Kasabadakiler, onun, bunu yapmasını söyleyen sesler duyduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقول الناس انه قد سمع أصوات تأمره بفعل ذلك انه مجنون. |
Psikoloğuna göre bunu yapmasını ona, ormandaki sesler söylemiş. | Open Subtitles | وفقاللطبيبالنفسي، سلايد قال أن الأصوات في الغابة أخبرته بفعل ذلك |
Jamie'den bunu yapmasını istedim. | Open Subtitles | لقد أمرت جيمي بفعل ذلك. |
Ona korktuğunu ve bunu yapmasını istemediğini söyle. Denerim. | Open Subtitles | اخبريه أنكِ خائفة جداً وأنكِ لا تريديه أن يفعل ذلك |
Ondan bunu yapmasını istememiştim yapmak için para da almıyordu. | Open Subtitles | لم أطلب إليه أن يفعل ذلك ولم يتقاضَ مالاً ليقوم بذلك |
Evet, ama bunu yapmasını ben söylemiştim. Yani, şimdi bunun için ona kızamam. | Open Subtitles | نعم ولكني من طلب منه فعل ذلك اعني اني لا استطيع ان اعبر عن استيائي |
Bölüm Şefi Kim'e mi bunu yapmasını emrettin? | Open Subtitles | هل أمرتي رئيس القسم ( كيم ) بفعل ذلك ؟ |
Ama yanılmıyorsam, bunu yapmasını Jason'dan istemiştim. | Open Subtitles | لكن أظن أنني طلبت من جيسون أن يفعل ذلك |
bunu yapmasını ondan isteyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نطلب منه أن يفعل ذلك |
bunu yapmasını ben söyledim. | Open Subtitles | طلبت منه أن يفعل ذلك. |
Bizden birinin bunu yapmasını istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريدين واحد منا أن يفعل ذلك |
bunu yapmasını ondan hiç istediğim yok. | Open Subtitles | وأنا لم أطلب منه أن يفعل ذلك |
Fakat bunu yapmasını beklediğimizin farkındaydı. | Open Subtitles | ولكنه يعرف اننا نتوقع منه فعل ذلك |
- bunu yapmasını kim söyledi sizce? | Open Subtitles | ـ من الذي تعتقده طلب منه فعل ذلك ؟ |
Jason'ın ebeveynleri kendisinden bunu yapmasını istemişler. | TED | أبوا جيسون طلبوا منه فعل ذلك . |