"daha öte" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكثر من مجرد
        
    • أعمق من
        
    • كل هذا أبعد
        
    • قيمة أكثر من
        
    • أكبر من مجرد
        
    Genç avcı için, avdan ona düşen pay yiyecekten daha öte birşey. Open Subtitles بالنسبة للصياد الشاب , كان نصيبه من اللحم أكثر من مجرد طعام
    Ancak bana, normal bir arkadaştan daha öte olduğumu hissettirmelisin. Open Subtitles لكني سوف لا أزال أشعر بأني أكثر من مجرد صديق
    Bundan daha öte kredi açmak istemem bay Hickok. Open Subtitles لا أريد أن يصبح الماء أعمق من هذا يا سيد (هيكوك)
    Babanız ölene kadar. Sorunlarınızın vicodinden daha öte sebepleri var. Open Subtitles مشاكلك أعمق من الفايكودين
    Sivri dilli olmayı, insanları aşağılamayı sevdiğimi sanıyorlar ama gerçekten daha öte bir şey olamaz. Open Subtitles يعتقدون أنني أستمتع بذلك ، كوني صريحة يجعل الناس يشعرون بحجم ضآلتهم لكن كل هذا أبعد ما يكون عن الحقيقة
    Seni tutukladığım anda mahvettiğin şeyin paradan çok daha öte olduğunu anlayacaksın. Open Subtitles عندما أقبض عليكَ، ستدرك أنّ ما أفسدته اليوم، كان ذو قيمة أكثر من ذلك المال
    Bilim insanları süpernovaların, Evren için görkemli bir ışık gösterisinden çok daha öte bir önemi olduğunu düşünüyor. Open Subtitles يؤمن العلماء أن السوبرنوفا .. مهمة للكون بشكل أكبر من مجرد عروض ضوء خلابه
    Ancak bu konu moderatörleri daha etkili kılmaktan çok daha öte. TED وهذه هي طريقة أكثر من مجرد جعل المراقبين أكثر فعالية.
    - Algı filtresi. Gizlemekten daha öte bir şey. Hafızanı yanıltır. Open Subtitles مرشح إدراك، إنه أكثر من مجرد تنكر، إنه يخدع ذاكرتك
    Galerinin gözünüzde iş meselesinden daha öte olması beni mutlu etse de... Open Subtitles سعيدةُ بأنكَ ترى المعرض كشيء أكثر من مجرد تجارة.
    Yani bu gece yarısı soygunundan çok daha öte bir şey. Open Subtitles إذاً هذا لم يكن أكثر من مجرد سرقة مسلحة في آخر الليل
    Hayat gündelik biyolojik ihtiyaçlardan ya da koşuşturmalardan çok daha öte olmalı. Open Subtitles من المؤكد أنَّ الحياة أكثر من مجرد أن تتمحور حول احتياجاتنا البايلوجية و أكثر من سباقنا اليومي فيها.
    Ya yaptığımız şeyin seksten daha öte bir şey olduğunu söylersin, ya da şimdi çeker giderim. Open Subtitles اما ان تعترفي بأن ما نفعله هو أكثر من مجرد علاقة او سأرحل الآن
    Bundan daha öte bir şey. Open Subtitles شيء أعمق من هذا
    Sivri dilli olmayı, insanları aşağılamayı sevdiğimi sanıyorlar ama gerçekten daha öte bir şey olamaz. Open Subtitles يعتقدون أنني أستمتع بذلك ، كوني صريحة يجعل الناس يشعرون بحجم ضآلتهم لكن كل هذا أبعد ما يكون عن الحقيقة
    Attan daha öte bir şeysin. Open Subtitles أنت ذا قيمة أكثر من حصان
    Bu büyüklükte bir tesis kurmak vidaları çevirmekten daha öte bir şey. Open Subtitles إعادة تأسيس مُنشأة بتلك الحجم أكبر من مجرد إدارة بعض الصمامات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more