"dallar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفروع
        
    • الأغصان
        
    • أغصان
        
    • فروع الأشجار
        
    Nöronlar da tıpkı ağaçlar gibi yeni dallar çıkarabilir ve eskilerini kaybedebilir. TED حسناً، الخلايا العصبية، كالأشجار، قد تكوِن فروعا جديدة، و تفقد الفروع القديمة.
    Küçük çocuklar misket oynar, dallar böler güneşi. Open Subtitles الأطفال الصغار يضربون الرخام حيث تُحطم الفروع الشمس
    dallar tıkanınca da astım krizi geçiriyorsun. Open Subtitles وعندما تُغلق هذه الفروع تصابين بأزمة ربو
    Bu dallar koptuktan bir saat sonra kadar birbirine tekrar tutturulmuş. Open Subtitles فسأقدّر أن هذه الأغصان قد جُمعت معا بعد ساعة من قطعها.
    dallar, yapraklar ve annemden aldığım battaniyelerle inşa ediyordum. TED كانت مصنوعة من الأغصان والأوراق وبطانيات أخذتها من والدتي.
    Yangınsız geçen bir asırdan sonra orman tabanındaki kuru dallar ve devrik ağaçlar barut kadar yanıcı hâle geldi. TED وبعد مضي قرن من دون حريق أصبحت الأغصان الميتة والأشجار المتساقطة على أرض الغابة في مرحلة خطرة
    Şu kuru dallar gibi dikilmiş televizyon antenlerine bak. Open Subtitles أنظرى إلى كل هوائيات التليفزيونات المتشابكة مثل أغصان الأشجار
    Otopsi doktoruna göre yaralara dallar ve selin getirdiği molozlar sebep olmuş. Open Subtitles الطبيب الشرعي قال إن الإصابات سببها فروع الأشجار وبقايا حطام الفيضان ..
    Ciğerlerine giden hava yolları dallar gibidirler ve dallar kapandığında astmatik kriz geçirirsin. Open Subtitles والمسارات الهوائية في رئتيكِ مثل فروع الشجر وعندما تُغلق هذه الفروع تصابين بأزمة ربو
    - Atlamalıyız. Şu dallar birkaç metre aşağıda. Open Subtitles يجب ان نقفز على تلك الفروع بضعة اقدام لاسفل حوالى 20 قدم
    "Giderken dallar sana çarpmasın." derim. Open Subtitles حسنا أنا أقول لا تترك الفروع تضربك خارجاً حسنا أنا أقول لا تترك الفروع تضربك خارجاً
    Dallanmalar, mikroskobik boyutta yalancı ayaklar, ince dallar etrafında koruyucu kabuk oluşumu için kumları toplayıp düzenlemektedir. Open Subtitles الفروع تطلق أقدام كاذبة، أقدام مجهرية زائفة إنها تجمع حبات الرمل في الدرع الواقي حول الأغصان.
    Ormanda kaçarken, kırık dallar, basık çimler ve bozulmuş zemin gibi hemen göze çarpmayan şeyler ile uzman bir izciyi uzaklaştırabilirsiniz. Open Subtitles اثناء الهروب , المكر فى الاشياء مثل كسر الفروع الارضالعشب, والارض المضطربة.. تستطيع ان تغنيك عن خبير تعقُب
    Bir ağaçtan çıkan dallar gibi bütün bu boyutlar tek bir kaynağa bağlı. Open Subtitles فكما أن جميع الفروع تأتي من شجرة واحدة فإن كل بعد من تلك الأبعاد آتى من مصدر مشترك واحد
    ~Ağaçlar dağlarda yaşar dallar ağaçlarda... ~Kalbimse yaşar senin için... ~ama görmezsin sen beni... Open Subtitles الأشجار تعيش على الجبال الأغصان تعيش على الأشجار قلبي يعيش لقلبك لكنك لا تراني
    Vücudunun her yeri, dallar arasında yaşaması için mükemmelleşmiş. Open Subtitles كل جزء من جسدها أصبحت متخصصة لحياة التخفي بين الأغصان
    Yeşil ve tomurcuklu ince dallar var olan türleri temsil eder. Open Subtitles الأغصان الخضراء والأزهار تمثل الأنواع الموجودة حاليا
    dallar, gövdede sensörlere dönüsecek kablolari olusturur. Open Subtitles الأغصان تصير أسلاكاً وتصير مجسات على هيكل الغابة
    Fareleri ve kertenkeleleri dikenli dallar ve tellerin üzerine atarak kazığa geçirirler. Open Subtitles والعظايا على الأغصان ذات الأشواك والأسلاك الشائكة.
    dallar, ince dallar, kökler, kollar, bacaklar kozalaklar, ağaçkakan delikleri. Open Subtitles أغصان و فروع و جذور و أطراف أكواز صنوبر و حفر من نقار الخشب
    İçerideyken dallar duvara çarpıyordu rüzgar esiyordu. Open Subtitles فقط فروع الأشجار كانت تصطدم بالجدران و الرياح...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more