| Yinelenen deneysel geri bildirim döngüleri oluşturarak sistemik degişikligi başlattı. | Open Subtitles | و حرض تغييرا نظاميا و خلق ثغرات معلومات تجريبية متكررة |
| Bu ikisi programcı. Üzerinde deneysel bir prosedür uygulamak istiyorlar. | Open Subtitles | هذان خبيران في البرمجة الحاسوبية، يريدان إجراء عملية تجريبية لك. |
| Uzayın derinlikleri için yapılan deneysel program... başarısızlığa uğrar ve kanıtlardan kurtulmak gerekir. | Open Subtitles | برنامج تجريبي لأعماق الفضاء يفشل والأدلة لابد من التخلص منها برميه من طائرة؟ |
| - CP...? Bak bu deneysel bir frekans, bu kanalı nasıl buldun? | Open Subtitles | إنظري ، هذا تردد تجريبي مشفر كيف عثرت على هذه القناة ؟ |
| Budizm aklın doğasının 2500 yıllık deneysel gözleminden başka nedir ki? | TED | أوليست البوذية عبارة عن 2500 سنة من الملاحظة التجريبية كطبيعة العقل.؟ |
| Onun üstünde bir sürü deneysel uyuşturucu kullandılar. İlkokula bile gidemez dediler. | Open Subtitles | استخدموا معها الكثير من العقاقير التجريبية الأطباء لم يعتقدوا أنه يمكن شفاؤها |
| Sonra, deneysel tarafı keşfettim ve deneysel taraf, dokunabileceğin bir boyut. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك اكتشفت الجانب التجريبي والجانب التجريبي هو الجانب العملي |
| Sonrasında ise size deneysel olarak oynamalar yaptığımız sınıflarda neler olduğunu göstereceğim. | TED | التالي سأريكم ماذا حدث عندما نختبر الفصول الدراسية بصيغة تجريبية. |
| Bu roketler deneysel azot oksit motor kullanıyor. | TED | هذه الصواريخ تستخدم محركات تجريبية مثل أكسيد النيتروز |
| Ve 14 yılda boyunca, iş üzerinde deneysel metodoloji kurmayı ve televizyonda onlar hakkında hikâyeler anlatmayı öğrendim. | TED | وخلال ما يزيد عن 14 سنة، تعلمت أثناء العمل كيف أبني منهجيات تجريبية وكيف أحكي قصصاً حولهم في التلفاز. |
| Tüm evraklar ücretsiz olarak uygun olmadığında bile sıklıkla deneysel tasarım kısa özetlerini ve sonuçlarını kapsamlı özet hâlinde ya da haber başlıklarının metinlerinin içinde bulabilirsiniz. | TED | حتّى عندما لا تتوفّر صحف كاملة مجّانية، يمكنك في أغلب الأحيان أن تجد ملخصات لتصاميم تجريبية ولنتائجها ضمن بعد تجريدي حرّ، أو حتى ضمن مقال إخباري. |
| deneysel kanıtlara göre, ne hayaletler, ne güçler ne de insan ruhları vardır. | Open Subtitles | ليس هُناك من دليل تجريبي على وجود الأشباح أو الأرواح أو النفس البشرية |
| Clockwork adında deneysel bir projenin parçası olarak Üç askerin ölümüne neden oldu. | Open Subtitles | متورطة في موت ثلاث جنود كجزء من مشروع بحث تجريبي إسمه السري كلوكورك. |
| 4 Temmuz 2012'den itibaren, Higgs boson, parçacık fiziğinin deneysel olarak keşfedilecek son temel parçası. | TED | في 4 يوليو 2012، أضحى بوزون هيغز الجزء الأساسي الأخير للنموذج المعياري لفيزياء الجسيمات، يتم اكتشافه بشكل تجريبي. |
| İntihara meyilli bir avuç gence deneysel bir psikoaktif ilaç yazmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريدني أن أصف مخدر منشط تجريبي إلى مجموعة من المراهقين الإنتحاريين؟ |
| Ben daha çok casus uydu ya da deneysel teknolojiyi düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر في أشياء مثل أقمار التجسس أو التقنيات التجريبية |
| deneysel steroidleriyle hoplayıp zıplayan Eczacılık bölümü orayı kontrol ediyor. | Open Subtitles | قسم الصيدلة يحتلها، جميعهم أقوياء بسبب المنشطات التجريبية التي يتعاطونها |
| Bizimki deneysel bilginin önemini genellikle düşüren öznel bir meslek. | Open Subtitles | مهنتنا هي مهنة شخصية غالباً ما تهمّش أهمية البيانات التجريبية |
| Şimdi bu deneysel değerlendirme, ona, sandığı kadar iyi olmadığını düşündürüyor. | Open Subtitles | والآن يخبرها هذا التقييم التجريبي أنّها ليست إستثنائية كما كانت تعتقد. |
| Armand Fizeau Paris'te yaşayan deneysel fizikçidir. | TED | كان أرماند فيزو عالم فيزياء يقوم بإجراء تجارب في باريس |
| Ben bugüne kadar, fiziğin deneysel bir bilim olduğuna inandım inanmaya da devam edeceğim. | Open Subtitles | وأنا نشأت معتقداً, ومازلت معتقد, أن الفيزياء علم تجريبى. |
| Bu deneysel bir şey, ayrıca tek seçeneğimiz. Gözlerimi kapatıyorum. | Open Subtitles | انها تجريبيه أيضا , هي خيارنا الوحيد سوف أغلق عيني |
| deneysel bir tedavi üzerinde çalışı... | Open Subtitles | نحن نستعد علاجا تجريبيا ... الاحتفاظ بها. |
| Bu bilim insanları, evrenimizin bir simülasyon olup olmadığını anlamak için deneysel testler hakkında düşünmeye başladılar. | TED | لقد بدأ هؤلاء العلماء بالنظر إلى اختبارات تجريبيّة لاستخلاص ما إذا كان الكون هو مجرد محاكـاة. |
| Bu sadece deneysel bir model. | Open Subtitles | هذا فقط نموذجُ تجريبيُ. |
| Fikir ise şu; deneysel olarak insanları virüsle enfekte edelim | TED | و للتجربة لقحنا عدد من الناس بالفيروسات |
| Baş hekimimiz deneysel bir tedaviyi onayladı. | Open Subtitles | وافقت عميدة الطب لدينا على علاج تجريبيّ |
| deneysel Psikoloji dergisindeki yeni bir çalışma gösterdi ki birçok insan sadece yüze bakarak, gay olanları belirleyebiliyor. | Open Subtitles | في دراسة حديثة لجريدة "علم النّفس التجريبيّ" أكّدت أنّ هناك أناساً يميّزون الشّواذ من مجرّد نظرة للوجه |
| Reçeteli, reçetesiz, yerli, yabancı, deneysel. | Open Subtitles | بوصفة, بدون وصفة الأجنبية, المحلية, التي تخضع للتجارب |