"doğmaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • يولد
        
    • تشرق
        
    • الذين تم فصلهم
        
    • وقت حالما يبزق
        
    • ولادتهم
        
    • لا يولدون
        
    • عند الميلاد
        
    • فصلهم عند
        
    Çocuğumuz doğar doğmaz, bu kenti terk etmeliyiz. Open Subtitles حالما يولد الطفل فلا بد أن نغادر المنطقة
    Çünkü burada kimse doğmaz ya da ölmez. Open Subtitles هذا شيء عادي لانه لا شيء يولد أو يموت هنا
    Bebek doğar doğmaz haber veririm. Open Subtitles سأعلمك بالمستجدات حالما يولد الطفل . حسناً؟
    Belki, belki de saçını yıkarsan yarın güneş doğmaz. Open Subtitles ربما، وربما لا تشرق الشمس غداً إذا غسلتِ شعرك.
    Burası Batı. Güneş buradan doğmaz, burdan batar, Open Subtitles هذا هو الغرب الشمس لا تشرق هنا,انها تغرب هنا
    Yanlış. Doğar doğmaz ayrılmış tek yumurta ikizleri ya da herhangi bir çift kardeş, birlikte büyüdüklerinde olacaklarından daha az benzer değildirler. TED خطأ . التوائم , أو أى إخوة أو زملاء , الذين تم فصلهم عند الميلاد هم ليسوا أقل تشابهاً عن لو أنهم شبوا وكبروا معاً .
    Bazıları ev hanımı geniyle doğar bazılarıysa doğmaz. Open Subtitles فبعض الناس ولدوا بجينات مدبرة المنزل والبعض لم يولد كذلك.
    Bebek doğar doğmaz yemin ederim spora gideceğim. Open Subtitles متى يولد هذا الطفل، سأقصد النادي الرياضي حتماً.
    Kimse renginden dolayı başkasından nefret ederek doğmaz. Open Subtitles لا أحد يولد يكره شخصٌ آخر. بسبب لون بشرته.
    Bir çocuk şeytan olarak doğmaz. Open Subtitles الطفل لا يولد شريرا ...انه العالم الذى يولد فيه
    - Kimse kötü olarak doğmaz, öğrenirsin. Open Subtitles - لا أحد يولد شريراً , ميكي - انه أمر تتعلمه
    Çocuk doğar doğmaz, Sha're'nin içindeki Goa'uld tekrar üste çıkacak. Open Subtitles فى اللحظة التى يولد فيها الطفل الـ "الجواؤلد " بداخل " شاراى " سيظهر مرة اخرى
    Ya bebeğimiz doğar doğmaz, çuvallamaya başlarsam? Yenidoğan Aman Tanrım! Open Subtitles ماذا لو بدأت في إفساد الأمور بمجرد أن يولد طفلنا؟ Oh, baby, I can't believe it! إما أن تكون التدفئة في مكتبي معطلة
    Güneş doğar doğmaz bir kazma makinesi göndereceğiz. Ne var ki, bulacağımıza dair bir umudum yok. Open Subtitles ما إن تشرق الشمس، سنأتي بحفارة، لكني لا أتوقع أن نجدها.
    Gün doğar doğmaz, Ginnie'nin saldırıya uğradığı yere geri döneceğiz. Open Subtitles عندما تشرق الشمس سنذهب الى حيث هوجمت جينى
    Yerinde olsaydım, büyük ihtimalle yarın güneş doğar doğmaz kaçmayı düşünürdüm. Open Subtitles لو كنتُ بمكانكِ، لربما فكرتُ بأنه حينما.. تشرق الشمسَ غداً،
    "Asla unutma güzel torunum, güneş sabah doğar, asla akşam doğmaz". Open Subtitles لا تنسى يا حفيدي العزيز الشمس تشرق فقط في الصباح. إنها لا تشرق أبداً في المساء...
    Bu karton sadece bir abartıdan ibaret değil. Çünkü doğar doğmaz ayrılan ve yetişkinliklerinde test edilen tek yumurta ikizleriyle yapılan çalışmalar, onların şaşırtıcı benzerliklerini gösteriyor. TED الآن، الكرتون غير مبالغ فيه، لأن الدراسات الخاصة بالتوائم المتطابقين ( بويضة واحدة خُصبت بحيوان منوى واحد ) الذين تم فصلهم عند الميلاد ثم تم فحصها في في سن البلوغ تُظهر لنا أنهم يحملون تشابهات مذهلة .
    Güneş doğar doğmaz seni oradan almaya geleceğiz. Open Subtitles سنأتيّو ننقذك.. بإقرب وقت حالما يبزق الضوء.
    Doğar doğmaz kızlara kur yapmaya başlarlar. Open Subtitles بمجرد ولادتهم يبدؤون بمغازلة الفتيات الجميلات
    Bebekler kötü doğmaz. Open Subtitles الأطفال لا يولدون أشرار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more