Ya da B~ boş boş konuşmaya devam eder ve tarihin en hızlı kaybedilen dişleri rekoruna sahip olabilirsin ki Bunu senin için bedavaya yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى صامتاً و أُكسر لك جميع أسنانك بكل سهوله و سأفعل ذلك لك بدون مقابل |
Ayin için hazırsan Bunu senin için yapabilirim. | Open Subtitles | إذا كنت مستعداً، أخذ قرباناً. يمكنني فعل هذا لك. |
Bunu senin için kazandım. Belki öpersen prense dönüşebilir. | Open Subtitles | كسبتُ هذا لكِ ربّما إن قبلته, سيتحول إلى أمير |
Onun orijinal rozeti akademi vitrininde asılı kalacak ama Bunu senin için yaptım. | Open Subtitles | فشارته الأصلية ستكون معلقة دوماً على حائط الأكاديمية ولكني صنعت لك هذه |
Sevgilin olması konusunda anlaşmıştık biliyorum ama Bunu senin için yaptım, acı duyma diye. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّنا إتّفقنَا على أن يكون لك حبيب لَكنِّي فعَلتُ ذلك من أجلك لإنْقاذك من الألمِ |
Bunu senin için çok kolay hale getireceğim. | Open Subtitles | سأجعل الأمر في قمّة السهولة بالنسبة لك |
Bunu itiraf etmek için fazla gururlusun, ama Bunu senin için kolaylaştıracağım. | Open Subtitles | أنت متكبرة لتعترفي بذلك، سأسهل الأمر عليك |
Bunu senin için yapmadım. Doc, prova yapmamıza izin verdi. | Open Subtitles | لم أفعل هذا لأجلك دوك يسمح للفرقة بالتدريب |
Sen kendini keşfetmezsen, biri Bunu senin için yapacaktır. | Open Subtitles | انظري، إذا لم تخترعي نفسك شخص آخر سوف يفعل ذلك لك |
- O da şimdi Bunu senin için yapıyor. - Nerede? | Open Subtitles | هو يحاول أن يفعل ذلك لك الآن أين هو ؟ |
Bunu senin için yaparsam Angel haddini bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | وإذا فعلت ذلك لك ياملاكى ... ثمّلم تحسنىالتصرّف. |
Biliyorum, o yüzden Bunu senin için yaptım. Hepsi senin için. Güven bana, evlat. | Open Subtitles | أعلم هذا ، لهذا أنا صنعت هذا لك ، أنه كله لك ثق بي بني |
Bunu senin için yapıyorum ve sende bana banyo küvetinde seni düşünme izni veriyorsun. | Open Subtitles | أنا أفعل هذا لك وأنا لدي إذنك لـ أفكر بك لاحقاً الليلة عندما أكون في الحوض |
Karın seni sevdiğini ve Bunu senin için yaptığını söylüyor, değil mi? | Open Subtitles | زوجتك تقول إنها تحبك و فعلت هذا لك, إليس كذلك؟ |
Eğer Bunu senin için yaparsam sen de benim için bir şeyi açıklığa kavuşturursun. | Open Subtitles | إذا فعلت هذا لكِ ، لربما يمكنك توضيح شيء لي. |
Bunu senin için yaptım. | Open Subtitles | لقد أعددت لك هذه |
Ama Bunu senin için değil, takım için yapıyorum. | Open Subtitles | ولكني لن أفعل ذلك من أجلك , بل من أجل الفريق. |
Bunu senin çok kolaylaştıracağım. İşi yapacak mısın? | Open Subtitles | سأجعل الأمر سهلا عليك، هل ستقوم بالعمل؟ |
- Bunu, senin için kolaylaştırmak isterim senin için de uygunsa. | Open Subtitles | أود أن أسهل الأمر عليك إذا لم تمانعي |
Bunu senin için yapmadım. Doc, prova yapmamıza izin verdi. | Open Subtitles | لم أفعل هذا لأجلك دوك يسمح للفرقة بالتدريب |
- Ya da yapsa bile Bunu senin yerine başkası yapar. | Open Subtitles | أو إن كنت تفعل، سيكون لديك شخص آخر يقوم بذلك عنك |
Bir sözleşme yaparsam senin için yapacaktım! Bunu senin için yapıyorum! | Open Subtitles | ادركت اننى لو حصلت على عقد للتسجيل فسأعوضك , انا افعل هذا من أجلك |
Bunu senin için yaptım. | Open Subtitles | أنتِ لا تُنصتين إليّ لقد فعلت هذا من أجلكِ |
Ama bundan da öte bunu sevdiğim insanlar için yapıyorum. Bunu senin için yapıyorum, Katara. | Open Subtitles | أنا أفعله من أجل من أحبهم إنني أفعله من أجلك يا كتارا |
Süt içmediğimi biliyor. Bunu senin için yapıyorum. | Open Subtitles | هو يعلم أني لا أشرب الحليب أنا أقوم بهذا من أجلك |
Bunu senin için yapacağım. Annen için değil, senin için. | Open Subtitles | حسناً, سأقوم بهذا من أجلكِ أنتِ ليس من أجل أمكِ, من أجلكِ أنتِ. |
Isabel kindar bir kadın. Bunu senin güvenin olsa da olmasa da yapardı. | Open Subtitles | (إيزابل) امرأة ثأريّة، وكانت ستفعل ذلك باستغلال ثقتك أو بدونها. |