| Artık korkmana hiç gerek yok. bunun bir parçası olmanı istiyor. | Open Subtitles | لا حاجة لتخافي بعد الآن يُريد أن تكوني جزءاً من هذا |
| Ve bu arada, bu yerler, umut üzerine nutuklar hak ediyor, bilim ve keşifler de bunun bir parçası olabilir. | TED | وعلى أية حال، هذه المناطق تستحق زرع الأمل، ويمكن للعلم والاستكشاف أن يكونا جزءاً من هذا. |
| bunun bir parçası olmana inanamıyorum. Yayıncımın bunlara ihtiyacı vardı, dün için. | Open Subtitles | لاأصدق ان تكوني جزء من ذلك لذا الناشر يريد هذه منذ الأمس |
| "Karısı hamile ve Sloan'un bu işi bırakmasını sağladı çünkü belli ki o da artık bunun bir parçası olmak istemiyordu." | Open Subtitles | زوجته الحبلى هي من جعله يستقيل لأن لانه لم يريد أن يكون جزءا من هذا الأمر |
| Bunu artık söylemek zorundayım. Tina da bunun bir parçası olduğu için onun da burada olmasını istedim. | Open Subtitles | علي أن أزيل هذا العبئ عن صدري تينا هنا لأنها جزء منه أيضاً |
| Ordunun gidip insanları öldürmesini istiyorsun. Ben bunun bir parçası değilim. | Open Subtitles | أنت لديك إدارة الجيش و ناس لقتلهم لكن أنا لست جزءً من هذا |
| bunun bir parçası olmak istemediğini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لا تريد أن تكون جزءاً من ذلك |
| Nasıl bunun bir parçası olup da katılaşmadan durabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تكون جزءاً منه بدون أن تصبح أشد قساوة؟ |
| Sadece bir tavsiye, muhtemelen sana söylememiştir, ben bunun bir parçası olmak istemiyorum, Tamam mı ? | Open Subtitles | الذي لم تخبرك عنه في قضية جوستين حيث أنها ربما لم لا أُريدُ أن أكُونَ جزءاً من هذا طيب؟ |
| bunun bir parçası olmanı istedik. | Open Subtitles | عن المشاهير المحلين نريدك أن تكوني جزءاً من هذا |
| Ya bunun bir parçası olursunuz ya da kenara çekilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانكما إما أن تكونا جزءاً من هذا أو أن تنزحان جانباً |
| İlk baştan, bunun bir parçası değildi. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تكون جزءاً من هذا الأمر في المقام الأول. |
| Ne romantik. Onlar da bunun bir parçası olmak istiyorlar. | Open Subtitles | إنه رومنسي, وهم يريدون أن يكونوا جزء من ذلك |
| Ve sana bunun bir parçası olmanı teklif ediyorum. | Open Subtitles | أَعْرضُ عليكي الفرصة لِكي تكُونَي جزء من ذلك |
| Bir kere başına geldiğinde, sen de bunun bir parçası oluyorsun. | Open Subtitles | وبمجرد أن حدث ذلك لك، كنت جزءا من هذا الشيء. |
| bunun bir parçası olamayacağımı söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنه لا يمكنني أن أكون جزءا من هذا |
| - Bu insanlardan nefret ediyorum. - Ama onlar bunun bir parçası, Dan. | Open Subtitles | –اكره هؤلاء الناس –ولكنهم جزء منه,يا دان. |
| Bana çok nazik davrandınız ve bunun bir parçası olmama izin verdiğiniz için hepinize çok minnettarım. | Open Subtitles | أعني, لقد كنتم طيبين جدا معي وأنا ممتنة للغاية لأنكم سمحتم لي أن أكون جزءً من هذا |
| Baba kederine boğulmuştur, oğul ise bunun bir parçası olmak istemez. | Open Subtitles | الرجل العجوز الذي غرق في أحزانه والابن الذي لم يرد أن يكون جزءاً من ذلك |
| Sadece, ben saklandım. bunun bir parçası olmak istemedim. | Open Subtitles | عدا، أنني اختبأت من هذا لم أرغب بأن أكون جزءاً منه |
| Bu "çift" zırvalıklarının dışardan aptal göründüğünü biliyorum ama eğer sen bunun bir parçası olursan bu dünyadaki en güzel şeylerden biri oluverir. | Open Subtitles | حسناً .. انا اعلم هذه الاشياء تبدوا غبية من الخارج و لكنها من اعظم الاشياء في الدنيا اذا كنتِ جزء منها |
| Bu kadar yeter.Daha fazla bunun bir parçası olamam. | Open Subtitles | انتهى الأمر لا يمكن أن أشارك في هذا |
| Ve insanlar sadece bunun bir parçası olma şansını elde etmek için dışarıda, kapıda, sıra bekliyorlar. | TED | ويصطف الناس خارج الباب فقط للحصول على فرصة ليكونوا جزءا منه. |
| Bunu bir parçası olamam. bunun bir parçası olmayacağım. | Open Subtitles | لا استطيع ان اكون طرفاً في هذا لا يمكنني ان اكون طرفاً |
| Torunum Jack, bunun bir parçası.. | Open Subtitles | الآن, حفيدى, "جاك" الصغير جزء من هذا التراث. |
| Hepsi bunun bir parçası. Bu olmak zorunda. | Open Subtitles | لا ، هذه هي هذه كلها جزءاً منها ، يجب أن تكون كذلك |
| bunun bir parçası olup olmadığını bulmama yardım ediyorsun zaten. Hiçbir zaman, kendimi güvende hissettiğim bir yer olmamıştı ama şimdi, öyle hissediyorum. | Open Subtitles | مهلا,لقد ساعدتني كثيرآ في معفه نها ليست جزءً من ذلك أنظر,لم أشعر بأمان منذ مده |
| Sizinle tanışıp bunun bir parçası olmayı hayatımın bir anlamı olması için istemiştim. | Open Subtitles | السبب في رغبتي بمعرفتك في أن أكون جزءًا من هذا هو أنّني أردت أن يكون لحياتي معنى |