"değişmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتغير
        
    • التغيير
        
    • التغير
        
    • أتغير
        
    • للتغيير
        
    • للتغير
        
    • التغيّر
        
    • بالتغيير
        
    • الأمور
        
    • تتغيّر
        
    • اتغير
        
    • يتغير
        
    • لأتغيّر
        
    • بالتغيّر
        
    • بالتغير
        
    Her nesil, isteksizce veya bazen sökemediği bir anıt inşa eder. Fakat benim yazdığım hikaye değişmeye başladı ve benden kopmaya başladı. TED كل جيل يبني صرحًا يكره هدمه أو غير قادر على ذلك أحيانًا لكن أثناء الكتابة، بدأت حكايتي للقصة تتغير وكانت منفصلة عني
    Sizden tek istediğimiz çok çalışma, saygı ve değişmeye gönüllü olmak. Open Subtitles كل ما طلبناه منكم هو العمل الجاد, والاحترام, والرغبة في التغيير.
    20. yüzyılın üçte biri geçtikten sonra, bu en sık kullanılan müzik mekanlarından biri olunca değişmeye başladı. TED بدأت في التغير بعد مرور حوالي ثلث القرن العشرين، عندما أصبح هذا أحد أماكن الموسيقى الأساسية.
    Bu yüzden değişmeye karar verdim. Open Subtitles حسناً إنظري أنا متفهم بأنك مهتمه بماضي وأنا قررت أن أتغير
    İnternet, neredeyse 20 yıldan beri halka açık. Ve halen değişmeye devam ediyor. Medya da, gitgide toplumsallaşıyor. TED لقرابة 20 سنة الآن وهي مازالت تتغير كلما يضل الإعلام إجتماعياً أكثر هو مازال نموذج للتغيير
    İşleri benim için kolaylaştırmayacak ama idrarı tattığımı gördüğünde olay değişmeye başladı. Open Subtitles كانت لن تتساهل معي لكن عندما رأتني أتذوق البول بدأت الأوضاع تتغير
    İşleri benim için kolaylaştırmayacak ama idrarı tattığımı gördüğünde olay değişmeye başladı. Open Subtitles كانت لن تتساهل معي لكن عندما رأتني أتذوق البول بدأت الأوضاع تتغير
    Teknoloji dünyasını yakından takip ettiğimi ve işlerin şimdiden değişmeye başladığını belirtmem gerek. TED وأود منكم أن تفهموا، أنني أدرس عالَم التقنية، وبدأت الأمور تتغير بالفعل.
    Ve değişmeye başladığınızda duramazsınız. TED وعندما تبدأ في التغيير لا تستطيع التوقف.
    Bu işi 30 senedir yapıyorum ve şimdi daha fazla ikna oldum ki, insanın kapasitesi değişmeye başlıyor. TED لازلت افعل هذا لمدة اكثر من ثلاثون عاما و انني مقتنعة , الان اكثر من السابق في مقدرة البشر في التغيير
    Tahmin edebileceğiniz gibi, bu inanılmaz önemliydi ve bir şeylerin değişmeye başlaması için belki de en önemli şeydi. TED وهذا بالتأكيد، كما يمكنكم أن تتخيلوا، أصبح مهماً جدا، وحتي أساسيا، كشيء لبداية التغيير.
    Fizyolojisi ve hücresel yapısı iki gün sonra değişmeye başladı. Open Subtitles خصائص جسده الفيزيائية والجينية بدأت في التغير بعد يومين.
    Tekrar değişmeye başlarsa yakında öğreniriz, değil mi? Open Subtitles لو أنها بدئت فى التغير مره أخرى سنعرف قريبا أليس كذلك؟
    değişmeye çalıştım, olmamı istediği adam olmaya çalıştım, ama yetmedi işte. Open Subtitles لقد حاولت أن أتغير لقد حاولت أن أصبح الرجل الذي أرادتني أن أصبح مثله لكن لم يكن ذلك كافياً
    bu sadece farketmez aslında çünkü değişmeye ihtiyacım var ve o... bu sizi birlikte yapmaz. Open Subtitles أنهُ فقط لايهم , لأنني أعلم بأنهُ يجب أن أتغير و
    Ve biranda, hayat geldi ve her şey değişmeye başladı. Open Subtitles وتماما مثل ذلك، الحياة لا تأتي في... وأشياء تبدأ للتغيير.
    Bak, sana üzgün olduğumu, büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu ve değişmeye hazır olduğumu söyleyebilirim ama bu saçmalıkları duymak istediğini sanmıyorum. Open Subtitles يمكنني أن أجلس هنا و أٌقول لك أني آسف كان سوء تفاهم و أنا مستعد للتغيير و لكني لا أعتقد أنك تريدين سماع هذا الهراء
    Bu kötü ahmaklar, katliamdan alıyorlar, değişmeye adapte olamıyorlar. Open Subtitles جماعة من الحمقى الذي عمى طغيانهم بصيرتهم بسبب استمتاعهم لإبادة أهل القرى , فأصبحوا لا يتكيفون للتغير
    değişmeye çalışmanın ne kadar zorlu bir iş olabileceğini biliyorum. Open Subtitles أعرف صعوبة الأمر التغيّر الحقيقيّ في أغلب الأحيان يكون صراعاً
    Çocuklarının gerçek eğitim aldıklarını meslek edindiklerini gördükleri zaman aileler de değişmeye başlıyorlar. TED عندما يشاهدون أطفالهم يحصلون على تعليم حقيقي، يحصلون على وظيفة حقيقية، يبدأون بالتغيير.
    Bir şeyler değişmeye devam ediyor, giyinişim, hissiyatım, davranış şeklim. TED إن الأمور تستمر بالتغير، طريقة لبسي، طريقة شعوري، طريقة تَصَرُّفي.
    Ancak bir zaman sonra, işler değişmeye başladı. Open Subtitles ولكن من بعد تعلمين الأمور بدأت تتغيّر.
    Belki de kendimi biraz uyuşturmak istiyorum çünkü değişmeye, kendime zarar vermekten kurtulmaya çalışıyorum. Open Subtitles اذن ربما احاول ان اخدر نفسي قليلا لأنني أحاول ان اتغير
    Artık kendi etrafında dönemez, büyüdükçe ve büyüdükçe şekli de değişmeye devam eder; gezegen yeni bir şey olmuştur. TED إذ لم يعد بإمكان هذا الجسم أن يدور، فشكله يتغير باستمرار كلما ازداد حجمه، وبذلك يصبح الكوكب شيئًا آخر.
    Jüpiter'i geçerken, kuyruklu yıldızımız değişmeye başlar. Open Subtitles عندما يجتاز المشتري يبدأ مذنّبنا بالتغيّر
    Ancak çok hücreli organizmalara geldiğimizde işler değişmeye başlar TED لكن عندما يكون هنالك كائن متعدد الخلايا، تبدأ الأمور بالتغير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more