Burası, bir hırsızın anahtar bırakması için tuhaf bir yer. | Open Subtitles | ، هذا مكان غريب للص لترك مفتاح ألا تعتقدي ذلك؟ |
Büro Amir Yardımcısı Brenda Johnson'a de ki, burası... bir "olay yeri". | Open Subtitles | قد توضّح إلى نائب الرئيس بريندا جونسن أنّ هذا مكان جريمة |
Burası bir geçiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل من الممكن أن يكون هذا المكان هو البوابة؟ |
Burası bir batakhane. İçeriyi arayın. | Open Subtitles | إن هذا المكان ملىء بالقذارة المعفنة يا معفنيين. |
Burası bir bayan odası. Nerede o? | Open Subtitles | هذا منزل امرأة، أين هي؟ |
Burası bir. Hedefi görüyorum. 350 metre, yaklaşıyor. | Open Subtitles | هنا واحد رأيت الهدف على بعد أربعة ياردات ناحية الداخل |
Burası bir işyeri ve işim var. | Open Subtitles | أخرج من هنا يا رجل هذا مكان عمل ولدي عمل لأنجزه |
Yani, elbette ki Burası bir hapishaneden kat kat daha iyi bir yer. | Open Subtitles | أعني , من الواضح أن هذا مكان ألطف بكثير من واقع السجن |
Arkadaş olarak konuşmuyorum, meslek icabı konuşuyorum, çünkü Burası bir iş yeri. | Open Subtitles | اجتماعيا مقاطعتكم، بس اكلمكم عمليا لان هذا مكان عمل |
- Burası bir cennet | Open Subtitles | هذا المكان هو الجنة لقد تم تصويره من قبل عدة مجلات |
Buradaki tek duyarlı kişi olduğum için kusuruma bakmayın ama Burası bir misafirhane. | Open Subtitles | المعذرة لكوني الشخص الوحيد العاقل هنا لكن هذا المكان هو منتجع |
Burası bir mezar. | Open Subtitles | إن هذا المكان ، كالمقبرة |
Burası bir bakımevi! | Open Subtitles | هذا منزل للتمريض |
Lider, Burası bir. Hedefin açığa çıkmasını bekliyorum. | Open Subtitles | أيها القائد هنا واحد ينتظر وضوح الهدف |
Yani, sonuçta Burası bir kadın ayakkabıcısı. | Open Subtitles | أعني، بعد كل شيء، هذا هو محل لبيع الاحذية النسائية. |
Burası bir şey boşaltmak için en müsait yer buradaki su daha fazla toksik barındırmalı... | Open Subtitles | هذا مركز رمي المخلّفات لذا فالمياه هنا أشدّ سميّة |
Burası bir biyogenetik deney tesisi değil mi? | Open Subtitles | هذه مؤسسة للتوليد الذاتي، أليست كذلك؟ إعترفي |
Burası bir durak. Yiyecek ve su yükleyebileceğimiz bir yer. | Open Subtitles | هذه محطة وقوف , مكاناً لنحصل منه على الماء والغذاء |
Evet, ama Burası bir çiftlik. O da bunun cilvesi. | Open Subtitles | نعم، حسناً، هذه مزرعة نوعاً ما ستتساوى مع الأرض |
Burası bir mezar bayım, 400 yıllık mumyalar var. | Open Subtitles | هذه مقبرة ، سيدي وبها مومياوات عمرها 400 سنة |
Burası bir mısır tarlasıyken onu koydukları günü hatırlıyorum. | Open Subtitles | لقد شاهدتهم يضعونه هناك عندما كان هذا المكان مجرد حقل ذرة. |
Borcuma karşılık 50.000'i de alabilirsin, ama Burası bir kumarhane. | Open Subtitles | بوسعك أن تأخذ 50 ألف دولار كلها . . مقابل خدمتي مقدماً |