"düşen" - Translation from Turkish to Arabic

    • سقط
        
    • سقطت
        
    • تسقط
        
    • يسقط
        
    • سقوط
        
    • تتساقط
        
    • يقع
        
    • تحطمت
        
    • الساقط
        
    • تحطم
        
    • واجبنا
        
    • السقوط
        
    • حصتي
        
    • يسقطون
        
    • المتساقطة
        
    Uzun zaman önce bu çatıdan düşen taş hala düşüyor. Open Subtitles الجحر الذى سقط من السقف منذ وقت طويل مازال يسقط
    Belki üzerine düşen şeyler yüzünden elektrik devreleri hasar görmüştür. Open Subtitles ربما اشتعلت الدارات الكهربائية بالأعلى بسبب شيء ما سقط عليها
    düşen bendim ve adamı kendime doğru çektim. Şaşırdı. Open Subtitles انا الذى سقطت, وقد جذبته معى قد كان مندهشا ومتفاجئ
    Pekâlâ, anne ve babam nehre düşen bu mankeni ben sanacaklar. Open Subtitles حين يرى والدي هذه الدمية تسقط في النهر ، سيظنونها أنا
    açıklanamayan olaylar hakkında. Yani gökten düşen kurbağalar, mavi kar ve kırmızı yağmur gibi. Open Subtitles مثل سقوط الضفادع من السماء، الثلج الأزرق، والمطر الأحمر
    Efendim, bana sorarsanız göçük, ağaçtan düşen biri için biraz büyük. Open Subtitles سيّدي، الطعجة تبدو كبيرة قليلاً لرجل سقط من الشجرة، لو سألتني.
    Bu adamdaki kırıklar altıncı kattan düşen birisindeki kırıklar kadar fazla. Open Subtitles هذا الرجل لديه العديد من الكسور، وكأنه سقط من الطابق السّادس.
    Üzerine düşen şey biraz daha devam etseydi alevler ceketinde kalmazdı. Open Subtitles لحظات أخرى بهذا الشيء الذي سقط عليك ولن يتوقف على السترة
    Dört katlı bir binanın üzerine düşen bomba, binanın ön tarafını yıkmıştı. Open Subtitles أحدى القنابل سقطت على بنايه سكنيه مكونه من أربعة طوابق فتسببت فى تهدم واجهة البنايه بأكملها
    Elimize düşen öbür üç Müttefik timi sizin kadar mutlu olmamıştı. Open Subtitles البعثات الثلاث المتحالفة الأخرى التي سقطت في أيدينا لم تكن تماما سعيدة بذلك كما يبدو عليكم الان
    Teyit edilmeyen haberlere göre uçağın bir iş merkezine çakılıp patladığı düşen enkazların bir sinemada yangın çıkardığı ve aşağıdaki caddede birçok insanın öldüğü rapor ediliyor. Open Subtitles وتقول تقارير غير مؤكدة ، أن الطائرة سقطت على مبنى مكاتب وإنفجرت والحطام المتساقط أضرم النار فى سينما
    Ve bu değişim yazın ve kışın Dünya'ya düşen güneş ışığı miktarını da etkiliyor, bu da iklimi etkiliyor, değişmesini sağlıyor. Open Subtitles وهذا يؤثر على كمية أشعة الشمس التي تسقط على الأرض في الصيف والشتاء، وهذا له تأثير على المناخ، فإنه يجعله يختلف.
    Bazen uçaktan düşen cesetlerin hikâyelerini duyuyorum. TED أحيانا أسمع قصص عن الجثث التي تسقط من طائرة.
    Çocuk çocukken yere düşen tüm kirazlar sanki ellerine düşüyormuş hissi verir. Open Subtitles عندما كان الطفل طفلا، تساقط التوت فقط مثلما يسقط التوت على يديه
    Bir adam düşen bir camın altında kalarak öldü. Open Subtitles رجل واحد قطعت رأسه بسبب سقوط لوح من الزجاج
    Ara sıra gökten düşen kayalardan biri. Open Subtitles هذه الأشياء التي تتساقط من السماء من وقت الى أخر
    Dünya yüzeyine düşen radyasyon miktarının sadece %10'larda olmasına rağmen bu gerçekten Güneş ile Dünya arasındaki samimi ve ince ilişkiyi gözler önüne sermektedir. Open Subtitles و في حين انها فقط عشرة في المئة من مستوى كمية الإشعاع الذي يقع على سطح الأرض أنه حقا لا تكشف العلاقة الحميمة والحساسية
    Pasifik'e düşen bunlardan birisiydi sanırım. Open Subtitles مثل تلك السفينة التي تحطمت في المحيط الهادي
    Öldürülen kadının saçıyla, perukadan düşen saçı karşılaştırana kadar tabii. Open Subtitles بالشعر الساقط من الباروكة حتى بوارو, تم خداعه
    Haberleri kontrol ettim, yakın bölgede düşen bir uçaktan bahseden yok. Open Subtitles تفحصت الأخبار، لا توجد تقاريرٌ كثيرة عن تحطم طائرات في المنطقة
    O kendine düşeni yapıyor, biz de bize düşeni yapacağız. Şu an için bize düşen, şu otobüse binip şehir dışına çıkmak. Open Subtitles يفعل ما يتوجّب عليه، وعلينا القيام بواجبنا، وحالياً، واجبنا هو ركوب الحافلة ومغادرة المدينة
    Prem abi, normalde bu yükseklikten düşen bir insan ölür. Open Subtitles اخبي بريم,عادة بعد بعد السقوط من هذا الارتفاع الاشخاص يموتون
    O halde benim payıma düşen raporları ver de telefon görüşmelerine başlayayım. Open Subtitles لذا لم لا تعطيني حصتي من الأدلة وسوف أبدأ بإجراء بعض المكالمات؟
    Bakıcılarının bakmadığı bir anda arabadan düşen çocuklar. Open Subtitles الأطفال الذين يسقطون من عرباتهم عندما تكون الممرضة لا تنظر
    Güneş ışıkları düşen yapraklara dokunduğunda, herşey altına döner. Open Subtitles . عندما تلمس أشعة الشمس الأوراق المتساقطة يصبح اللون ذهبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more