Sadece bu da değil, açlığı dönüştürmek bir fırsat, ama sanıyorum zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor. | TED | ليس هذا وحسب، إنهاء الجوع هو فرصة، ولكني أعتقد أنه يتحتم علينا تغيير طريقة تفكيرنا. |
Ve bu üçüncü fikir, asla yalnız olmayacağımız fikri, ruhlarımızı değiştirmemiz için yeterli. | TED | وتلك الفكرة الثالثة، أننا لن نضطر لنكون وحيدين أبدا، مركزية من أجل تغيير نفسيتنا. |
Erkek çocukların ilköğretimdeki kabullerine dair anlayışı değiştirmemiz gerek. | TED | علينا ان نغير عقلية قبول الاطفال الذكور في المدارس الابتدائية |
değiştirmemiz gereken ilk şey devletimizin yapısı. | TED | فنحن أولا علينا ان نغير هيكلية الحكومات لدينا |
Hapishane ve cezaevi kültürümüzü değiştirmemiz gerekli, özellikle gençler için. | TED | نحتاج لتغيير الثقافة الموجودة في المعتقلات والسجون، خصوصاً للسجناء اليافعين. |
Öyleyse, gelecek Kasım'da bunu değiştirmemiz gerekecek. | Open Subtitles | حسناً، سوف نغيّر هذا اللقب في نوفمبر المقبل. |
Bu doğumun hayatımıza yaptığı etkiyi değiştirmemiz gerekiyordu. | TED | أردنا تغيير التأثير الذي أحدثه هذا المولود على حياتنا. |
Öğrendiğim ilk şey, zihniyetimizi değiştirmemiz gerekiyor. | TED | أول درس تعلمته هو أننا بحاجة إلى تغيير عقلياتنا. |
O yüzden benim için, tabii ki bir avukat olarak, ilk tepkim sahip olduğumuz tüm yasaları değiştirmemiz gerektiği oldu. | TED | لذلك بالنسبة لي، كمحامي حقوق مدنية، ردة فعلي الأولى كانت بأن أفكر حسنًا، بالطبع يجب علينا تغيير كل القوانين. |
Bununla mücadele etmek için oyunu değiştirmemiz gerekiyor. | TED | ومن أجل معالجة ذلك، نحن بحاجة إلى تغيير اللعبة. |
Bu tür hareketleri zorlaştıracak şekilde oyunun kurallarını değiştirmemiz gerekiyor. | TED | نحن بحاجة إلى تغيير قواعد اللعبة لجعل هذا النوع من التصرف أكثر صعوبة. |
Bu yeni yaklaşım, suçluların ekonomik dengelerini değiştirmemiz gerekliliği üzerine inşa edilmeli. | TED | ويحتاج هذا النهج إلى أن يركز على فكرة أننا بحاجة إلى تغيير اقتصاد المحتالين. |
Ancak değişikliklerin üçüncüsü de Kongre'deki sosyal ilişkileri değiştirmemiz gerektiğidir. | TED | و لكن الفئة الثالثة من الاصلاحات هو اننا يجب علينا ان نغير طبيعة العلاقات الاجتماعية في الكونجرس. |
Benim önerim, konuyu değiştirmemiz. Uluslardan, sınırları belli ülkelerden bahsetmeyi bırakıp, şehirler hakkında konuşmak. | TED | واقتراحي هو أن نغير الموضوع، فلا نتحدث عن القومية، ولا نتحدث عن الدول ولكن بدلًا من ذلك، نبدأ بالتحدث عن المدن. |
Kendimizi değiştirmemiz gereken dünyanın bütününe... ...baktığım zaman bu benim için bir zorunluluk. | TED | لقد أصبح من الضروري بالنسبة لي عندما أنظر في جميع أنحاء العالم، أننا يجب أن نغير من أنفسنا. |
Böylece, eğer yörüngemizi değiştirmemiz gerekiyorsa, hayatta ya da balonda, rakım değiştirmemiz gerektiğini anlarız. | TED | لذا فنحن عندما نريد ان نغير مسارنا سواء كان ذلك في المنطاد او في الحياة فعلينا ان نغير الارتفاع |
Ryuzaki, her gün başka otele geçme sistemini değiştirmemiz mümkün mü? | Open Subtitles | ريوزاكي بالنسبة لتغيير الفندق هذه الأيام أيمكنك فعل شيء حيال ذلك؟ |
Anlaşma konusunda fikrini değiştirmemiz gerekiyordu, bunu sen oradayken yapamazdık. | Open Subtitles | ،لقد إحتجنا أن نغيّر رأيك بشأنِ الإتفاق .ولمْ نقدر على فعلها طالما أنتَ هُنالِكَ |
Hadi yardım et, arabaları değiştirmemiz gerek. | Open Subtitles | ساعدني فحسب. يجب أن نبدل السيارات. |
Bu kaynakları nasıl yöneteceğimiz konusunda kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. | TED | نحتاج لتغير كيفية السير نحو ادارة هذه الموارد |
Bay Hallman'a göre seçim makinaları için mevcut yüklenicimizi yenisiyle yer değiştirmemiz gerekiyor, Swan Sistemleriyle. | Open Subtitles | يعتقد السيد هولمان يجب علينا استبدال المقاول الحالي لدينا لآلات الانتخابات مع واحدة جديدة، وأنظمة سوان. |
Fiona, molalarımızı değiştirmemiz lazım. | Open Subtitles | فيونا)، هل يمكننا أن نتبادل في استراحاتنا ؟ ) |
Kanunların gerektirdiği en şiddetli biçimde yargılanmalıdır ve bu bir sorun oluyorsa, kanunları değiştirmemiz lazımdır. | Open Subtitles | يجب مُحلاقتُه لإقصي حدِ يسمح بِه القانون، ولو أن هذا أصبح مُشكِلة، فعلينا أنّ نُغير القانون. |
Bir de her iki taraftaki bu mumların hepsini değiştirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ذو اللون الأبيض المائل للصفرة , ونحتاج أن نستبدل كل هذه الشموع على كلا الجانبين |
Kadının, televizyon kanalını değiştirmemiz için bizi evine çağırdığına hala inanamıyorum. | Open Subtitles | لا زلت لا أستطيع تصديق أن تلك المرأة أحضرتنا لبيتها لنغير قنوات تلفازها |