Deneyimsiz olduğun bir dönemden geçiyorsun tatlım. Bunu anlayabilirim. | Open Subtitles | أنت تَمْرين بمرحلة خضراء عزيزتي يمكنني أَنْ أَفْهمَ ذلك |
Şu anda bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | أنتي تبالغين بردة الفعل , إنها تمر بمرحلة فحسب |
Avansı harcadım, haliyle... ve biraz zor... zor bir dönemden geçiyorum. | Open Subtitles | لقد أنفقت المقدم من المال و أنا أمر بوقت صعب |
Chauvet mağaraları; kendileriyle aynı dönemden barındırdıkları birkaç küçük, gerçekçi kadın ve hayvan heykelleriyle birlikte 32,000 yaşındadır. | TED | كهوف الشيفيت لها ما يقارب 32000 سنة، إلى جانب القليل من التماثيل الصغيرة والواقعية لنساء و حيوانات من نفس الفترة. |
Çok sağol ya. Çocuk travmatik bir dönemden geçti. Belki değişmiştir. | Open Subtitles | شكرا جزيلا لقد مر بفترة عصيبة بشكل هائل, ربما أنه تغير |
Zor bir dönemden geçtiğini biliyorum ama başa çıkmanın yolu bu değil. | Open Subtitles | أعلم أنه يمرّ بأوقات عصيبة لكن ليست هذه هي الطريقة للتعامل معها |
Çok kötü bir dönemden geçiyor. Eskiden çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | تمر بمرحلة عصيبة و قد إعتادت أن تكون إنسانة مرحة. |
Aslında onun adı Nina'ydı, Bir dönemden geçiyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة، كانت تدعى نينا لقد كنت أمر بمرحلة |
Herkes boşanırken berbat bir dönemden geçtiğini sanıyor. | Open Subtitles | الجميع يفترض لأننا مررنا بالطلاق لقد مررت بمرحلة مريعة من حياتك |
Kendini kızlara göstermekten hoşlandığı bir dönemden geçiyor olabilir. | Open Subtitles | أنظر، ربما مرَّ بمرحلة حيث أنه كشف نفسه للفتيات |
- Önemli bir dönemden geçtiği belli. | Open Subtitles | انه بالتأكيد يمر بمرحلة تغير في حياته |
Belli bir dönemden geçiyor. Kendi haline bırak. | Open Subtitles | إنه يمر بمرحلة عمرية جديدة دعيه وشأنه |
Onu yıllardır tanırım. İyi adamdır. - Sadece zor bir dönemden geçiyor | Open Subtitles | إنه رائع، أنا أعرفه منذ سنوات، إنه يمر بوقت عصيب |
Fark edemediysen diye söylüyorum bu aile zor bir dönemden geçiyor ve sen her şeyi çok daha zor yapıyorsun. | Open Subtitles | هل لاحظت أن هذه العائلة تمر بوقت عصيب و أنت تجعل الامور أسوا بكثير |
Ama olay şu ki zor bir dönemden geçtiğim için çizgiyi biraz aştım ama sebebini bilmiyorum. | Open Subtitles | لكن، الشيء هو مثل، كما تعلمين لقد مررت نوعا ما بوقت صعب عبور ذلك الخط قليلا وأنا حقا لا أعلم لماذا |
O zamanlar, zor bir dönemden geçiyordu. | Open Subtitles | لقد كان يتعامل مع الكثير مع الامور في هذه الفترة. |
O dönemden oyma ve gravürler var ama küçük, taşınabilir, bugünkü ilkellerin kullandığı gibiler. | Open Subtitles | هناك منحوتات ونقوش من هذه الفترة لكنها صغيرة ومحمولة مثل الكثير من أعمال السكان البدائيين اليوم. |
Şu sıralar, etrafımda insanların olmasını istemediğim bir dönemden geçiyorum. | Open Subtitles | أمر بفترة من حياتي حيث أنا لا يمكن أن أكون حول الناس |
Hayır, Miranda, dinle, çok kötü bir dönemden geçtiğini biliyorum... | Open Subtitles | ميراندا، انصتي. أنا أعلم أنك تمرين بفترة صعبة جداً ... |
İnsanlardan şunu anlamalarını rica ediyorum, kararı aşırı buluyorsanız sebebi çok zor bir dönemden geçtiğimiz içindir. | Open Subtitles | سأطلب من الناس تفهم ذلك إذا كان قرار حازماً نحن نعيش بأوقات عصيبة |
O dönemden geriye kalan iskelet kalıntıları insanların sabah, öğlen, akşam tahıl öğütüyor olduklarını gösteriyordu. | TED | المؤشرات التي بقيت من تلك الحقبة تشير ان النساء كانت تطحن الحبوب طيلة الصباح و المساء |
İstediğim bütün seçmeli dersler geçen dönemden dolmuş. | Open Subtitles | كل النشاطات التي أردتها حجزت من الفصل الدراسي السابق بحقكِ هذا هو يومكِ الأول |
Zor dönemden geçerken onlara yardım etmiş. | Open Subtitles | لقد قالت بأنها قد ساعدتهم .حقًا بأوقاتٍ عصيبة |
Zor bir dönemden geçtiğiniz belli | Open Subtitles | أنتَ تمر من الواضح ببعض من مرحلة المراهقة |
Ama dediğim gibi zorlu bir dönemden geçiyoruz. Müvekkillerimdem birini almana müsaade edemem. | Open Subtitles | لكن كما قلت، كانت رحمة عظيمة مني ولن أسمح أن تأخذ أحد موكليني |