İkincisi ise bir fenomen (olağanüstü doğa olayı) ki erkekler dişileri bulmada çok çok iyiler. | TED | وثانيًا ظاهرة أن الذكور جيدة جدًا جدًا في العثور على الإناث. |
Şarkıcıların erkek olduğu ve çiftleşme döneminde daha çok şarkı söylediklerinden, şarkıları dişileri çekmek için kullanıyor olabilirler. | TED | بالنظر إلى أن المغنين هم من الذكور ويغنون في الغالب خلال موسم التزاوج، قد يكون الغرض من الأغاني هو جذب الإناث. |
Ancak bazı kuşlar dişileri etkilemek için daha büyük yuva yapar. | Open Subtitles | لكن بعض الطيور تشيّد مباني حتى أكبر لتحوز بإعجاب الإناث |
Hayvanların dişileri, genellikle yırtıcıdırlar. | Open Subtitles | إناث الحيوانات تعتبر من المفترسين بشكل كبير جدا |
Örneğin, erkekler kur kovalamacası boyunca dişileri uyarırlar. | TED | فعلى سبيل المثال لإثارة الأنثى عندما يطاردها الذكور للمغارلة |
Yaşlı erkek yaklaştıkça, tecrübeleri, bu korkutucu kalabalığın merkezine ne kadar yakın olursa, dişileri o denli etkileme şansı olacağını söylüyor. | Open Subtitles | حالما يقترب الذكر العجوز يعرف انه , كلما كانت البقعة اقرب للمركز في هذا الحشد المخيف كلما كان أكثر جاذبية للإناث |
Ama otoritesi azalmakta ve arkasını döndüğü an dişileri genç erkeklerin cazibesine kapılıp uzaklaşıyorlar. | Open Subtitles | لكن تقلّ وطأة سلطته ...وفي غفلته قامت الذكور الأصغر بإغواء إناثه |
Brezilya'nın yağmur ormanları kanopisinde dişileri etkilemenin en tuhaf yollarına başvuran bir kuş yaşar. | Open Subtitles | وثمّة طائر واحد بظلة الغابة البرازيلية المطيرة هنا الذي يمتلك ربما أغرب طريقة لمحاولة إثارة إعجاب الإناث |
Güç ve ebat gösterisi yapıyorlar rakip erkekleri uyarmak, ve havadaki dişileri etkilemek için. | Open Subtitles | يعلنون عن قوتهم وحجمهم لتحذير الذكور المنافسة ولاجتذاب الإناث من السماء |
Uzun ve keskin, rakip dişileri saf dışı bırakmak için... ya da nafaka çeklerinin zarfını açmak için. | Open Subtitles | طويلة و حادة لبعد الإناث المنافسات أو لشيكات النفقة |
dişileri nadiren görülür ve yaşamları hakkında çok az şey bilinir. | Open Subtitles | الإناث يَرينَ نادراً وقليلاً المعروفُ حول حياتِهم. |
Sinsi göz sineğinin dişileri kazanmak için yaptıkları oldukça nazik sayılabilir. | Open Subtitles | الطريقة المهذّبة التي يحسم بها الذباب مسوِّق العين لفروقاتهم على الإناث ليست بالطريقة الوحيدة |
Çünkü şampiyon bir savaşçı dişileri elde etme ayrıcalığına sahip olur. | Open Subtitles | لأن البطل يفوز بامتيازات التقرّب من الإناث |
İlk defa dişileri cezbedecek bir bölge elde edebilecek kadar güçlü. | Open Subtitles | للمرة الأولى يكون قويًا بما يكفي ليحاول الفوز بمنطقة قد تجتذب حريمًا من الإناث |
dişileri kontrolü ele alıp bütün gün mastürbasyon yapıyorlar ve şempanze ve insanların aksine savaşları yok. | Open Subtitles | الإناث هم المسيطرون يمارسون العادة السرية طوال الوقت ولايملكون حروباً على عكس قرود الشمبانزي والبشر |
Neyse, sen ilginç dişileri bulmakta zorluk çekmezsin. | Open Subtitles | على أي حال, ليس لديك مشكلة في إيجاد إناث مثيرات |
En genç dişileri seçtim, hâlâ yavruları yok. | Open Subtitles | إخترت إناث صغيرة والتي لم تنجب من قبل |
Buralarda bir yerlerde dişileri olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك إناث بمكان ما قريب |
dişileri, şişeler için terk eden erkeklerin klasik durumu. | TED | مثل حال الذكر الذي يفضل القنينة على الأنثى |
Erkekleri renkli ve hevesli, dişileri ise sadedir. | Open Subtitles | الذكر يكون ملونا و جميلا و الأنثى بلون واحد فحسب |
Erkekler bağdaş kurup, iyi bir bölge için mücadele ederler yukarıdan dişileri etkileyebilecekleri. | Open Subtitles | في وضع القرفصاء على أربعة أرجل كانت الذكور تتنازع على منطقة لتستعرض منها للإناث التي بالأعلى |
Yanında dişileri de geliyor. | Open Subtitles | و معه قدِمَت إناثه. |