Detroit'te Player's Ball denen bir yerde pezevenkler ve fahişelerle beraberim. | Open Subtitles | بيل أنا في ديترويت , في ملعب ألكرة مع ألقوادين وألعاهرات |
Bu öğleden sonra bir hayal kurdum bir gün burada, Detroit'te... | Open Subtitles | كان عندي حلم هذا الظهر انني احلم ان هنا في ديترويت |
Daval Detroit'te bir psikiyatr tarafndan muayene ediliyor. | Open Subtitles | المتهمَ يفْحَصَ في ديترويت أَ مِن قِبل طبيب نفساني،. |
Bunun için büyük bir talep olacak ve biz bunu Detroit'te üreteceğiz. | Open Subtitles | ستكون هناك دعوة كبيرة لهذه الوحدة "و سنجعله هنا في " ديترويت |
Tarih bölümünde okumuş. Çalışmayı bırakmış. Detroit'te araba satıcısı olmuş. | Open Subtitles | تخصص بالتاريخ، ثم توقف عن الدراسة وأصبح تاجر سيارات في ديترويت |
Ben de Buddy'yi ya da Detroit'te ne aradığınızı Glenn Michaels'le buluşup buluşmadığınızı sormayacağım. | Open Subtitles | انت محق لواني أسئل عن بدي او ماذا كنتم تفعلون في ديترويت اوهلقابلتكمغليناملا .. |
Detroit'te Disco lnferno diye harika bir yerde. | Open Subtitles | في هذا المكان غير تقليدي في ديترويت دعا ديسكو جحيم. |
- Detroit'te tanıdıklarım var. - Seattle'daki adamların gibi mi? | Open Subtitles | اعرف بعض الرجال في ديترويت مثل رجالك في سياتيل |
El Salvador'da doğan bir bebeğin hayatta kalma şansı Detroit'te doğan bir çocuğun şansından fazla. | Open Subtitles | أي طفل رضيع ولد في السلفادور له فرصة أفضل في البقاء من طفل ولد في ديترويت |
Detroit'te on bin mühendis var, ve biz onların araba tasarlamayı bildiklerini sanıyoruz. | Open Subtitles | واااه حسناً حسناً عشرة الاف مهندس في ديترويت |
Hepsi de burada, fiyaskoya dönüşen şehir Detroit'te başladı. | Open Subtitles | وكل هذا بدء هنا في ديترويت منابع ماء النهر تذهب للخيبه |
Tamam, son bir haftadır Detroit'te bu adamı arıyorduk. | Open Subtitles | حسنا ، لقد تم في ديترويت في الأسبوع الأخير يبحث عن هذا الرجل. |
Detroit'te gösteri yapıyordum ve bu kadın kulise geldi ve "Evime gelip kokain çekmek ister misin?" dedi... | Open Subtitles | انا كنت اقوم بالعرض في ديترويت وهذه المرأة جاءت متخفية وهي ترغب ان ترجع |
Bilgi sahibi ve Detroit'te yaşıyor. | Open Subtitles | : ثم حصلت على كل المعلومات . هو يعيش في ديترويت وما إلى ذلك |
Sanırım Detroit'te hâlâ değerli mülkler varmış. | Open Subtitles | اعتقد لا يزال هناك عقار سكني ثمين متبقياً في ديترويت |
Red Sox bu geceden itibaren Detroit'te üç maç oynayacak ve 6 puan farktan geri dönüp bu rekabeti kazanmaları için büyük bir mucizeye ihtiyaçları var. | Open Subtitles | فريق ريد سوكس يلعب في ديترويت الليلة ربما معجزة للفوز ببطاقة هذا السباق |
Biliyorsun, babanla ben ilk evlendiğimizde, Detroit'te yaşadık. | Open Subtitles | هل تعلم أننا أنا واباك عشنا في ديترويت عندما تزوجنا |
Öyleyse, bu günlerde aslında Detroit'te ne yapıldı? | Open Subtitles | فما هو فعلا في ديترويت في هذه الأيام، بعد ذلك؟ |
Ve Detroit'te 3 veya daha fazla hacker alanı bulunuyor. | TED | وهناك في ديترويت 3 عوالم للقرصنة |
29 Ağustosta, Boston'dan George Kaplan Detroit'te Whittier'e yerleşti. | Open Subtitles | "في 29 أغسطس , "جورج كابلن" من "بوسطن "نزل في فندق "ويتير" في "ديترويت |