| Hayır ama size katılmak isterim lordum. Tıpkı dayım gibi yanınızda olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن أود أن أشاركك يا سيدي أكن بجانبك كما كان عمي |
| Hayır ama size katılmak isterim lordum. Tıpkı dayım gibi yanınızda olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن أود أن أشاركك يا سيدي أكن بجانبك كما كان عمي |
| Burada yaşamaya geldiysem bile yengem ve dayım için endişelenirdim. | Open Subtitles | حتى لو جئت للعيش هنا سأكون قلقة بشأن خالي وزوجته |
| Diyor ki, eğer onun karısı olursam dayım bana dokunamazmış. | Open Subtitles | هو يقول أن أصبحت زوجتها فأن خالي لا يمكنه لمسي |
| - Bak dostum, gerçekten de Chicago'dayım. - Tabii öyledir. | Open Subtitles | انظر يا رفيق,أنا أضمنك ، أنا في شيكاغو نعم صحيح |
| Güney Etiyopya'dayım. Daasanach'lar ile birlikteyim. | TED | أنا في أثيوبيا مع أفراد من قيبلة الداسانك. |
| Siz Brighton'a gideceksiniz ben de dayım ve yengemle birlikte Göller Bölgesi'ni gezeceğim. | Open Subtitles | ستذهب انت لبرايتون، وانا ساقوم بجولة للبحيرات مع عمي وعمتي. |
| dayım, "Arkadaşlarım geliyor onları eve getir." dedi. | Open Subtitles | . . عمي قال لي ، أصدقائي سيأتون أحضرهم إلى البيت |
| Dün akşam, dayım anneme izninin bittiğini söyledi. | Open Subtitles | ، مساء أمس . . عمي اخبر أمي بأن اجازته قد إنتهت |
| Dün dayım, anneme işinin başına dönmesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | . . بالأمس، عمي أخبر أمي بأنه يجب أن يعود |
| - Öyle mi? Nedir? - Casby dayım onu evine götürüp parmaklamış. | Open Subtitles | -آخ عمي كارل الكبير قال بإنها كانت عنده وادخل اصبعه بفتحة الشرج |
| dayım teyzemi, teyzem annemi annem dayımı. | Open Subtitles | من خالي إلى خالتي ثم إلى أمي، ومن أمي إلى خالي |
| dayım kuzenimi, kuzenim kardeşimi, kardeşim de beni arayacak. | Open Subtitles | ومن خالي إلى إبنه ومنه إلى أخته ثم من أختي إليّ |
| Henüz değil ama artık dayım da geldiğine göre her şey düzelecektir umarım. | Open Subtitles | ليس بعد، لكن وبعد ان حضر خالي الى هنا، اتمنى ان يكون كل شي على مايرام. |
| Bir şey duyarsan ben Four Seasons'dayım. | Open Subtitles | أنا في منتجع الفصول الاربع لو سمعت شيئاَ |
| Unutma, iki günlüğüne Boston'dayım, belki üç. | Open Subtitles | لا تنسى أنا في بوسطن غداً ليومين أو ثلاثة |
| Unutma, iki günlüğüne Boston'dayım, belki üç. | Open Subtitles | لا تنسى أنا في بوسطن غداً ليومين أو ثلاثة |
| Hayır, sana söylüyorum çünkü Gene ve Bobby'nin dayım William'la yaşamasını istiyor. | Open Subtitles | لا، إني أخبرك؛ لأنها تريد أن يعيش (جين) و(بوبي) مع الخال (ويليام) |
| dayım bir sürü soruyla rahatsız edilmek istemiyor. | Open Subtitles | دون خمسة فقط لأن خالى لا يريد ازعاجه بالكثير من الاسئلة |
| Hayır, Toledo'dan aramıyorum. Burada, Niagara'dayım. | Open Subtitles | لا، لا أتحدّث من توليدو أنا هنا في نياجرا |
| Ve ben şu an doktora için Hollanda dayım | TED | الان انا في هولندا لأقدم رسالة الدكتوراه |
| Sadece iki gündür Londra'dayım, fakat gazeteleriniz sayesinde olabilecek en kötü yerdeyim. | Open Subtitles | أنا فى لندن ليومين لكن الذى تنشره صحفها يجعلها أسوأ مكان |
| Buradan gittiğimde seni öldürecekler. Hayatta kalırsan Chimera'dayım. | Open Subtitles | حين أغادر سيقتلونكَ، وإن نجوت فستجدني في المركبة (كايميرا) |
| Tuhaf, Phil dayım; eski patronun enerjik ve sorumluluk sahibi olan adam, bana derdini anlattı. | Open Subtitles | هذا غريب، عمّي (فيل)، رب عملك السابق، كان حيوي للغاية ودائمًا على ثقة كاملة، في الواقع كشف سرًا لي. |
| Solmas'da Mercury Mart'dayım. | Open Subtitles | أنا عند ميركيوري مارت في سولماس |
| Ben Denver'dayım. Buraya dün gece geldim. | Open Subtitles | أنا أسكن في (دينفير) أتيت إلى هنا الليلة الماضية |
| Babam, dayımdan 1941 yılında anneme vermesi gereken 50 doların faizini istiyor dayım, büyükannemi susturmak için huzurevine yatırdı. | Open Subtitles | أبي يطالب خالي بدفع فوائد، على خمسين دولار كان يفترض أن يدفعها لأمّي عام 1941. وخالي وضع جدّتي في دار مسنّين لكي يبقيها صامتة. |