| Biz kesinlikle onlar gibi değildik, onların dilini konuşmuyorduk, farklıydık. | TED | ولكننا بالتأكيد لم نكن مثلهم لا نتحدث لغتهم كنا مختلفين |
| RH: Evet emin değildik. Demek istediğim tüm stres bu yüzdendi. | TED | ر.ه: صحيح،لم نكن واثقين. أعني، كان ذلك يضعنا تحت ضغط كبير. |
| Roberto D'angelo: Tahmin edebileceğiniz gibi, maalesef, buna hazır değildik. | TED | روبرتو دي أنجلو: كما تتخيلون، لسوء الحظ، لم نكن مستعدين. |
| Şey tamam, sanırım "biz" hoşça kal öpüşmesi yapan tiplerden değildik. | Open Subtitles | حسناً, إذن أعتقد أننا لسنا من النوع الذي يقبل قبلة الوداع |
| Nereye gitmek istediğimizi biliyorduk ama oraya nasıl ulaşağımızdan tam olarak emin değildik. | TED | حسنًا، كنا نعرف هدفنا، لكننا لم نكن متأكدين تمامًا من كيفية الوصول إليه. |
| Bu çalışmalara başladığımızda pek yaratıcı değildik, bu yüzden sadece jeton olarak isimlendirdik. | TED | لم نكن مبدعين جدا وقت بدءنا هذه التجارب، لهذا سميناها العملة الرمزية وحسب. |
| Otel katibinin küçük, küçük bir parçası vardı. Biz sahnede bile değildik. | Open Subtitles | كان هناك جزء بسيط من عامل الفندق لم نكن في ذلك المشهد |
| -Bak, bir savaş efendisi, kendi başlığını patlattı. -Biz orda değildik. | Open Subtitles | لقد أخطأ زعيم الحرب وفجر رؤوسه النووية نحن لم نكن هناك |
| Sana dün akşam burada değildik diyorum. Yine kabus görmüşsün, hepsi bu. | Open Subtitles | أقول لك بأننا لم نكن هنا البارحة لا بد أنه أحد كوابيسك |
| Sen ortak olduğumuzu sanıyordun, ama hiçbir zaman ortak değildik. | Open Subtitles | هل تعتقد اننا كنا شركاء, لكننا لم نكن ابدا شركاء |
| Tatlım, bir seneden fazla oldu. O zaman seninle beraber bile değildik. | Open Subtitles | عزيزي، كان منذ حوالي سنة خلت أنت وأنا لم نكن معاً حتّى |
| Tamam, o gece pek de ensesi ince tipler değildik. | Open Subtitles | حسن ، ربما تلك الليلة لم نكن قطط بدينة بالكامل |
| Bilmiyor olabilirsin ama babanla ben daima mükemmel bir çift değildik. | Open Subtitles | قد لا تعرف هذا. لكن أنا ووالدك لم نكن سعداء دائماً. |
| Biz ilk olay yerinde ikincisi veya üçüncüsün de bile orada değildik. | Open Subtitles | لم نكن أول من وصل إلى مكان الحادث، او الثاني او الثالث. |
| Sen doğduğunda, kendimize ayırdığımız süreye yapacağın etkiye henüz hazır değildik. | Open Subtitles | عندما ولدت، لم نكن مستعدين للأثر الذي كان سيشغل وقت فراغنا |
| Bir süredir birlikte değildik, yani çizelgenin dışına çıkmış olabiliriz. | Open Subtitles | لم نكن شريكان لفترة طويلة, ربما، ربما لم ننظم الوقت |
| Biz, sen davet ettikten sonra bile gelme konusunda emin değildik. | Open Subtitles | نحن، لم نكن واثقين من مجيئنا إلى هنا، حتى بعدما دعوتِنا. |
| Bizler bu şekilde büyüyen tek çocuklar değildik. | TED | لسنا الأطفال الوحيدين الذين نشأوا بهذه الطريقة. |
| Ve sonra anladım ki aslında, iki alanda da yeterince ileri değildik ki bu şeyleri tamamen açıklayabilelim. | TED | ثم أدركت أننا بالواقع لسنا متطورين بالشكل الكافي في أيّ من المجالين لتفسير الأمور بالشكل الوافي. |
| # Yıllar önce hiç de eşit değildik # | Open Subtitles | نحن لم نكُن متساوين منذ العديد من السنوات ? ? |
| Rol yapmayı bırak anne program bitti. Biz kusursuz bir aile değildik. | Open Subtitles | حسبكِ يا أمّاه، لقد انتهى العرض، إنّنا لم نعد تلكَ الاسرة المثاليّة. |
| Dün gece senin gerçek ailen bile değildik. | Open Subtitles | ليلة أمس نحن ما كُنّا مستويَ أبائكَ الحقيقيون. |
| Gerçekte bir tehlike içinde değildik, değil mi John? | Open Subtitles | نحن ما كناش في أي خطر فعلي مطلقاً؛ اليس ذلك الحق؛ جون؟ |
| Babam ve ben, beni korumak için kendini tehlikeye atacağını anlayacak kadar yakın değildik. | Open Subtitles | والدي و أنا لم نكن مقربين مجرد التفكير أنه وضع نفسه في الخطر .لحمايتيفقط. |
| Ve hiçbirimiz başımıza geleceklerin farkında değildik. | Open Subtitles | ولم يعلم أحدنا ماذا كان في المخزن |