Beni cezalandırmak yerine İmparatoru düşünmen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض ان تفكر بالإمبراطور بدلاً من معاقبتي ؟ |
Nedendir bilmem seni ne kadar cezalandırmak istesem de olmuyor. | Open Subtitles | ،لا أفهم ما يحدث لكن كلما حاولت معاقبتك أفشل |
Ama eğer onu cezalandırmak istiyorsan, onun yerine beni cezalandır | Open Subtitles | و لكن إذا كانت مشيئتك معاقبته فأنزل على العقاب بدلاً منه |
Bu adamı cezalandırmak için emir aldınız ölene kadar kırbaçlamak için değil. | Open Subtitles | هذا يكفى لقد كانت الأوامر أن تعاقب هذا الرجل لا أن تجلده حتى الموت |
Bunu beni cezalandırmak için yapıyor. Nedeni bu, öyle değil mi? | Open Subtitles | .إنها تفعل ذلك كي تعاقبني هذا كل ما في الأمر, أليس كذلك؟ |
Onu cezalandırmak istemeni anlıyorum ama sence de bu rutin biraz eskimedi mi? | Open Subtitles | افهم انك تريد معاقبتها لكن هذا الروتين قديم نوعاً ما الا تعتقد هذا؟ |
AIDS'in zencileri ve geyleri cezalandırmak için gönderilmesi bir örnek. | Open Subtitles | ولهذا يكون الإيدز هو مثال حي على عقاب الرب للسود واللوطيين |
Ben işimi onları cezalandırmak ya da affetmek olarak görmüyorum fakat hapishanede dahi anlamlı ve düzgün bir hayata sahip olabileceklerini düşünüyorum. | TED | لا أرى عملي معاقبتهم أو مسامحتهم، لكن أعتقد أنهم يستحقون حياة كريمة وذات معنى حتى في السجن |
Evet anladım. Büyük idealin herkesi cezalandırmak, suçlu olsun ya da olmasın? | Open Subtitles | أجل، لقد فهمت أنت تُفكّر في مُعاقبة الجميع |
Sen de hırsızlık gibi aşağılık bir şeye başvurarak beni cezalandırmak mı istedin? | Open Subtitles | لذا قرّرت معاقبتي باللجوء إلى السرقة التافهة؟ |
Evet, çünkü o kişiseldi. Beni cezalandırmak istedi. | Open Subtitles | أجل , لأنّ الأمر كان شخصياً لقد أراد معاقبتي |
Belki yemek teklifi yapmadığım için beni cezalandırmak istiyorsundur. | Open Subtitles | ربما بأنك تريدين معاقبتي لأنني لم أسألكِ حول العشاء |
Bak, Jack'in yeni bir oyuncu alma kararına kızgın olduğunu biliyorum ve beni cezalandırmak istiyorsun. | Open Subtitles | في البحث عن ممثل وتودّين معاقبتي. معاقبتك ؟ |
Ruslar seni cezalandırmak isteyecek, ama sadece hayatta kalmaya devam edersen. | Open Subtitles | الروس سيريدون معاقبتك ولكن فقط ما دمت حيا |
İki yüzlülük! Ama bir sorun var! Şu rehine, sürücü senin cezalandırmak istediğin son kişi. | Open Subtitles | لكن هناك مشكلة, هذه الرهينة, السائقة, هي آخر شخص تود معاقبته |
Fonksiyonel işkence bilgi almak ya da cezalandırmak için yapılır. | Open Subtitles | التعذيبْ الوظِيفي يُستخدم لإنتزاع المعلومات أو العقاب. |
Kendini cezalandırmak istemedikten sonra, neden idamlık bir suçu üstlenesin ki? | Open Subtitles | ولما أيضاً قد تعترف بجريمة شنيعه إلا إن أردت أن تعاقب نفسك؟ |
Dürüst olmak gerekirse, Bernadette'in seni seçme sebebinin beni cezalandırmak olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | كي أكون أميناً ، لقد ظننت أن بيرناديت" إختارتك كي تعاقبني" |
Onu tekrar cezalandırmak, büyük ihtimalle işe yaramayacaktır. | Open Subtitles | حسناً , من المحتمل أن معاقبتها ثانية لن يفلح |
Dünyada doğal afetler yaşandığında, Yunanlılar bu afetlerin Zeus tarafından kötü insanları cezalandırmak için gönderildiğine inanmışlardır. | Open Subtitles | عندما تحدث كوارث طبيعية في العالم فإن الإغريق يظنون أنها عقاب من زيوس للناس الأشرار |
Evet, şöyle ki; iki krallıkta insanları bir yere götürmek kurban vermek ya da cezalandırmak istediklerinde örneğin göl gibi büyük törensel yerlere gelemezlerdi. | Open Subtitles | نعم، المغزى هو أنه إذا أرادت المملكتان جلب الناس إلى مكان ما ،للتضحية بهم معاقبتهم فلن يأتوا إلى أماكن مثل البحيرة |
Belli ki sınırlı gücünüzü kullanıp hız sınırını yok saydığım için beni cezalandırmak istediniz. | Open Subtitles | حسناً ، من الواضح أنك شعرت بالحاجة إلى مُمارسة سُلطاتك المحدودة ، مُعاقبة الأشخاص لتجاوز السرعة المُحددة |
O yüzden açık sözlülüğünden dolayı seni cezalandırmak zorundayım. | Open Subtitles | . لذا ، يجب أن أعاقبك . لصراحتك تعاقبنى ؟ |
Beni cezalandırmak için öyle söyledi. Biliyorum. | Open Subtitles | قد اختلق ذلك حتى يعاقبني ، أعلم أنه فعل ذلك |
Hatta beni cezalandırmak için, bizi lanetlediğini bile düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت لربّما هي كانت وضع اللعنة علينا لمعاقبتي. |
Bence ellerinin yaptığı şey yüzünden tırnak etlerini yiyerek kendini cezalandırmak istiyorsun. | Open Subtitles | اتريد حقا ان تعرف بما افكر؟ اظن انك تقضم رؤوس اصابعك لتعاقب نفسك |
Eğer benim elimde olsaydın, seni cezalandırmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | إذا كنت أنت موضوعي كنت سأكون مجبراً لمعاقبتك |