Her şey planlanmıştı. Onun burada olacağını bilmiyordum Freddy. | Open Subtitles | لقد كان الحريق مؤقتاً , لم أكن أعلم بأنها ستكون هنا |
30 dakika önce 10 dakikada burada olacağını söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنها ستكون هنا بعد 10 دقائق منذ 30 دقيقة |
Saat 11:00 gibi burada olacağını söylemişti ama daha gelmedi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستكون هنا فى 11 لكنها لم تظهر حتى الآن |
Ama bu aptal partiden ona ben bahsettim çünkü senin burada olacağını ve bunu isteyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لكنني أخبرته عن هذه الحفلة الغبية, لأنني علمت أنكِ ستكونين هنا و هذا ما كنتِ تريدينه. |
Şey, Grohmann onun akşam yemeğine burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | حسنا جروهمان قال أنه سيكون هنا على العشاء |
Pekala, Tam 8'de burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | حسناً لقد قالت أنها ستكون هنا عند الثامنة تماماً |
Benim gitmem gerek. Bayan, otobüsün bir kaç dakika sonra burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | حسنٌ يجب أن أذهب, لكن السيدة ستكون هنا لبضعة دقايق فحسب |
Hayalleri yıkmak filan istemiyorum ama bana parayı o verdi ve burada olacağını söyledi ama gelmedi. | Open Subtitles | أنا لا أقصد أن أجرح مشاعرك أو شيء كهذا لقد أعطتني المال وقالت أنّها ستكون هنا ولكنّها لم تفعل |
Öyle. Kızının birkaç saat içinde burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | نعم هي قالت ان ابنتها ستكون هنا خلال ساعات قليلة |
Son dakika ayarlamaları için burada olacağını biliyordum. | Open Subtitles | علمت من أنك ستكون هنا تقوم بالتعديلات الأخيرة |
Saat 10'da burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستكون هنا في العاشرة مساءاً |
Neden kimse bana onun burada olacağını söylemedi? | Open Subtitles | كيف يعقل ان لم يخبرني احداً انها ستكون هنا ؟ |
Senin burada olacağını öğrendiğimde ne kadar meraklandığımı tahmin edebilirsin. | Open Subtitles | لذلك يمكنك تخيل كم شعرتُ بالفضول عندما إكتشفت بأنك ستكون هنا الليلة |
burada olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أعرف انك ستكونين هنا هذا الصباح. |
Sonra bir adama rastladım ve partiden bahsetti, ben de geldim ama senin burada olacağını söylememişlerdi. | Open Subtitles | وقد دعاني الى الحفل في لبداية قل لي أنك ستكونين هنا |
Will, burada olacağını söyledi ve ben de seni karşılayan ilk kişi olmak istedim. | Open Subtitles | قال ويل أنّك ستكونين هنا, وأردت أن أكون أوّل من يحييكِ |
8:00 gibi burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه سيكون هنا في الساعة الثامنة بالتحديد |
Saat üç gibi burada olacağını söyledi. Görünen o ki gelmiyor. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيكون هنا في الثالثة من الواضح أنه لن يأتي |
Kendi başıma geldim. burada olacağını biliyordum ve seni görme şansını kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | أتيت بمفردي, كنت أعرف أنك ستكوني هنا, لا يمكن تفويت هذا |
- Kötülük yapan kötüdür. - burada olacağını tahmin etmiştim. | Open Subtitles | الشر شر كنت اعتقد انى سأجدك هنا |
Bayan Tally sabah 10.30'da burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | قالت السيدة تالي انها سوف تكون هنا صباح الغد في الساعة 10: 30. |
Bayan Newman'ın burada olacağını söylediler. Tabii, lütfen buyurun. | Open Subtitles | لقد اتصلت مسبقا وقد قيل لي ان السيدة نيومان ستكون موجودة |
- burada olacağını bilmiyordum... | Open Subtitles | لم اكن اعرف انك ستكونى هنا لا تخجل, هل هم اصدقائك؟ |
Özür dilerim, burada olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا آسفة، لم أكن أعرف أنك ستتواجد هنا |
Yoklayıcıların burada olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت قطعاً إن المُستشعرين سيكونون هنا. |
Numara yapıyordum. burada olacağını duydum. | Open Subtitles | أنا فقط ألعب انظري, سمعت بأنكي ستأتين إلى هنا. |
Aslında burada olacağını duyduk, ve senin son derece iğrenç bir şey yapacağını bildiğimiz için-- | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد سمعنا انكِ سوف تكونين هنا ولقد علمنا انك سوف تقومين بشيء مذهل بفظاعة |
Onunla üç gün önce konuştum. burada olacağını söylemişti. | Open Subtitles | تحدثت معه منذ ثلاثة أيام فى جولياد و إبن العاهره قال أنه سيتواجد هنا |
Mynah kuşlarının bu öğleden sonra burada olacağını söylediler | Open Subtitles | لقد قالوا ان الطائر سوف يكون هنا اليوم متأخرا |
- Nina. burada olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | -نينا" ، لم اكن اعرف انك ستأتين هنا" |