Gördün mü? Tekrar ringe çıkmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | أترين ، ليس من السهل أن تعود العلاقات لما كانت عليها |
Bisiklet çocuk demektir, çocuk da kolay kontrol edilebilen aile demektir. | Open Subtitles | الدراجات تعني الاطفال, الاطفال يعنون الاباء الذين من السهل التحكم بهم |
Fakat ayrıca, ağlar yalnızca yeni bir moda değil ve öyle zannedip gözden kaçırmamız da kolay bir şey. | TED | ولكن الشبكات أيضا ليس فقط اتجاها جديدا، و من السهل جدا بالنسبة لنا رفضها على هذا النحو. |
Hayır, değildi. Asla da kolay olmamıştı. Sadece, o an için farkında değildin. | Open Subtitles | لا لم يكن, لم يكن ابداً سهلاً لكنك لم تكن مدركاً للأمر بعد |
Vücudu sertleşince taşıması da kolay. | Open Subtitles | العمل يكون سهلاً عندما يكونون متصلبين مثل هذا |
Sabrımı zorlama sivri zeka. O kadar da kolay değil. | Open Subtitles | لا تقلل من ضرباتى, انتبـه يا فتى لست بهذه السهولة |
Bu yine kanıtlıyor ki, tesadüfi sonuçlardan bahsederken, doğru dersleri çıkarmayı bilmek o kadar da kolay değil. | TED | وهذا يثبت مرة اخرى انه حينما نتحدث عن العواقب الغير مقصودة فإنه ليس من السهولة بمكان ان نستخلص منها العبر والدروس |
Zor ya da kolay olacak bu iş, H.I. | Open Subtitles | سيتم هذا بالطريقة السهلة أو الصعبة يا أتش آى |
Onun elinden almak o kadar da kolay olmadı. | Open Subtitles | أؤكد لكِ, لم يكن من السهل أن أنتزعهم من بين يديها |
Beysbol da kolay, kuralları belli, sınırları var... ama kadınlar biraz fazla karmaşık. | Open Subtitles | أيضا من السهل حب كرة القاعدة لأن بوجد بها قوانين و بها حواجز و خطوط و لكن النساء معقدات |
Bence bir kadınla beraberken başkasını bulmak daha da kolay. | Open Subtitles | أعتقد أنه من السهل أن يكون الشاب زير نساء عندما تكونين محجوزة |
Herkes penguenler hakkında konuşuyordu, ama sorularımın cevabını o kadar da kolay alamadım. | Open Subtitles | وتحدث الجميع عن البطاريق، ومع ذلك، كان لدي أسئلة ليس من السهل الإجابة عليها. |
Karakoldan bilgi çalmak, o kadar da kolay bir iş değil. | Open Subtitles | ليس من السهل سرقة معلومات من نظام الشرطة. |
Pek o kadar da kolay değil ama bu gemi işi. | Open Subtitles | حسناً.. ولكن الأمر ليس سهلاً لهذه الدرجة |
Bu babalık olayını zor ya da kolay hale getirmek bizim elimizde. | Open Subtitles | أتعلم, هذا شيءِ يُمكنُ أَنْ يَكُونَ صعبَاً أَو سهلاً يا أبي |
Ben de her şey ne kadar da kolay oluyor diye düşünmeye başlamıştım! | Open Subtitles | كنتُ قد بدأتُ بالتفكير أن هذا كان سهلاً للغاية. |
Elimden gelenin en iyisini yaptım, ama bu o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ، فعلت ما بوسعي له . ولكن هذا لم يكن سهلاً |
Anlayacağınız, beyinde bir anıyı seçebilmek o kadar da kolay değilmiş. | TED | قد تبين أن إيجاد ذاكرة في الدماغ ليس بهذه السهولة. |
Clark, elimden geleni yaparım ama bu iş o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | حسناً كلارك سأبذل قصارى جهدي لكن الأمر ليس بهذه السهولة |
Tekrar ringe çıkmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ، إنه ليس بهذه السهولة أبداً أن تعود الأمور لنصابها |
- Ya da kolay yoldan halledebilirsiniz. | Open Subtitles | أو يمكن أن أفعل ذلك بالطريقة السهلة. |