"buluşmamız" - Translation from Turkish to Arabic

    • موعدنا
        
    • نتقابل
        
    • نلتقي
        
    • لقائنا
        
    • الموعد
        
    • نجتمع
        
    • نقابل
        
    • نقابله
        
    • أقابلك
        
    • مقابلتنا
        
    • ميعادنا
        
    • لنلتقي
        
    • لموعدنا
        
    • لقاءنا
        
    • نقابلهم
        
    buluşmamız için bu sepet dolusu hediyeleri göndermişler bana, her şeyi içinde. Open Subtitles أرسلوا لي هذه السلّه و بها كل تلك الأشياء من أجل موعدنا, إنها سله متكاملة
    Bizim ilk buluşmamız da iyi gitmemişti. Onunla bir daha görüşmeme kararı almıştım. Bir hafta sonra yanına taşındım. Open Subtitles ولا موعدنا الأول أيضاً، قررت وقتها ألا أراه ثانيةً بعدها بأسبوع انتقلت للعيش معه
    İki gün önce buluşmamız gerekiyordu ama olmadı... -...ama merak etme, işin üzerindeyim. Open Subtitles كان علينا أن نتقابل قبل يومين، بس لم نستطع لكن لاتقلق سأهتمُ بذلك
    Bir daha ki buluşmamız da, patronuna söyle cüzdanını doldurup gelsin. Open Subtitles ثم حينما نتقابل ثانية أخبر رئيسك أن يُحضر حافظة نقوده سأتقاضى الأجر كاملاً
    Her buluşmamız bizi daha da sıkı birer dost yaptı. Open Subtitles في كل مرة كنا نلتقي فيها ، كانت صداقتنا تزداد
    Ben de buna neredeyse bizim kör buluşmamız olacak günden beri can atıyordum zaten. Open Subtitles كنتُ منتظر أن أفعل هذا منذ موعدنا الاعمي تقريباً
    Resmi olarak ikinci buluşmamız ama şimdiden yalan söylemeye başladım. Open Subtitles نحن الان فقط في موعدنا الرسمي الثاني وانا ، غير مرتاح بالتلاعب بها. ارتاح. انها المواعدة في لوس انجلس.
    Bunun, dördüncü buluşmamız olduğunu ifade etmek istedim. Open Subtitles أعلنأنهذا.. موعدنا الرابع الرسمي، إتفقنا؟ ..
    Bak, Howard. Bu bizim üçüncü buluşmamız. İkimizde bunun anlamını biliyoruz. Open Subtitles اسمع يا هاوارد, هذا موعدنا الثالث كلانا يعرف ما الذي يعنيه ذلك
    Bugün babamın avukatıyla buluşmamız var. Open Subtitles حسنٌ، علينا أن نتقابل مع محامي والدي اليوم
    Tiyatronun önünde buluşmamız gerekiyordu ama o gelemedi. Open Subtitles كان من المفترض أن نتقابل امام المسرح ولم تظهر
    Üç saat kadar önce, depoda buluşmamız gerekiyordu. Open Subtitles كان من المفترض أن نتقابل في المستودع منذ 3ساعات
    Nasılsa ortak bir noktada buluşmamız imkansız, o yüzden siz çocuklar bir film seçin babanızla ben de bir tane seçelim, filmden sonra da lobide buluşalım. Open Subtitles بما أننا لن نتفق أبداً، يمكنكما اختيار فيلم، وأنا وأبوكما نختار فيلماً ثم نلتقي في الخارج بعد المشاهدة.
    Um... Crash'te buluşmamız gerekmiyor muydu? Open Subtitles أليس من المفترض أن نلتقي في الحفلة وليس هنا؟
    İşten bahsetmek kafama ağrılar sokuyor. Daha ilk buluşmamız, içip eğlenelim hadi. Open Subtitles الحديث عن العمل يثير صداعي بما أنه لقائنا الاول فقط لنشرب ونستمتع
    Hastanenin kafeteryasındaki boşa kürek çekmede beşinci buluşmamız bu. Open Subtitles هذا هو الموعد الخامس بالتسلسل الذي نتواعد به في مطعم المستشفى
    Şey, senin hakkında bir fikir oluşturabilmek için 3-4 kez daha buluşmamız gerektiğini düşünmüştüm. Open Subtitles حسناً, أرغب أن نجتمع ثلاثة أو أربع مرات من أجل أن اقوم بكتابة رأيي فيك
    Töreni tekrar gözden geçirmek için rahiple burada buluşmamız gerek Open Subtitles كان من المفترض ان نقابل القس هنا من أجل مراسم الزفاف
    Bu gece şehir merkezinde onunla buluşmamız gerek. Open Subtitles نحن يُفترض أن نقابله وسط المدينة عند منتصف الليل.
    Michael, dinle. buluşmamız gerek. Nerede olursa olsun. Open Subtitles مايكل أسمع , لابد أن أقابلك فى مكان ما , أى مكان
    Evet, ama son buluşmamız beklendiği gibi geçmedi. Open Subtitles بلى، ولكن مقابلتنا الأخيرة لم تسر بشكل جيد
    Sanırım buna ilk buluşmamız da diyebilirsin. Open Subtitles ويمكنك القول أننا خضنا ميعادنا الأول
    Bak, Tom, Kulübe gidip Freddie'nin bazı arkadaşlarıyla buluşmamız lazım. Open Subtitles اسمع يا توم , سنضطر للذهاب إلى نادي لنلتقي بعضاً من زملاء فريدي
    buluşmamız için bunlardan birini ödünç alabilirsem başka tabii. Open Subtitles عدا أنه يعني بأنه يمكنني استعارة ثوب "أنداري" النادر لموعدنا
    Bu kadarla bırakalım. İlk buluşmamız sizi ikna etmedi mi? Anlıyorum. Open Subtitles أعتقد لقاءنا الأول أقنعك أفهم ، تخشى أنى لن ألعب مباراة إعادة
    Bebeğim, haydi, onlarla tiyatroda buluşmamız gerek. Open Subtitles عزيزتي . هيا . من المفترض ان نقابلهم في المسرح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more