"denver'da" - Translation from Turkish to Arabic

    • في دنفر
        
    • في دينفير
        
    • على الارجح فى
        
    5 yıl önce, Denver'da bir mağazada hırsızlık yapmaktan sanık olmuş. Open Subtitles قبل خمس سنوات كانت متهمة بالمشاركة في قضية كبرى في دنفر
    Bu tür bir sınıf ayrımı yasal ve sadece Denver'da görülen bir problem değil. TED هذا الشكل من التمييز الطبقي قانوني، وليس مشكلة في دنفر فقط.
    Denver'da elinizdeki için her şeyini verebilecek yarım milyon sefil insan var. Open Subtitles هناك نصف مليون الفزاعات في دنفر أن تعطي أي شيء لاطعامك
    Gilbert ve Sullivan'ı Denver'da gösteride... göreceğime asla inanmazdım. Oh, öyle mi? Open Subtitles أنا ما إعتقدت بأنّني أرى جلبرت وسوليفان مثلوا هنا في دينفير
    2003'te Denver'da, 2005'te Dallas'da... 2009'dan beri New York'da çalışmış o kadar kişi yoktur. Open Subtitles لا يمكن أن يكون كثيراً من الناس قد عملوا في دينفير في 2003 ودالاس 2005
    Ertesi sabah seninle Denver'da olacak. Open Subtitles سوف يصل اليك على الارجح فى الصباح التالى
    Bugün burada Denver'da devlerin gölgesinde toplanmış bulunuyoruz. Open Subtitles نجتمع هنا اليوم في دنفر بحماية العمالقة.
    Annenin Denver'da olduğunu bilmiyordum. Denver'da değildi. Open Subtitles لم أكن أعلم أن والدتك في دنفر انها لم تكن في دنفر
    Sonra adını onun Denver'da geçirdiği bir cerrahi prosedürde aranacak kişi olarak gördüm. Open Subtitles ثم رأيت اسمك كموظفة الإتصال الطارئ لإجراء العمليات الجراحية التي قام بها في دنفر
    Biliyorsun, Seattle'da bir dairem var Denver'da nişanlım var. Open Subtitles كما تعلمين، لديّ تلك الشقة في سياتل والخطيب في دنفر
    Denver'da iyi paraya iyi striptizci memesi görebilirsin. Open Subtitles الكثير من الراقصات في دنفر سيحصلون على أثداء جديدة
    Bay Messi bir gösteri maçı için Denver'da. Open Subtitles السيد ميسي في دنفر لعب مباراة استعراضية،
    Bu Faye. 13 yaşında ve Denver'da yaşıyor. TED هذه فاي, عمرها 13 عام وتعيش في دنفر
    Memleketim Denver'da kendi kulübümü açacağım. Open Subtitles ظهري النادي الخاصة الرئيسية في دنفر.
    Seni yeniden Denver'da görmek çok güzel Lynn. Open Subtitles انه لشيء رائع أن يكون لك نسخ في دنفر ، لين .
    Başkan bugün Denver'da seçim kampanyasındaydı. Open Subtitles كان الرئيس يجري حملته اليوم في دنفر.
    Bize, Denver'da ne aradığınızı söyler misiniz, çocuklar. Open Subtitles الأن اخبرونا ما الذي تفعلونه هنا في "دنفر"، يا شباب؟
    Tamam, Dan Cho stajını 2003 yazında Denver'da yapmış ama ilk cinayetten bir çıkar sağlamamış. Open Subtitles نعم، دان تشو حَجزَ في دينفير خلال صيف 2003 لكنه لم يستفيد من أول جريمة قتل
    Denver'da bir arkadaşım var o tuhaf bir adamdan bahsetmişti, en iyi kontrolörmüş. Open Subtitles من صديق في دينفير... ... الذيذَكرَانه رجل غير عادي انه افضل مراقب.
    Akşama Denver'da yardım balosunda olmalıyım. Open Subtitles عِنْدي a حفلة جمع تبرعات في دينفير اللّيلة.
    Ertesi sabah seninle Denver'da olacak. Open Subtitles سوف يصل اليك على الارجح فى الصباح التالى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more