"doğasında" - Translation from Turkish to Arabic

    • طبيعة
        
    • الطبيعة
        
    • طبيعته
        
    • طبيعتها
        
    • طبيعه
        
    • غريزة
        
    • طبيعةَ
        
    • طبيعةُ
        
    • طبيعتهم
        
    • بطبيعته
        
    • الطبيعه
        
    • المتأصلة
        
    • ذلك الجسد
        
    Artık yer kalmadı, ama yine de kendi arazisini sahiplenmek insanın doğasında var. Open Subtitles لم تبقى هناك مساحة , لكّن رغم ذلِك طبيعة الإنسان تُطالبه بأرضِهِ الخاصّة.
    ve zihnin doğasında olan o olumsuz, yıkıcı duyguları değiştirmek mümkün müdür? TED أليست تلك المشاعر السلبية , أو الأحاسيس المدمرة , موجودة أساساً فى طبيعة عقلنا ؟
    İnsanlardan sadece işe gelip çalışmalarını istemek birçok şirket ve kuruluşun doğasında var. TED كما تعلمون، إنها طبيعة العديد من الشركات والمنظمات لتطلب فقط من الناس أن يأتوا إلى العمل و يقوموا به.
    Bunu yaparsan, insanın doğasında ortaya çıkan bir şey sana olan nefretini azaltıp saygısını artırır." Open Subtitles و عندما تفعل ذلك فأنت تثير شيئا في الطبيعة البشرية يجعل كراهيته لك تقل و احترامه يزيد
    Tahminimce bu onun doğasında vardı. Open Subtitles وهذا جزء من طبيعته على ما أعتقد فهو بطبيعته شخص حذر
    ama bu üstel ilerlemenin doğasında vardır eğrinin ortasına yaklaşınca artık durdurulamaz bir hal alır. TED ولكن هذه طبيعة النمو المتضاعف الأسي وهو أنه بمجرد أن تصل إلى ركبة المنحنى، تنفجر.
    Yani teşvik ve başarının doğasında bizim için derin dersler vardır. TED إذاً فهناك درساً بليغاً لنا حول طبيعة الحوافز والنجاح.
    Bazılarını anlayabiliyorum, bu rekabetin doğasında var. Open Subtitles حتى أنى أتفهمه ، انها طبيعة العمل المنافس.
    doğasında tüketmek vardır, ve idare olmadan etrafındaki her şeyi yok eder. Open Subtitles طبيعة النار هي ان تستهلك كل شئ، وبدون السيطرة ستدمر كل ما حولها
    Hata yapıp bir insanın ölümüne sebep olmak tıbbın doğasında vardır. Open Subtitles إنه في طبيعة الطب أنك ستفشل أنك ستقتل أحداً
    İnsanın doğasında var. İstediklerine sahip olmak isterler. Open Subtitles إنها طبيعة الوحش , الناس تحصل على ما تريده
    Bu insanın doğasında var. Open Subtitles أعتقد أن الطبيعة الإنسانية تبحث عن حل جذري عندما نواجه مشكلة كبيرة
    Benim tek söylediğim, çılgınca şeyler yapmanın Lane'in doğasında olduğuydu ve öyleydi zaten. Open Subtitles وكان كل ما قلته أنه في الطبيعة لين أن تفعل شيئا مجنونا , وكان.
    Kedilere, tavuklara havlamak köpeklerin doğasında var. Open Subtitles جزءً من الطبيعة المظلمة , إلى الحافة دجاج ونبات الفاصوليا
    Yoksa içine düşmeleri umuduyla insanlara tuzak hazırlamak kocasının doğasında mı vardı? Open Subtitles أو كان ذلك من طبيعته أن يضع الشَرَك للآخرين متأملا أن يقعوا فيه؟
    Varlığını sürdürmek için savaşmak onun doğasında var. - Ancak o gerçek değil. Open Subtitles هذا شيء في طبيعته , أن يقاتل من أجل البقاء , لكنه ليس حقيقيا
    Yani, biraz kabalık onun doğasında var zaten. Open Subtitles أعني، بعد كل شيء ..إنها طبيعته ليكون حسناً، قليلاً من الوحشية
    Öyle mi? Ben her şeyin kendi vahşi doğasında akmasını severim, doğanın istediği gibi. Open Subtitles افعلها أنت ، ولكن يروق لي الأشياء الجامحة على طبيعتها
    Kendi kendime, etrafa haber yaymanın gezginin doğasında olduğunu söyledim, ama bütünüyle dürüst olmak gerekirse, diğer herkes gibiydim... büyük bilinmezden korkuyordum... umutsuzca evimdeki huzuru arıyordum. Open Subtitles أخبرت نفسى أن الأخبار المنتشرة كانت جزء من طبيعه المسافر لكن لو كنت صادقاً تماماً
    Bu yemek uzun zamandır onun doğasında var. Open Subtitles هذا اللحم في عظامه حسب غريزة قديمة
    böyle bir davranışı affetmek ise Hayat Kan'ın doğasında yoktu. Open Subtitles ولغُفْران مثل هذا الفعلِ ما كَانَ من طبيعةَ جنجيري همت خان
    Kötülük insanoğlunun doğasında varsa, dolayısıyla kadının doğasında da mı vardır? Open Subtitles ...لو كانت طبيعةُ البشر شريرة ...فإن هذا يعني أيضاً ...أنّ الطبيعة
    Bu Kübalıların doğasında vardır. Open Subtitles معروف عن الكيويبين الازعاج انها طبيعتهم.
    Ama bu insanın doğasında var farklı olandan korkmak. Open Subtitles و لكن الطبيعه البشريه علي الخوف الغير عاديه
    Bu, uzayın şeklinin aynısıdır veya Akasha'nın doğasında var olan bir özelliktir. Open Subtitles وهذا هو الشكل المكون للفضاء أيضا أو النوعية الفطرية المتأصلة في العكاشة.
    "Radha hareketi sever, bu Radha'nın doğasında var." Open Subtitles "تحب (ردها) أن تحرك ذلك الجسد الرشيق"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more