Bir özellik, dini ikiliğin geleneği: Bilinç, fiziksel dünyanın bir parçası değildir. | TED | الخاصية الأولى هي الثنائية الدينية، يعني: الوعي ليس جزءاً من العالم المحسوس |
Ruha aittir, ve ruh fiziksel dünyanın bir parçası değildir. | TED | الوعي ينتمي للروح و الروح ليس جزءاً من العالم الحسّي |
...dünyanın bir kısmında işe yarıyor ve kalan kısmında da yaramıyor. | Open Subtitles | تعمل في جزء من العالم ومن بقية العالم حيث لا تعمل |
- dünyanın bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أكون جزءاً من عالمك |
Kızlar..dünyanın bir numaralı sincap meşhur edicisine geldiniz | Open Subtitles | يا فتيات, يا فتيات, يا فتيات أتعلمون من هو أول معجب بكم فى العالم كله |
dünyanın bir numaralı yeni yıI partisine hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في أمسية العام الجديد الأولى في العالم كله. |
Canım, dünyanın bir ucundan seni görmeye geldim. | Open Subtitles | عزيزتي، لقد عبرت مُنتصف العالم لكي أراكِ، أليس كذلك ؟ |
dünyanın bir ucundaki bir yere bir katili göndermek... biraz zamanımı aldı. | Open Subtitles | يأخذ بعض الوقت لترسل قاتل في المكان الى الجهة الاخرى من العالم |
Onlar senin de eskiden parçası olduğun dünyanın bir parçası. | Open Subtitles | لنهم جزء من العالم الذى استخدمته لكى تكون جزء منه |
dünyanın bir yerinde o adamın ismi ile bir kurşun var. | Open Subtitles | في مكان ما من العالم يوجد رصاصة تحمل إسم ذلك الرجل |
Eğer bunların hiçbirisinin geçerli olmadığı dünyanın bir noktasında yaşıyorsanız, o zaman alternatif bir eğitime ihtiyacınız olmayacaktır. | TED | إذا صدف أنك تعيش في جزء من العالم حيث لا ينطبق أي من هذا، عندها فأنت لا تحتاج لتعليم بديل. |
Böyle bir şey nasıl gerçek dünyanın bir parçası olabilir?" | TED | كيف يمكن لهذا الشيء أن يوجد كجزء من العالم الواقعي؟" |
Bu teknoloji hayat ile bağlantıda kalmamı, zihinsel olarak aktif olmamı ve kendimi dünyanın bir parçası gibi hissetmemi sağlıyor. | TED | هذه التكنولوجيا تسمح لى أن أبقى متفاعلًا، نشطًا ذهنيًا، وأشعر أنى جزء من العالم. |
dünyanın bir yerinde her erkek için doğru bir kız bulunur. | Open Subtitles | تعلمين ، في مكان ما من العالم توجد الفتاة المناسبة لكل فتي |
Bir insan yalan söylediği zaman dünyanın bir bölümünü öldürüyor demektir. | Open Subtitles | عندما يكذب شخص, فإنه يعذب جزءا من العالم |
Gerçek dünyanın bir parçası olmaktan gurur duyarlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا فخورين بكونهم جزء من العالم الحقيقي |
İlk defa, Coalwood'un dış dünyanın bir parçası olduğunu hissettim. | Open Subtitles | لأول مرة أشعر أن كولوود جزء من العالم الخارجى |
# Senin dünyanın bir parçası | Open Subtitles | جزءاً من عالمك. |
dünyanın bir numaralı Matadoru olduğumu söyledi. | Open Subtitles | وقال ، إننى الرجل الأول فى العالم |
Hayatım seni görebilmek için dünyanın bir ucundan geldim, yetmez mi? | Open Subtitles | عزيزتي، لقد عبرت مُنتصف العالم لكي أراكِ، أليس كذلك ؟ |
Daha sonra, atalardan kalma haritalarımızın, dünyanın bir başka yerinde yapılmış dijital haritalarla eşleşip eşleşemeyeceğini görmek istedik. | TED | وعندها أردنا أن نرى سواء يمكننا مطابقة خرائط أسلافنا مع الخرائط الرقمية التي صُنعت في مكان ما في العالم. |
İlla ki dünyanın bir yerinde saat 5'i geçmiştir. | Open Subtitles | هو يُوْصَلُ إلى يَكُونُ بعد 5: 00 في مكان ما في العالمِ. |
Anlamadın. "Güzellik dünyanın bir lanetidir." Carver kurbanlarına bunu söyler. | Open Subtitles | "جمال لعنة على العالمِ." ذلك الذي يَقُولُ النَحاتَ إلى ضحاياه. |