"dağıttı" - Translation from Turkish to Arabic

    • شتت
        
    • حطم
        
    • صرف
        
    • صرفت
        
    • بعثر أشلائهم
        
    • خرّب
        
    • يوزع
        
    • وزعت
        
    • ووزع
        
    • تشتته
        
    Ama bağrışmalar dikkatini dağıttı ne olduğuna bakmak için döndüğü anda sıvıştım. Open Subtitles صُراخ الرجل شتت انتباهه وحين التفت ليرى مابحصل، هربت
    Gino, buralarda roI kesiyordu. Dükkanı dağıttı. Open Subtitles جينو أتى الى هنا و لعب دور الشرطي و حطم المكان
    Hepimiz öldük. Dikkatimi dağıttı efendim. Open Subtitles لقد صرف انتباهى ،سيدى
    Baker, Kate'leydi. Michelle dikkatini dağıttı. Open Subtitles باكر كان يراقب كايت عندما صرفت ميشيل انتباهه
    Onları cesetlerin bulunamayacağı deniz aşırı yerlere dağıttı. Open Subtitles لقد بعثر أشلائهم بين البحور بحيث لن يتم إيجاد أجسادهم
    Dale etrafı dağıttı, diğeri de bizi yukarı çıkardı. Open Subtitles لم يتكلما خرّب (دايل) المكان وأخذنا الرجل الآخر إلى الأعلى
    Silahçı Marlon kapı kapı dolaşıp kendi yaptığı silahları dağıttı. Open Subtitles ثم قام مارلون بالذهاب الى بيوت جميع الناس هنا وقام بطرق جميع الأبواب يوزع الأسلحة و يعلم الناس كيفية استخدامها
    Beyaz Yıkama Operasyonu durduktan sonra kardeşlik akıl kontrol ilacının panzehirini tüm ulustaki siyahlara dağıttı. Open Subtitles بإيقاف عملية البياض الناصع أرض الأخوة وزعت العقار المضاد على الشعب الأسود
    Noel'de hindi dağıttı. Şükran Günü'nde hindi dağıttı. Open Subtitles وزّع طعامًا في عيد الميلاد ووزع طعامًا في عيد الشكر
    Çünkü dikkatini dağıttı, değil mi? Open Subtitles لأنه قد شتت إنتباهك أليس كذلك؟
    Ayak sesleri hepimizin dikkatini dağıttı. Open Subtitles فالجلبة شتت انتباه الجميع
    Bu haksızlık. Dikkatimi dağıttı. Open Subtitles هذا ليس عدلا لقد شتت انتباهي
    Tutuklu değilsem, ben gidiyorum ve o moruk barımı dağıttı. Ondan şikayetçiyim. Open Subtitles إذا لم أكن رهن الاعتقال, أنا مغادر, وذلك الرجل العجوز الذي حطم حانتي أريده أن يكون مسؤلًا عما فعل.
    -Suratını dağıttı. -Biliyorum. Open Subtitles لقد حطم وجهها اعلم ذلك
    - Suratını dağıttı. - Biliyorum. Open Subtitles لقد حطم وجهها اعلم ذلك
    Anna Vasilievna Amiralin kendisi konvoyu dağıttı. Open Subtitles يا (آنا فاسيليفنا).. الأميرال صرف الحماية بنفسه
    Anna Vasilievna Amiralin kendisi konvoyu dağıttı. Open Subtitles يا (آنا فاسيليفنا).. الأميرال صرف الحماية بنفسه
    Dikkatini bu mu dağıttı? Open Subtitles هذه من صرفت إنتباهك
    Devasa at dişlerin dikkatimi dağıttı. Open Subtitles أسنانك قد صرفت انتباهي
    Onları cesetlerin bulunamayacağı deniz aşırı yerlere dağıttı. Open Subtitles لقد بعثر أشلائهم بين البحور، بحيث لن يتم إيجاد أجسادهم.
    Oh, Jackie Treehorn etrafı dağıttı... Open Subtitles (جاكي تريهورن) خرّب المكان
    Roma'ya büyük zaferler kazandırdı, insanlara para dağıttı. Open Subtitles إذ قدم إلى روما انتصارات حربية عظيمة , و كان يوزع المال
    Hayat bana kötü kağıtlar dağıttı... Open Subtitles وزعت عليّ الحياة أوراقاً غير رابحة.
    Oraya gidip sadece V yaka giyenlere "2 İç, 1 Öde" afişlerini dağıttı. Open Subtitles هو ذهب ووزع منشورات مشروبان لواحد . لإي احد يرتدي قميصاً ضيقاً
    Walter hemen bir tekme attı... yuvayı çiğnedi ve dört bir yana dağıttı. Open Subtitles وقام والتر بركلِه على الفور ومن ثم داس عليه وتركه تشتته الرياح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more