AWAC'a göre düşman burada, burada ve burada pozisyon almış. | Open Subtitles | التقارير تفيد أن عدونا يتواجد هنا و هنا و هنا |
Ben geldiğimde barda seninleydi ve şimdi burada ve sanırım bizi bekliyor. | Open Subtitles | كان معك عندما وصلت و الآن هو هنا و أعتقد بأنه ينتظرنا |
burada ve burada... l5 bölgesindeki spinal arteri aşındırdığını görebilirsin. | Open Subtitles | انظر هنا و هنا واضح وجود تآكل في العمود الفقري |
burada ve evde onu korursan, .ve bunu fark ederse, altın gibi kıymete binersin. | Open Subtitles | إبقي بسجلّه نظيفاً هنا وفي المنزل وبصراحة إن رأى هذا فيك فانت ذهبٌ خالص |
burada ve burada... l5 bölgesindeki spinal arteri aşındırdığını görebilirsin. | Open Subtitles | انظر هنا و هنا واضح وجود تآكل في العمود الفقري |
burada ve burada konuşlandığını düşündüğümüz en az 10 koruması var. | Open Subtitles | هناك عشرة حراس على الأقل بتلك النقاط، هنا، هنا و هنا |
Elimizden gelen her şeyi burada ve şimdi yapacağız. Bu en önemli vazifemiz. | Open Subtitles | والشيء الذي يمكننا فعله هو هنا و الآن هذا هو الشيء الأكثر أهمية |
"Larissa Antipova hala burada ve ona hayranlığım artıyor. | Open Subtitles | لاريسا انتيبوف ما زالت هنا و مازلت أحترمها أكثر فأكثر |
Dünya güreş şampiyonu burada, ve bayağı heybetli biri, tamamen kırmızılar içinde. | Open Subtitles | ,بطل العالم فى المصارعة هنا و هو هادئ جداً |
Ve eğer sizler... Eddie Kirk burada ve birazdan Ray Conniff şarkısını çalacağız. | Open Subtitles | ايدى كيرك هنا و راى كونيف جوبلى قادمون خلال لحظات قليلة |
11:00'de tekrar geri geldim ve 11:15, burada ve burada. | Open Subtitles | لقد راجعته عند الحادية عشر و في الساعة 11: 15 ، هنا و هنا |
burada ve burada atıcılar var. | Open Subtitles | عندنا رماة هنا و هنا سأقول لكم خدعة قديمة |
Onumuz burada ve en küçüğümüz evde babamla birlikte. | Open Subtitles | اننا 12 , 10 هنا و في البيت أبينا و أخينا الأصغر |
Ama burada ve sağlıklı büyük bir ihtimalle taktığınız koşum yüzünden. | Open Subtitles | ولكنه هنا وفي صحة في الأغلب بسبب أداة الإستعباد التي وضعتوها عليه |
Günümüzde kutup bölgelerinin daha farklı bir önemi var çünkü artık biliyoruz ki burada ve kuzeyde olan her şey gezegenin neresinde olursak olalım hepimizi etkiliyor. | Open Subtitles | اليوم، صارت المناطق القطبية ،تعكس مدلولاً آخراً فأصبحنا الآن نعي أنّ ما يحدث هنا وفي الشمال له تأثيرات ،على كل فردٍ منا |
Annem burada ve tanımadığım biriyle evlenmemi istiyor. | Open Subtitles | أمّي هنا وهي تُريدُني إلى تزوّجْ شخص ما بإِنَّني حقاً لا أَعْرفُ. |
burada ve şu anda iğne yatakta. | Open Subtitles | ومن الحاضر. ومن هنا والآن وإبرة في كومة قش. |
Birazdan yanında olacağım ama Paul burada ve diyor ki-- | Open Subtitles | أنا بالطريق لمقابلتك لكن بول هنا .. وهو يقول لي |
burada ve bunu sordunuz, Bay Kıvırcıktüy. | Open Subtitles | حاضر ومستعد, مستر(وولينسوورث). أخ! |
Eğer gerçekse, burada ve açılıyor. | Open Subtitles | هذه قصة خرافية لو أنه حقيقي، فهو هنا وسوف يُفتح |
Tüm kayıtlar burada ve tüm detayları da e-postayla yolladım. | Open Subtitles | وجميعِ السجلاتِ هنا وقد أرسلتُ لكـَ جميعَ التفاصيلِ إلكترونياً |
Okulun aletleri uzun süredir burada ve daha önce böyle bir şey hiç kaydetmedik. | Open Subtitles | المدارس تملك نفس المعدات الموجودة هنا ولم نسجل أبدا ً شيئا ً كهذا |
burada ve orada yapacağın tek şey, ufak tefek işlerdir. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو عمل بسيط هنا وهناك |