| Hayır, seni aile işlerinden uzaklaştırıyorum. cezan bu. | Open Subtitles | لا يا كارلو ستصبح خارج اعمال العائلة و هذا عقابك |
| Çok ileri gittin. cezan ağır. | Open Subtitles | لقد تجاوزتي حدودك الآن يجب أن تنالي عقابك |
| Bir daha bu evden dışarı adımını atmayacaksın Senin cezan budur. | Open Subtitles | عقابك هو . ممنوع أن تطأ قدمك خارج هذه المزرعة |
| 12 Ağustos'ta Stillwater federal hapishanesinde cezan uygulanacak. | Open Subtitles | فى 12 أغسطس في السجن الفيدرالى ستُنفذ عقوبتك |
| cezan 60 gün boyunca 48 saatlik izin hakkının olmaması. | Open Subtitles | 48 العقاب هو رفض إذن خروج لـ ساعهلمدّة60 يوماً. |
| Anlaşmadan sonra hafifletilen idam cezan yeniden geçerli olur. | Open Subtitles | .. عقوبة الموت التي أُستُبدلت عندما دخلت في ذلك سوف يتمّ إعادتها |
| Hayır, seni aile işlerinden uzaklaştırıyorum. cezan bu. | Open Subtitles | لا يا كارلو ستصبح خارج اعمال العائلة و هذا عقابك |
| cezan bu yumuşaklığın ve zayıflığın yüzünden olmalı. | Open Subtitles | عقابك لابد أن يتم لأنك أصبحت رقيقاً و ضعيفاً |
| Cezanı bilmememin seni çok etkileyeceğini hepimiz biliyorduk senin cezan bir ceza beklemekti. | Open Subtitles | كنّا نعلم جميعاً أنّ الخوفَ من المجهول سيجدُ طريقه إلى رأسك، لذا كان عقابك هو توقّع العقاب. |
| cezan artmadan önce beni ara. | Open Subtitles | حسناً إتصلي بي قبل ان يصل عقابك لأبعاد إنجيليه |
| Sadece öldürmekten değil, bir de kralına suçlarını gizlemek için yalan söylediysen, cezan asılmak olmaz. | Open Subtitles | لو أنك لم تقتل فقط بل كذبت على ملكك لإخفاء جرائمكم سيكون عقابك ليس الشنق |
| Efsaneye göre eğer insan eti yersen, cezan insan eti yemek isteyen birine dönüşmek olurmuş. | Open Subtitles | تقول الأسطورة أنك إذا التهمت لحماً بشرياً فسيكون عقابك أن تتحول إلى مخلوق يشتهيه بإستمرار. |
| Bildiğin üzere, sıkıyönetim şartları ve Göç Tüzüğü bana, cezan konusunda serbestlik ve en yüksek derecede yetki verdi. | Open Subtitles | كما تعلمون، شروط الأحكام العرفية وميثاق الخروج يمنحاني كُلًا من حرية التصرف والسلطة العليا في تحديد عقابك |
| kapa çeneni, Senin cezan şu ben, kitabı okumayı bitirinceye kadar sende durmaksızın beni öpmeye devam edeceksin. | Open Subtitles | عقابك ذلك حتى أواصل قراءة الكتاب... .. أنت يجب أن تواصل تقبيلي دون انقطاع. |
| Her neyse, cezan sona erdi. Haydi, gidelim. | Open Subtitles | على أية حال , عقابك انتهى هيا, لنذهب |
| Yakalanmasına yardım edersen cezan tekrar düşünülebilir. | Open Subtitles | .. ساعدينا في القبض عليه وتخفيض مُدّة عقوبتك سيكون أمراً ممكن الحدوث |
| Şimdi farkına vardım sürülmek hainliğe karşı fazla merhametli bir cezaymış. Ama senin cezan çok daha şiddetli olacak. | Open Subtitles | الآن قد عرفت ان النفي عقوبة رحيمة للخيانة لذا فإن عقوبتك ستكون أقسى بكثير |
| Yazık ki cezan bensiz bir akşam olacak. | Open Subtitles | مع الأسف، عقوبتك تتمثل في تمضيتك للسهرة بدوني |
| Suçunu kabullenirsen, cezan hafifler. Sadece bir parmağını alırız. | Open Subtitles | إذا أعترفت بذنبك ، العقاب سيقلل نحن يمكن أن نأخذ إصابعك فقط |
| cezan, burada da belirtildiği gibi, hemen başlamak üzere, Aspen Cezaevi'nde yaşam boyu hapse dönüştürülmüştür. | Open Subtitles | العقوبة ستكون سجن مؤبد فى سجن أسبن للعقوبات وسينفذ فورآ كما هو مكتوب |
| cezan, senin içinde. | Open Subtitles | عقابكِ مودع فيكِ سلفاً |
| cezan, ayda fazladan beş. | Open Subtitles | لأسامحك أريد 5 أخريات في الشهر |
| cezan kaldırılacak. | Open Subtitles | سوف يتم إعادة تأهيلك |