| Babamın adres defterini böylece vaftiz hediyeleri için teşekkür notu gönderebilirim. | Open Subtitles | .دفتر عناوين أبوي ابي ارسلهم بطاقات شكر على كل هدايا التعميد |
| Öylemi, bu gerçekten garip, hani bir gün önce defterini çaldığın kadından bahsediyorum. | Open Subtitles | أوه، حسنا، هذا مضحك بإعتبار أنك فقط سرقت دفتر الأستاذ قبل يوم واحد |
| Bizimkini doğru kullandığını kanıtlayınca sana kendi çek defterini vereceğim. | Open Subtitles | سوف أعطيكِ دفتر شيكاتك عندما تثبتين أن بإستطاعتك موازنة دفترنا |
| Bir seyir defterini alırsam, onun sadece bir seyir defteri değil Venedikli bir kaptanın ayrıntılı ve özel bir yolculuğuna dair olduğunu düşünebilirim. | TED | إذا أخذت سجل دفتري، يمكني اعتباره ليس مجرد سجل لكابتن من البندقية ذاهب لرحلة معينة. |
| Eminim hastane kayıt defterini de bu yüzden yırtıp atmışsındır. | Open Subtitles | أنا مُتأكده بأنه هذا السبب الذي جعَلك تُمزّق دفتر المُستشفى. |
| Şu andan itibaren Jin Hyeon Pil hesap defterini kullanacak. | Open Subtitles | بدءًا من الآن، جين هيون بيل .سوفَ يستخدم دفتر حساباته |
| Gelirken çek defterini ve sigorta şirketim için beyanını getirsen iyi edersin. | Open Subtitles | من الأفضل ان تحضر دفتر شيكاتك وتعهد جاهز يمكنني تسليمه لشركة التأمين |
| Ameliyat oldu ve radyoterapi aldı, adres defterini kaybettiğinde 3.seferki kemoterapiyi alıyordu. | TED | خضعت للجراحة والعلاج الإشعاعي، وكانت في الدورة الثالثة من العلاج الكيماوي، عندما أضاعت دفتر عناوينها. |
| diye düşündü. Sonra, hemen orada çizim defterini aldı ve dünyanın ilk silecek taslağını çizmeye başladı. | TED | فأخذت دفتر رسمها في اللحظة والمكان عينه وبدأت برسم ما سيصبح أول مساحة زجاج أمامي. |
| Telefon defterini evde unutmuş ben de defterdeki kadınları aradım. | Open Subtitles | زوجي نسى دفتر العناوين الخاص به لذا قمت بالإتصال بجميع النساء الموجودة فيه |
| Anne, yanlışlıkla Muhammed Rıza'nın defterini aldım. Gidip geri vermem lazım. | Open Subtitles | أمّـي، لقـد أخــذت دفتر "محمد رضا" بالصُـدفة، ويجب أن اُعيــدهُ إليه! |
| Sonra babasının hesap defterini bulmuşsun ve havuza atmışsın. | Open Subtitles | و بعدها عثرت على دفتر البنك لوالده و بطريقة ما رميته في البركة |
| Fıstık gibi olur. Adamların çek defterini kullanmasına sene boyunca ses çıkarmaz. | Open Subtitles | إنه معتاد على ذلك إنه يتيح لأولئك الأشخاص إستعمال دفتر شيكاته طوال العام |
| Sıhhiyeciler revir defterini dün geç iade etti. Şimdi kaydederim. | Open Subtitles | الاطباء اعادوا سجل المرضى متأخرا امس سأقوم به الآن |
| Senin düşüncene göre defterini okumak için babanın ruhu gece eve geliyor. | Open Subtitles | فكرتك هى ان روح والدك تاتى الى المنزل فى اليل لتقرا دفترك |
| Anne, defterini aldım ve geri vermem gerek. Yoksa cezalandırılacak. | Open Subtitles | أمّـي، لقـد أخذت دفتره ويجب أن اُعيده إليـه وإلا سيعاقب |
| Ne yaparsan yap, sakın adres defterini kaybetme. | Open Subtitles | مهما فعلت, لا تفقد أبدا الدفتر الأسود الصغير للعناوين |
| Şimdi kayıt defterini imzalar mısınız, efendim? | Open Subtitles | هل استرعي عنايتك بالتوقيع على السجل الآن سيدي؟ |
| O büyük defterini yanında getirmediğine çok memnun oldum. | Open Subtitles | أنا ممتنة كثيرا لأنك لم تجلب معك مفكرتك الكبيرة |
| hey naber not defterini düşürmüştün bende onu babana verdim. | Open Subtitles | مرحبا , مالاخبار لقد اوقعت كتابك ولكنني سلمته الى والدك |
| Rem'i öldürebilmek için, ÖIüm defterini kullanarak birisinin Misaya saldırmasını sağlayamam. Bu durumda | Open Subtitles | ومع ذلك، لا يمكنني قتلها أولًا بالتلاعب بشخص عبر مفكرة الموت ليهاجم ميسا |
| Koç seni görmek istiyor. Oyun defterini de getir. | Open Subtitles | المدرب يريد رؤيتك احضر ملفاتك |
| Senin defterini tamamen eritecek, asit dolu bir kova. | Open Subtitles | هذا دلو مليء بالسائل الحمضي سوف يحلل مذكرتك بالكامل |
| Geminin seyir defterini arıyorum, bütün dökümanları toplayalım, tamam mı? | Open Subtitles | أنا أبحث عن سجلّ السفينة دعينا نحصل على هذه الوثائق |
| Ve lütfen, dikkatleri dağıtacak bir elbise giymeyin yoksa kimse çek defterini çıkaramaz. | Open Subtitles | وتأكدي من عدم ارتداء أي شيء صارف للانتباه جداً، وإلا فلن يقوم أحد بإخراج دفاتر الشيكات |
| Yani bir Ölüm Meleğini öldürdün, defterini aldın ve bana mı verdin? | Open Subtitles | إذاً فقد قتلت إله موت وسرقت كتابه وأعطيته لي |
| Ama karar defterini yukarıdaki kütüphanede buldum ve içinde doktorun, hastaları o berbat görünümlü sıvıyı içmeye zorluyormuşçasına birkaç fotoğraf vardı. | Open Subtitles | لكني وجدث ذلك في كتيب في المكتبه في الطابق العلوي, و كان فيها صورة للدكتور يجبر المرضى على شرب سائل بشع المنظر |