Küçük bir düzenbaz olduğum için hapse girmeliyim. Sadece büyük hırsızlar serbestçe dolaşır. | Open Subtitles | لأنني محتال صغير أذهب للسجن أما المحتالون الكبار فهم طلقاء |
Şimdi de arkadaşlarına kıyak yapan düzenbaz bir polis oldun. | Open Subtitles | الآن أنت شرطى مخادع تقوم بخدمات للأصدقاء. |
Seni 5 yıla mahkum ediyorum, küçük düzenbaz. | Open Subtitles | وأحكم عليك أيها المحتال الصغير بخمس سنوات |
Oğluma cehennem hayatı yaşatmış entrikacı ve düzenbaz bir dolandırıcıdır. | Open Subtitles | إنها مخادعة متلاعبة صغيرة جرحت إبني كثيراً |
Tüm iyi niyetlerinin zavallı bir ayyaş uğruna boşa gittiğini görmek için! Ve daha da beteri,bir düzenbaz! | Open Subtitles | مجرد ثمل بائس و الأسوأ من ذلك رجل غشاش |
Ama tahammül edemeyeceğim şey, üzüntüden uyuyamayacağım şey, ki uykuyu çok severim, sorumsuz ve düzenbaz bir ajanın ofisimde çalıştığı düşüncesidir. | Open Subtitles | ولكن ما لا اوافق عليه انني لن استطيع النوم وانا احب النوم ام انه يوجد هناك عميل فاسد بمكتبي |
Seni düzenbaz piç kurusu! Bedava kucak dansı isterim. | Open Subtitles | ايها النذل الغشاش , اريد رقصه مجانيه مقابل ذلك |
Tüm arkadaşlarımın, ailemin ve tanrının huzurunda düzenbaz ve hilekar birisiyim. | Open Subtitles | . أنا محتالة المخادعة التي , قبل كل أصدقائها |
Eşsiz bir düzenbaz. | Open Subtitles | إنه محتال كبير الرجل الذي يحب الطعام الجيد |
Diğer düzenbaz ve ucubeler bu şehirde. | Open Subtitles | وكل محتال ومشوه الخلقة يعتقدوا أنهم يستطيعون أن يرقصوا الفالس في |
Eğer, şef beni gizli görevle akıl hastanesine gönderirse onun düzenbaz olduğunu kanıtlayacak delilleri toplarım böylece mahkeme kararını bozar, onu hapse gönderebiliriz. | Open Subtitles | القائدة ستبعثني متخفيـًا إلى المصحة النفسية حيث سأجمع أدلّة تثبت أنّه محتال |
Hayır, hayır. Utanma. Dalton Rand bir düzenbaz. | Open Subtitles | لا, لا تكوني كذلك, دالتون راند مخادع فنان. |
Sicili suçla dolu eski bir düzenbaz. | Open Subtitles | مخادع سابق له تاريخ من المشاغبات و تعاطي المخدرات |
- Seni yalancı düzenbaz. Onun yanına gittin. - Bir içki getirin yahu! | Open Subtitles | ايه المحتال الكاذب ,لقد ذهبت اليه هل اتي اليك بشراب , بيلي؟ |
Bir kez düzenbaz olan hep öyle mi kalır sence? | Open Subtitles | أتعتقد بأن المحتال يبقى محتالاً على الدوام ؟ |
Sonra doğruca sana gelecek. -Seni minik düzenbaz. | Open Subtitles | يا إلهي , أنتِ مخادعة وصغيرة ألستِ كذلك؟ |
Kendini beğenmiş, şımarık, bencil ve düzenbaz. | Open Subtitles | إنها عابثة و مدللة و أنانية و مخادعة |
Kendisi kabadayı, düzenbaz saygısız, kabaydı. | Open Subtitles | هو كان... همجي، غشاش ..عديم الاحترام، وقح |
- Adam hasta ve korkmuş bir halde. - düzenbaz bir polis. | Open Subtitles | إنه مريض و خائف - إنه شرطي فاسد - |
Açmam. - düzenbaz. - Açmadım gözlerimi. | Open Subtitles | أيها الغشاش - لن أفعل - |
Başta beni bir düzenbaz sandın... her ne kadar çok iyi bir düzenbaz olsam da. | Open Subtitles | ظننتي محتالة في البداية، وربما كان إعتقاداً جيد جدًا |
Havaalanı idaresi, Havacılık Dairesi ve şirketler... hepsi yalancı ve düzenbaz. | Open Subtitles | حَسناً، إدارة المطارِ، إف أي أي، وشركات الطيران... كُلهمّ محتالين وكذابون. |
Sadece seni uyarmak için uğradım. Sanırım ekibinde bir düzenbaz var. | Open Subtitles | جِئتُ لأعطيك الطريق الصحيح لديك غشّاش فى طاقمِكَ |
Mossad'ın istihbaratına göre, aynı modeldeki silah geçenlerde, düzenbaz subayları tarafından karaborsadan satın alınmış. | Open Subtitles | مع جلوك 17 نفس نوع المسدس الذى تم شرائه مؤخرا من قبل المرتزقه خاصتهم من السوق السوداء |
Birçok düzenbaz paranı iç etti. | Open Subtitles | أنت تعرف أن أحد المحتالين سينهب منك مالك. |
O düzenbaz, Charlie'den ne koparıyor kim bilir. | Open Subtitles | من يعلم ماذا يأخذ ذلك المخادع الصغير من تشارلي |
Zengin bir düzenbaz beni kandırıp ihanet etti. | Open Subtitles | رجل غنى و نصاب أغرانى ثم خاننى |