Böylelikle 18 ay önce hayatımı değiştiren bu maili aldım. | TED | هكذا قبل 18 شهرا وصلت هذه الرسالة التي غيرت حياتي. |
Ben 2004'te hayatımı baştan aşağı değiştiren bir noktaya odaklanacağım. | TED | سوف أركز على واحدة غيرت حياتي تمامًا في عام 2004. |
Düşünme şeklimizi değiştiren yeni bir örneği sizinle paylaşayım. | TED | دعوني أريكم مثالًا حديثًا عما غيّر طريقة تفكيرنا. |
Onlara hayır diyorsun ve döndüğünde reçetene ruh halini değiştiren bir uyuşturucu yazıyorlar. | Open Subtitles | ينقلبون و يكتبون لك وصفة لمخدر مغير للمزاج |
Bir güne ancak bir tane hayat değiştiren karar sığdırabiliyorum. | Open Subtitles | قرار واحد يغيّر الحياة في اليوم هو أقصى ما أحتمل |
Bu yılkı TED Konferansı'nın ruhunda bizce bu güçlü, dünyayı değiştiren bir buluş. | TED | وفقاً لروح هذا العام لمؤتمر تيد، نعتقد أنه فعّال، إختراع سيغيّر العالم. |
Dünyayı değiştiren yaratıcılığı serbest bıraktık ve sonsuz rahatı ve zenginliği başlattık. | TED | وأطلقنا إبداعاتٍ غيّرت معالم الأرض وأنتَجَت ثرواتٍ عظيمةٍ و رفاهية. |
Peki bu gece kollarımı şereflendirme konusunda fikrini değiştiren nedir? | Open Subtitles | إذاً، ما الذي جعلك تغيرين رأيك حول تشريف ذراعي الليلة ؟ |
Ama 22 yıl önce, hayatımı sonsuza dek değiştiren bir davayla karşılaştım. | Open Subtitles | ثم قبل 22 سنه مضت استلمت قضية غيرت مجرى حياتي إلى الأبد |
Jake Shepherd hayatını değiştiren bir ölüme yakın deneyimden sonra kiliseye katılmış. | Open Subtitles | جايك شيبرد انضم للكنيسة بعد ان غيرت حياته تجربة قريبة من الموت |
Yirmi yıl önce atomik izafi mesafeyi değiştiren bir formül yarattım. | Open Subtitles | قبل 20 عاماً أنني صنعت صيغة التي غيرت المسافة النسبة للذرة. |
Şüphesiz, hayatlarımızı birçok yönden değiştiren etkili, önemli bir an. | TED | لقد كانت لحظة محورية .. فقد غيرت حياتنا في عدة مناحي |
Bugün sizinle mimariye yaklaşım ve uygulamalarımı değiştiren bir proje paylaşmak istiyorum: Fes Nehri Onarım Projesi. | TED | أود أن أشارك معكم اليوم مشروعًا غيّر كيف أنهج وأمارس الهندسة المعمارية: مشروع إعادة تأهيل نهر فاس. |
On yıl önce, hayatımı değiştiren bir telefon görüşmesi yaptım. | TED | قبل عشر سنوات، تلقيت اتصالاً غيّر مجرى حياتي. |
Sohbetlerimizin bir tanesinde, hayatımı tamamen değiştiren bir etkileşime tanıklık ettim. | TED | وخلال إحدى مناقشاتنا، شاهدت شيئاً غيّر حياتي للأبد. |
Beraber iş yaparsak, Deri değiştiren'i bulma şansımız daha yüksek. | Open Subtitles | "اذا تعاونا سيكون لدينا فرصة افضل للعثور على "مغير الجلد |
Adamı kayıp ve ortalıkta bir Deri değiştiren olduğunu bilmiyorsa da yakında öğrenecek. | Open Subtitles | رجله مفقود, واذا لم يعلم بان هناك مغير جلد" طليق, سيعلم ذلك قريباً" |
Dünyayı değiştiren davranışların ne kadarı gerçekleşiridi? | TED | كمية السلوك الذي يغيّر العالم هل كان سيحدث؟ |
Ve bugün her şeyi değiştiren gün. | Open Subtitles | وهذا هو اليوم الذي سيغيّر كل شيء |
altı ayda yaşamını değiştiren üç şey yaşadın: hamilelik, muazzam zafer, aşık olmak. | TED | لقد مررت بثلاثة أشياء غيّرت حياتك خلال فترة ستة أشهر: حملٌ، وفوزٌ كبير، ووقعتِ في الحبّ. |
Joy ile ilgili fikrini değiştiren ne oldu? | Open Subtitles | اذن مالذي جعلك تغيرين رأيك بشأن جوي؟ |
Mesela lastik değiştiren insanların bu işi en güzel elbiseleriyle yaptıklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن كل الناس الذين يغيرون الإطارات يرتدون أفضل بدلاتهم. |
Bak, sana yalan söylemeyecek ve Ekvator'un yaşam değiştiren bir tecrübe olmadığı gibi davranacağım ama bilmiyorum, belki de onu entelektüelleştirir. | Open Subtitles | انا لن اكذب عليك واتظاهر ان الاكوادور لم تكن تجربة تغيير حياة حقيقية لكن لا اعرف هذا ربما يكون تنويريا منه |
ve bütün oyunu değiştiren unsur bu olsa gerek. | TED | و هذا هو العامل الرئيسي الذي سيغير اللعبة. |
Olaylar olurken oradaydım. Ama, bebekleri değiştiren ben değilim. | Open Subtitles | كنت هناك عندما حصل لكنني لست من بدّل تلك الفتاتان |
Davranış şeklimizi köklü bir şekilde değiştiren denkler arası sosyal ağların ve gerçek zamanlı teknolojilerin bir sağanağı. | TED | برامج التورنت والشبكات الاجتماعية والتكنولوجيا الأنية، تغير جذرياً الطريقة التي نتصرف بها. |
Sevgi ve merhamet göstermek üzerine kurulmuş hayatımı değiştiren adamla. | Open Subtitles | الرجل الذي غير حياتي في بلاد نشأت على المحبة والتراحم |
Aslında, tarihin akışını değiştiren pek çok liderimiz içe dönüktü. | TED | في الحقيقة أن كل القادة الذين غيروا تاريخنا كانوا انطوائيون. |
Psikoz hastası, şekil değiştiren iyi niyet Tanrısı ile yolculuk. | Open Subtitles | عَظيم، رحلة قِيادة مَع مُمثِّـل مُضطَرب متحول الأشكال النَوايا الحَسِنة. |