"burada olduğu" - Translation from Turkish to Arabic

• أنها هنا
• هي هنا
• بأنه هنا
• أنّه هنا
• هو موجود هنا
• لأنه هنا
• الذي هو هنا
• أنه كان هنا

Şimdi o da burada olduğu için, düşünebildiğim tek şey o.
بما أنها هنا الآن هي الشيء الوحيد الذي أستطيع أن أفكر فيه

Bu, Audrey'nin kolunda iğneyle Jacks'te değil, burada olduğu gerçeğini değiştirmez.
ذلك لا يغيّر واقع أنها هنا الآن وليست في ملهى "جاك" حيث توجد إبرة في ذراعها.

Bilmek istiyorum acaba dışarıda da burada olduğu gibi gülücükler mi saçıyor. O kızı seviyorum.
أريد أن أعرف ما إن كانت ممسحة في الخارج كما هي هنا

Ben burada olduğu gibi sol tarafta olmasına alışığım.
وأنا معتاد على وجودها على اليسار كما هي هنا

burada olduğu için çok heyecanlıyım.
انا متحمس بأنه هنا

Başkana ve başka insanlara zarar vermek için burada olduğu ihtimalini değerlendirmeliyiz.
يجب أن نأخذ في الإعتبار إمكانية أنّه هنا لإيذاء الرئيس وقد يكون هناك أشخاص آخرون متورطون.

burada olduğu sürece siteye yeni bir şey koyamaz.
{\pos(192,230)} طالما هو موجود هنا فلا يمكنه إضافة أية مواضيع على الموقع

- burada olduğu için böyle söylüyorsun.
أنت فقط تقولين ذلك لأنه هنا.

Ama burada... O burada olduğu sürece...
.. ولكن هنا وإلى الوقت الذي هو هنا فيه

Şu anda bastığınız şeye bakılırsa, önceden burada olduğu söylenebilir.
بالحكم علي ما تقف عليه ، أصدق أنه كان هنا في وقت ما

Ben Dedektif Rizzoli'yi arıyordum, ...bana kendisinin burada olduğu söylendi, hem de "iletişime geç, koru ve saygı göster" dersimde olması gerekirken.
إنني أبحث عن المحققة (ريزولي) والتي أخبروني أنها هنا بالرغم من أنها مسجلة لحضور دورة "تواصل، دافع، احترم"

burada olduğu sürece ona yakın çalışacağım.
سأدرسها عن كثب طالما أنها هنا

O burada güvende değil. O burada olduğu sürece hastanede kimse güvende değil.
هي ليست بأمان هنا، ولا أحد آخر بهذه المستشفى طالما هي هنا.

Ve o burada olduğu sürece kötü bir şey olamaz.
وطالما هي هنا لا سيئ يمكن أن يحدث.

- Bana burada olduğu söylendi.
لقد أخبِرت بأنه هنا

burada olduğu için mutluyum.
أنا سعيدة بأنه هنا.

Ona ihtiyacın olursa diye sadece 'kişilik tanığı' olarak burada olduğu söyledi.
يقول أنّه هنا كشاهد شخصية في حال احتجته

burada olduğu kesin!
أنا متأكدٌ أنّه هنا.

Ne demek burada olduğu sürece?
ماذا تعنين "إلى الوقت الذي هو هنا "؟

Uzun zamandır burada olduğu belli.
من الواضح أنه كان هنا منذ وقت طويل