"de biliyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعلم بشأنهما أيضًا
        
    • يعلمون بجرمك أيضًا
        
    • هو أيضا يعلم
        
    • هي تعلم
        
    • وهو يدرك
        
    • وهو يعلم
        
    • يعلم انه لا يوجد
        
    • تعرف أيضاً أن
        
    • تعلم أيضاً
        
    Gwen'le Jamie de biliyor ve boşboğazlık eden ben değilim. Open Subtitles "جوين" و "جايمي" يعلم بشأنهما أيضًا وأنا لست من يفشي السر
    Artık diğerleri de biliyor. Open Subtitles الآن الجميع يعلمون بجرمك أيضًا.
    Aynı zamanda hakimin, teklif edeceğimiz anlaşmaları reddedeceğini de biliyor. Open Subtitles أجل,حسنا هو أيضا يعلم أن القاضى سيقوم بالقاء أى صفقه نعرضها عليه
    Marcy'nin rehabilitasyondan döndüğünü de biliyor. Open Subtitles هي تعلم أنت مارسي عادت من إعادة التأهيل
    Çünkü eğer istediği buysa bu gerçek değildir ve bunu kendisi de biliyor. Open Subtitles لإنه إن كان كذلك... فهو لا يقدم حقائقا... وهو يدرك أنه لا يقدمها
    Eve bırakalı bir saat oldu, Burada beklediğimizi de biliyor. Carl! Open Subtitles لقد تجاوزت الساعة منذ اوصلته وهو يعلم اننا جميعا ننتظره هنا كارل
    - Size, canavar filân olmadığını söyledim. Tony de biliyor. Open Subtitles لقد اخبرتكم انه لا يوجد وحش وتوني يعلم انه لا يوجد وحش
    George Bailey'in bağlantı noktasında dans ettiğini de biliyor musun? Open Subtitles وهل تعرف أيضاً أن (جورج بايلي) يرقص تماماً بمركز الأرضية؟
    Burada olduğumuzu bildiğine göre Şirket de biliyor demektir. Open Subtitles وإن كان يعلم بوجودنا هنا... فإنّ "الشركة" تعلم أيضاً
    Gwen'le Jamie de biliyor ve boşboğazlık eden ben değilim. Open Subtitles "أنتِ الوحيدة التي تعلم بها "ميغ "جوين" و "جايمي" يعلم بشأنهما أيضًا وأنا لست من يفشي السر
    Artık diğerleri de biliyor. Open Subtitles الآن الجميع يعلمون بجرمك أيضًا.
    Onu sevdiğimi de biliyor. Open Subtitles هو أيضا يعلم أني أحبه
    Doğru olmadığını kendisi de biliyor! Open Subtitles هي تعلم بأنّ هذا ليس صحيحًا!
    Bütün seçenekleri tükenmeden Hanna'nın bacağı kesililirse dava açtığında onun lehine tanıklık edeceğimi de biliyor. Open Subtitles وهو يدرك أنّني سأشهد ضدّه إذا قاضته (هانا) لبتر ساقها بدون استنفاد كافة الخيارات
    - Her zaman. Ayrıca sevgilin olarak, o eve masa sokmasına izin vermeyeceğimi de biliyor. Open Subtitles وهو يعلم بأنّني كخليلتك، ما كنت لأقف بعيدة تاركة إيّاه يجلب طاولة لشقتك.
    - Size, canavar filân olmadığını söyledim. Tony de biliyor. Open Subtitles لقد اخبرتكم انه لا يوجد وحش وتوني يعلم انه لا يوجد وحش
    George Bailey'in bağlantı noktasında dans ettiğini de biliyor musun? Open Subtitles وهل تعرف أيضاً أن (جورج بايلي) يرقص تماماً بمركز الأرضية؟
    Annem de biliyor. Open Subtitles أمي كانت تعلم أيضاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more