابل صديقة غدا ـ احدي صديقاتك القدامي
    Bu arada Aşk Prensesi, namı diğer Küçük Soğan Halkası'yla buluşmam lazım. Open Subtitles بالحديث عن الفتيات , عليّ أن أذهب للقاء أميرة الحب المعروفة بـ ليل فانينز
    Onunla eve bu kadar yakın buluşmam aptalcaydı fakat iyi olduğunu görmeliydim. Open Subtitles ، لقد كانت حماقة مني أن أقابلها بالقرب من المنزل لكن كان عليّ أن أتأكد أنها بخير
    Babamı eve bırakmam gerek. Allen aradı, sonra da onunla buluşmam gerekiyor. Open Subtitles لكن يجب ان آخذ والدي للمنزل و الان اتصل وانا يفترض بي ان اقابله اليوم
    Tanrım, çok isterdim, ama biriyle buluşmam gerekiyor. Open Subtitles يا إلهى, أحب هذا, لكن يجب أن أجتمع بأحدهم فيما بعد
    Seninle başka yerde buluşmam. Open Subtitles ذلك هو المكان الوحيد الذي سألاقيك به
    Pek fazla ikinci buluşmam olmadı. Open Subtitles لا أحصل على الكثير من المواعيد الثانية
    Aslında en kötü buluşmam bu değil. Open Subtitles في الواقع لم يكُن هذا هو أسوأ موعد غرامي أحظى به

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more