| Ama eninde sonunda bunun değecek bir amaç olmadığını düşünüyorum. | TED | لكن في نهاية المطاف لا اعتبره شيء يستحق ان يكون هدفا |
| Çünkü sahip olmaya değecek bir şeyi risk almadan elde edemezsin. | Open Subtitles | لأنه لا شيء يستحق الحصول عليه بلا مخاطرة |
| Birini öldürmeye değecek bir şey gibi durmuyor. | Open Subtitles | لا يبدو هذا وكأنّه شيء يستحق القتل لأجله |
| Gerçek şu ki burada hatırlanmaya değecek bir kişi bile yok. | Open Subtitles | حسناً ، الحقيقة هى أنه ما من شخص واحد بهذا المكان يستحق أن نتذكره |
| Gerçek şu... ki 50 yıl sonra hatırlanmaya değecek bir kişi bile yok burada. | Open Subtitles | حسناً ، الحقيقة هى ليس من شخص واحد بهذا المكان يستحق أن نتذكره بعد 50 عاماً |
| Burada hatırlanmaya değecek bir kişi bile yok. | Open Subtitles | ما من شخص واحد بهذا المكان يستحق أن نتذكره |
| Korkarım ki hepsi kaybedecek, ta ki değecek bir dövüş bulana dek. | Open Subtitles | اعتقد ان الثلاثة سوف يخسرون حتى يجدون معركه تستحق القتال من اجلها |
| Bunun ölümüne savaşmaya değecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن هذه كانت معركه تستحق الدفاع عنها حتى الموت |
| Ne yapacağınıza karar vermeye çalışırken kurtarmaya değecek bir şey kalmayabilir. | Open Subtitles | واذا ما كان في الوقت الذي سينتهي فيه كل شيء سيكون هناك أي شيء يستحق الإنقاذ |
| Ancak şu andan itibaren yaşamaya değecek bir şey yok. | Open Subtitles | من الآن فصاعدة، ليس هناك .أيّ شيء يستحق العيش من أجله |
| Ama hayatta riske girmeye değecek bir kişi varsa, o da Megan'dır. | Open Subtitles | لكن إن كان هناك شيء يستحق المخاطرة، فإنّه هي. |
| Rip bizi ilk yanına aldığında çalmaya değer bir şey olup olmadığına bakmak için burayı karış karış araştırdım ama çalmaya değecek bir şey yoktu. | Open Subtitles | في بداية تجنيدنا، دأبت على فحص كل شبر في هذه المركبة بغية إيجاد شيء يستحق السرقة، فلم أجد، لنخرج من هنا |
| Dövüş severlerin ödedikleri paraya değecek bir dövüş. | Open Subtitles | ليقدم للجماهير شيء يستحق الدفع من أجله |
| Elde tutmaya değecek bir şey yoktu. Alınma ama. | Open Subtitles | لا شيء كان يستحق أن نحتفظ به، بدون إهانة |
| Dostum, bu ölüme bile değecek bir duygu. | Open Subtitles | يا رجل هذا الشعور يستحق أن نموت من أجلة |
| Anlatılmaya değecek bir şey değil. | Open Subtitles | لا شئ يستحق أن أعيده عليكم |
| Anlatılmaya değecek bir şey değil. | Open Subtitles | لا شئ يستحق أن أعيده عليكم |
| Ödemeye değecek bir bedel bu. | Open Subtitles | هذا ثمن يستحق أن يُدفع |