"da var" - Translation from Turkish to Arabic

    • وهناك
        
    • هناك أيضاً
        
    • و هناك
        
    • هناك الكثير من
        
    • ولدينا
        
    • هناك بعض
        
    • لكن هناك
        
    • لدينا أيضاً
        
    • هناك أيضا
        
    • ولديه
        
    • ويوجد
        
    • وهنالك
        
    • لدينا بعض
        
    • أيضاً لدي
        
    • هناك أيضًا
        
    Çoğu ilişkinin böyle başladığını doğrulayan başka araştırmalar da var. TED وهناك دراسات أخرى تؤكد بأنّ معظم العلاقات تبدأ بهذه الطريقة.
    Ahçı müthiş. Gösteriler bir harika. Gelip giden bir sürü orospu da var. Open Subtitles رئيس الطهاه عظيم، الإستعراضات لا بأس بها وهناك الكثير من الساقطات في طريهم
    Bugün çıkardığımız bir kaç numaralı kurşun parçası da var. Open Subtitles وكانت هناك أيضاً العديد من شظايا الرصاص قمنا بإزالتها اليوم
    Burada bir postane var, bir tane de Meydan'da var. Open Subtitles يوجد هنا مكتب بريد و هناك مكتب آخر عند الميدان
    Ama Hindistan'ın sokakları epey tozludur, ve ne kadar çok toz havada uçuşursa, beyaz kağıt üzerinde neredeyse görebilirsiniz, ama yapışkan bir kısım da var, bir yapıştırmayı tersine çevrimişsiniz gibi. TED في الهند هناك الكثير من التراب في الشوارع, وكلما كثر الغبار وارتفع في الهواء كلما امكنك مشاهدة ما على الورق الابيض, يوجد هناك ذلك الجزء اللاصق كالذي تجده في الصقة المقلوبة.
    Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var. Open Subtitles سنقاتل من اجل حقوقنا حتى النهايه المره ولدينا المال لنفعل ذلك
    Tabii ki bunu zor olduğu durumlar da var, öncelikli olarak, biliyorsunuz, hayat zor. TED بالطبع، هناك بعض المناسبات حيث يصبح من الصعب جداً ماذا تضع أولاً، لكن، أنت تعلم، الحياة صعبةٌ جداً.
    Tavuk kanadı da var. Soğandan da çiçek şeklinde bir şey yapıyorlar. Open Subtitles لديهم أجنحة دجاج أيضاً.وهناك شيئاً مصنوع علي شكل وردة مصنوعة من البصل
    Meteor yağmuru sırasında Dünya'ya geldiğini söyledi. Dahası da var. Open Subtitles لكنه قال أنه جاء للأرض أثناء سيل النيازك وهناك المزيد
    Kadınların erkeklerle iletişimlerindeki rolü ile ilgili bir oda da var. Open Subtitles وهناك أيضاً مجال لاستكشاف دور النساء فيما يتعلّق بتفاعلهن مع الرجال.
    Ve daha fazlası da var, eğer şu ana kadar beynini şişirmediysem. TED وهناك أكثر من ذلك، إن لم أك قد أبهرتكم حتى الآن.
    Hiç konuşmayan bireyler de var. Çok konuşanlar da var. TED هناك هؤلاء الأفراد الذين لا يتكلمون إطلاقا. وهناك هؤلاء الأفراد الذين يتكلمون كثيرا.
    Ayrıca ön kolunda suikast sırasında kullandığı mermilerle tutarlı barut tortuları da var. Open Subtitles هناك أيضاً على عضد الذراع والذي يتوافق مع الرصاصة المستعملة في هجوم القنص
    Biraz garip ama sevimli yanları da var. Open Subtitles إنه غريب بعض الشئ,لكن هناك أيضاً شيء محبوب حول الرجل
    Doğru, Jim. Susamış olanlar da var. Open Subtitles حقيقى يا جيم و هناك القليل من الظامئين بدورهم
    Warnley'de başka çekici kadınlar da var, bildiğin gibi. Kim gibi? Open Subtitles هناك الكثير من الفتيات ذوات المزايا في وارنلي أتعرف ذلك
    Ayrıca matematiksel yapı da var, Koordinat sistemi, ölçüler, etiketler, noktalar, eksenler ve benzeri. TED ولدينا أيضًا الهيكل الرياضي نتحدث عن خطوط وقياسات وعناوين نقاط ومحاور وأشياء من هذا القبيل
    DG: Bu fazla iyi işliyor. İçinde balıklar da var, görüyorsunuz. TED ديفيد جالو : وهو يعمل جيدا. كنتم تشاهدون هناك بعض الأسماك هُنا أيضاً.
    Ama aynı zamanda olağanüstü farklılıklar da var, genelde beyaz olmayan ve beyaz Y kuşağı arasında. TED لكن هناك كذلك اختلافات شديدة، غالبًا بين جيل الألفية غير البيض وجيل الألفية البيض.
    Olay yerinde seni hatırlayan bir görgü tanığımız da var. Open Subtitles نحنُ لدينا أيضاً شاهد عيان أمكنه رؤيتكِ في مسرح الجريمه
    Bu demografik temettü inanılmaz ama mantığa aykırı biçimde, güçlü iş gücü havuzları da var. TED هذا العائد الديموغرافي لا يُصَدَّق، ولكن للمفارقة، هناك أيضا أسطورة وجود المصدر الغير محدود للعاملين.
    Çok aktif, her türlü anlaşmayla idare edilir ve içerisinde kontrol fonksiyonu da var. TED دوره فعّال وتحكمه كل أنواع المعاهدات، ولديه خاصية المراقبة.
    İstediğin her şeyi koyabileceğin küçük kutular da var. Open Subtitles وتغلق لأسفل ويوجد صناديق صغيرة حيث تضعين بها ما تريدين
    Sosyal medyanın ayrıca ele almamız gereken iyi araştırılmış (belgelenmiş) psikolojik zararları da var. TED وهنالك أيضًا أضرار نفسية مُوثّقة تجلبها وسائل التواصل الاجتماعي ويجب ذكرها.
    Aklıma geldi de. jartiyer kayışlarımız da var. Open Subtitles تعال إلى التفكير في الأمر، لدينا بعض الأحزمة الرباط.
    Aynı zamanda ağın hasar görüp görmediğini kontrol eden elemanlarım da var. Open Subtitles أيضاً لدي أشخاص يفحصون الشبكة .بأكملها ليروا إن تَضَرَرَت
    Ancak Yunanlılar, Tatarlar ve hatta bazı Moğol Kalmukları da var. Bunların çoğu son olaylar hakkında farklı görüşlere sahip. TED ولكن هناك أيضًا الإغريق والتتار وحتى بعض العناصر المنغولية، الكثير منهم لهم آراء مختلفة بشان الأحداث الأخيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more