| Adam dediğin böyle olur. Birinci sınıf bir felsefe dehası. | Open Subtitles | لدي رجل لك إن أردت فيلسوف عبقري من أعالي الأمواج |
| Fakat, adını neredeyse unuttuğumuz bir elektrik dehası var: Dünyaya sınırsız enerji sağlayabilme hayali ile yaşamış bir adam. | Open Subtitles | لكن هناك عبقري اخر في علوم الكهرباء تم نسياته بالمره رجل كان يحلم بامداد العالم بمصدر لا محدود للطاقه |
| Sizin gibi bir suç dehası ile çalışmanın bizim için bir ayrıcalık olduğunu bilmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | أردنَاك أَنْ تَعْرفَ اي إمتياز هو كَانَ لنا. للعَمَل مَع عبقري إجرامي مثلك |
| İnsan dehası kendini nereye yönlendirmeli? | TED | ما هو التوجه الذي على العبقرية الإنسانية اتخاذه؟ |
| Peki, Mendeleev'in dehası neydi? | TED | إذا ما هو الامر العبقري فيما يخص جدول مندلييف الدوري ؟ |
| West Indian Archie, bir matematik dehası olabilirdi. | Open Subtitles | عبقرى فى علم الحساب كلنا ضحايا الأوامر الإجتماعية الأمريكية |
| Yalnızca üç yıl boyunca okula gitti ancak yeni icatlar üzerindeki dehası bunu fazlasıyla telafi ediyordu. | Open Subtitles | لم يحظى سوى بثلاث سنوات من التعليم لكن عبقريته للإبتكار أكثر ماعوضه عن ذلك. |
| Çağımızın en büyük dehası ile birlikte olmanın vereceği zevkten bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | التي تنتمي لديك لتنفيذ . ناهيك كاملة من المتعة، لتجربة العلاقة الحميمة مع أعظم عباقرة عصرنا |
| Kafayı yiyen müzakere dehası sınıf arkadaşlarını öldürür. Ne sıkıcı. | Open Subtitles | أعجوبة المناظرة يتحطم ويحطم أدمغة زملائه، ياللملل |
| Birimde bilgisayar dehası olmadığından emin olmak için Yedek Subay Hazırlık Eğitimin kayıtlarına bakmışsındır herhalde. | Open Subtitles | لذا أنا متأكد من أنك تفقدت سجلات فيالق تدريب الضباط لتتأكد انه لا يوجد بينهم عبقري بالحاسوب في الوحدة |
| Biraz da matematik dehası, bunu da poker oynayarak göstermeyi seviyor. | Open Subtitles | عبقري في الرياضيات و يحب أن ثبت ذلك بلعب البوكر. |
| Babam kendisini iş dehası zannettiği için alpakalarımı kaybediyorum. | Open Subtitles | أنا أفقد الألباكات بسبب أن أبي أوهم نفسه بالتفكير بأنه عبقري في الأعمال. |
| Kurulumunu benim adamıma yaptırmalısın. Tam bir bilgisayar dehası. | Open Subtitles | يجب أن تحصل على دليلي خلال التركيب هو عبقري بالحواسيب |
| Zeki, pazarlama dehası ve başarılı olmak için ne gerekiyorsa yapar. | Open Subtitles | إنه ذكي، إنه عبقري في عالم التسويق وسيبذل ما بوسعه حتى ينجح |
| O bir bilgisayar dehası. Eskiden CIA'de bilgisayar korsanıydı. | Open Subtitles | إنه عبقري في الكمبيوتر، لقد كان مخترق لدى الإستخبارات المركزية. |
| Ama belli oluyor ki dehası deliliğe dönüşmüş. | Open Subtitles | لكن من الواضح يا سيدة جيري أن العبقرية إستحالت إلى جنون |
| İnsanlığın dehası, zayıflığının bilincinde olmasından gelmektedir. | Open Subtitles | العبقرية اليشرية دائما ما يخالجها الشعور بالضعف |
| Arkadaşı Maxime'in değişiyle; bir el dehası. | Open Subtitles | , العبقري بإستخدام يديه حسب ما قاله صديق مكسيم |
| Bu hareketin olağanüstü yanı... dehası... güzelliği şu ki... aşikar yaraların dışında... rakibin, daha önce gördüğü hiçbir şeyi hatırlamayacak duruma gelmesi. | Open Subtitles | العنصر الإستثنائي في هذا التحرّك العبقري منه الشعر المنطلق منه |
| Batı Indian Archie bir matematik dehası olabilirdi. | Open Subtitles | إرتشى" ذلك كان بإمكانه أن يصبح" ! عبقرى فى علم الحساب |
| Babam et alanında bir dâhiydi, fakat gerçek dehası insan doğası konusundaydı. | Open Subtitles | أبي كان أسطورة في مجال اللحوم ولكن عبقريته الحقيقية كان تكمن في الطبيعة البشرية |
| Bay City Rollers'ın ölümsüz dehası aracılığıyla yapacak. | Open Subtitles | من خلال عباقرة هذه البلدة |
| Sekiz yaşındaki bir piyano dehası ölüyor. | Open Subtitles | طفل بعمر 8 سنوات أعجوبة في عزف البيانو يموت |
| Ama tutkuları, Schrödinger'in yaratıcı dehası için katalizördü. | Open Subtitles | لكن حبهما أثبت أنه هو المحفز لعبقرية شرودينجر الخلاقة |
| Skeci tekrar koyuyoruz, çünkü bu adam tam bir komedi dehası. | Open Subtitles | ذلك بسبب أن هذا الرجل هو عبقريّ الهزل |
| Öyle olduğunu düşünüyorsun. Bu onun dehası. | Open Subtitles | تظنّ ذلك، هنا تكمن عبقريّتها |
| Bir çocuk müzik dehası olduğu hakkında eski bir makale var. | Open Subtitles | إنّها مقالة قديمة عن كونه نابغة مُوسيقيّة في صغره. |
| Sistemin dehası şu ki, verilen bir ikili kod diziliminin kendisine ait önceden belirlenmiş bir anlamı yoktur. | TED | عبقرية هذا النظام تكمن في أن تسلسل معين من الاعداد الثنائية ليس له دلالة محددة مسبقًا بحد ذاته. |