"deposu" - Translation from Turkish to Arabic

    • مخزن
        
    • خزان
        
    • بالوقود
        
    • تخزين
        
    • الخزان
        
    • مخازن
        
    • خزانات
        
    • المستودع
        
    • لتخزين
        
    • تانك
        
    • خزّان
        
    • مخزون
        
    • مُستودع
        
    • لمخزن
        
    • سقيفة
        
    Ayrıca yüzde 55'ten daha fazla olan depolama kaynağı ile en büyük karbon deposu olan mavi karbonun da eksikliğini görüyoruz. TED مالذي نفتقده هنا هو الكربون الازرق, والذي هو بالمناسبة اكبر مخزن للكربون اكثر من 55 بالمائة
    Nöbet tutarken cephane deposu infilak etti. Open Subtitles تؤدي الخدمة في حراسة مخزن ذخيرة والذي انفجر
    Bir F-14 Tomcat'e ait 370 galonluk bir atılan yakıt deposu. Open Subtitles آه خزان يحمل حتى 370 جالون وهذه طائرة اف 14تومكات الحربية
    . Orada Staples Center büyüklüğünde bir su deposu duruyor. Open Subtitles لديّ خزان من الماء بحجم ملعب كرة سلة في الأستوديو
    En yakın göle gider, hortumunuzu sokar, ve aracınızın deposu tamamen doldurmuş olurdunuz. TED تقومون بالقيادة إلى أقرب بحيرة، و تضعون خرطوماً فيها، و تملؤون سيارتكم بالوقود.
    Buraya gelirken girişte, "Ölü Zenci deposu" diye bir levha gördün mü? Open Subtitles هل لاحظت لوحة مكتوب عليها تخزين زنوج أموات؟
    Adam içki satıyormuş. Kanalda bir deposu varmış. Open Subtitles يفترضون أنه تاجر خمور فهو يملك مخزن فوق القناة
    Balık deposu, torpedoları depoladığımız yer. Open Subtitles مخزن السمك , حيث نقوم بصيانة وتخزين الطوربيدات
    Dünyanın, seri katiller konusunda en gelişmiş bilgi deposu. Open Subtitles أكبر مخزن معلومات حول الجرائم المتسلسلة في العالم
    Sanırım Teksas Peynirli Kek deposu'na gideceğiz. Open Subtitles رائحته عفنة أعتقد أننا سنذهب إلى مخزن كعكة تكساس بالجبن
    "Rock Adası Pasifik Demiryolu deposu, St. Louis, Missouri yakınlarında soyuldu. Open Subtitles تعرض مخزن روك آيلند للسطو بالقرب من سانت لويس, ميسوري
    Her ikisi de hazır olunca, bir tuvalet, bir duş odası inşa ediyorlar ve elbette bir su kulesi, yüksekte bir su deposu. TED وعندما يكون الطرفان جاهزان، يبنون المرحاض والحمام وكذلك يتم بناء برج ليحمل خزان المياه المرفوع.
    Sokağın karşısında paslı bir su deposu var. Her sene üzerine lanet bir yıldız asıyorlar. Open Subtitles لدينا خزان مياه صدئاً أمام البيت، يعلقون عليه نجمةً لعينة كل سنة
    Tabii, benzin deposu çarpma esnasında tamamen dolu değilse ve parçalanmamışsa. Open Subtitles حتى ولو كان خزان الوقود كامل الامتلاء وقت التصادم -اوه,انا لاافهم
    Jetin deposu dolu ve yarım saat içinde kalkışa hazır olmalı. Open Subtitles ينبغي أن تكون الطائرة مزودة بالوقود وجاهزة للإقلاع خلال 30 دقيقة
    Çünkü burası ölü zenci deposu değil de ondan. Open Subtitles لأنها ليست هناك ولأن تخزين الزنوج الموتى ليس من شأني
    Belki de araba kaydı, şu kayaya çarptı ve deposu patladı. Open Subtitles ربما انحرفت السيارة وضربت الصخور وانفجر الخزان
    Dünya tarihinin en büyük askerî istihbarat deposu hâline geldi. Open Subtitles لقد أصبحت من أكبر مخازن المخابرات العسكرية في تاريخ العالم
    Bir avuç mermimiz var ve sen su deposu avlıyorsun. Open Subtitles لدينا القليل من الرصاصات، وأنت تصيب خزانات المياه
    Eski iskelenin yanındaki, yeni Batı deposu Caddesinde. Open Subtitles هذهِ منطقة المستودع الغربي الجديد إلى جانب الرصيف القديم
    Evet. Keşke deposu biraz daha büyük olsaydı. Open Subtitles نعم ، ليتها بها مكان أكبر لتخزين الأشياء
    Unutma, bu şeyin benzin deposu sol tarafta. Open Subtitles تذكر ان محطة تانك الجاز في هذا المكان علي الجانب اليسار
    Teklif edilen on bin metreküplük su deposu Pleasantville koruma bölgesini kurutmakla kalmayacak mahallemizin doğal ve mali sağlığını da bozacak. Open Subtitles إقتراح حجم ثلاث ملايين غالون لـ خزّان الماء لن سيُجفف فقط خزّان طريق بليزنتفيل لكن أيضاً سيشوّه الصحّة الطبيعية والماليّة لمجتعمنا
    Ve meşe palamudu deposu olmadan yaklaşan kışta nasıl hayatta kalacaktı? Open Subtitles ومن دون مخزون الجوز كيف ينجو من الشتاء القادم ؟
    Saat 5'ten sonra gittiğimiz sürece amcamın deposu bedava. Open Subtitles مُستودع عمي مجاني طالما نحُن نذهبَ هُناك بعد الخامسة
    Finch, Carter, Hector'un Queens'teki deposu için birimi aradı. Open Subtitles "فينش)، (كارتر) اتصلت بفريق طوارئ) لمخزن (هيكتور) في (كوينز)"
    Haydi Mattie, ev dediğin eski bir alet deposu. Open Subtitles مالذي دهاك ياماتي ؟ انها مجرد سقيفة قديمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more