| Çünkü seni öldürecek olan, gördüğün düşman değil görmediğindir. | Open Subtitles | لأنه ليس العدو الذي تراه هو من يُوقع بك بل من لا تراه |
| Hayır, Duncan düşman değil. | Open Subtitles | لا ، دنكان ليس العدو |
| Bunu yapan bir düşman değil. | Open Subtitles | ليس العدو من فعل الأمر هذا |
| Düşündüğün gibi değiller. Onlar düşman değil. | Open Subtitles | انهم ليسوا ما تعتقدوه، انهم ليسوا العدو |
| Onlar düşman değil. | Open Subtitles | انهم ليسوا العدو |
| O sizinle mücadele eden bir düşman değil ki. | Open Subtitles | لاحظ أنه ليس عدوا يحاول تفاديك |
| Bu sıradan bir düşman değil. | Open Subtitles | انهم ليسوا اعداء عاديين |
| O bir düşman değil. Benim düşmanım olmaz. | Open Subtitles | ليست عدو أنا ليس لدي أعداء |
| - O bir düşman değil, Anne. | Open Subtitles | هو ليس العدو, أمي |
| Zamanını boşa harcıyorsun. William Bell düşman değil. | Open Subtitles | أنت تهدر وقتك، (ويليام بيل) ليس العدو. |
| Hadi ama. Çavuş Willis düşman değil. | Open Subtitles | بربك، الرقيب (ويليس) ليس العدو |
| - düşman değil. Bizim gibi. | Open Subtitles | انه ليس العدو - انه مثلنا - |
| Cameron düşman değil. | Open Subtitles | . إن (كاميرون) ليس العدو |
| O düşman değil. | Open Subtitles | هو ليس العدو. |
| Bu insanlar düşman değil. | Open Subtitles | هؤلاء الناس ليسوا العدو. |
| Bu sıradan bir düşman değil. | Open Subtitles | هذا ليس عدوا عاديا |
| Biz kardeşiz, düşman değil. | Open Subtitles | نحن اخوه و ليسوا اعداء |
| Gretchen bir düşman değil, sadece normal bir kız. | Open Subtitles | جريتشن) ليست عدو بل مجرد فتاه) |