"doğru değildi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يكن صحيحاً
        
    • ليس صحيحاً
        
    • يكن حقيقياً
        
    • يكن صحيحا
        
    • تكن الحقيقة
        
    • ليس صائباً
        
    • ليس صحيحا
        
    • ليس حقيقي
        
    • لم يكن المناسب
        
    • يكن صحيحًا
        
    • يكن هذا صحيحاً
        
    • لم يكن هذا صواب
        
    • تكن حقيقية
        
    Her ne kadar yarışmayı kazanıp o bibloyu kazanmak istesem de, küçük bir kızı bunun için incitmek doğru değildi. Open Subtitles وبقدر ماكنت اريد الفوز بذلك التمثال وشطب جوي من قائمتي لم يكن صحيحاً ان نجبر تلك الفتاة الصغيرة على فعلها
    Sana ne yapacağını söylemem doğru değildi. Open Subtitles انظري, لم يكن صحيحاً من قبلي أن أخبرك بما يجب أن تفعلي
    Coral sana ne söyledi bilmiyorum ama her ne söylediyse, bu doğru değildi. Open Subtitles لا أعرف ماذا قالت لكِ كورال. ولكن مهما يكن ما قالته لكِ، ليس صحيحاً.
    Ama onlar gerçek değildi. Sana gösterdikleri doğru değildi. Open Subtitles ولكنه لم يكن حقيقياً ما أراك إياه , لم يكن حقيقياً
    Söylediğin hiçbir şey doğru değildi. Open Subtitles كل شيء قد قلتيه له لم يكن صحيحا
    İnanmadığımı söylemiştim ama doğru değildi. Open Subtitles لقد أخبرتك بأنه ليس لديّ، وهذه لم تكن الحقيقة
    Sinemada yaptığımız şey doğru değildi. Open Subtitles ما فعلناه في السينما ليس صائباً
    Biliyorum, büyük bir kavga olmadığını söylemiştim ama bu tam olarak doğru değildi. Open Subtitles , أعرف بأنني قلت بأنه لم يكن بذلك السوء لكن ذلك ليس صحيحا تماما
    doğru değildi ama yine de kocama söylemek zorundaydım. Open Subtitles لم يكن صحيحاً ولكن أضطررتُ إلي إخبار زوجي
    Sonra ölüm kalp atışlarının durması sandık ama bu da doğru değildi. Open Subtitles وكنا نظن أن الموت يحدث عند توقف نبضات القلب، وذلك أيضاً لم يكن صحيحاً.
    Kalp hastalığının daha çok erkek problemi olduğunu düşünürdük -- ki bu asla doğru değildi, ama 1950ler ve 60larda herkes böyle düşünüyordu, ve bütün kitaplarda böyle geçiyordu. TED لذا، فإن اعتقادنا أن أمراض القلب هي مشكلة الرجال بشكل أكبر الأمر الذي لم يكن صحيحاً نهائياً ولكن هذا ما اعتقده الجميع في الخمسينات والستينات وهذا ما كان في جميع الكتب
    Yani bazen bir şey söylüyorum sonra da "Bu kesinlikle doğru değildi" diyorum. Open Subtitles أقصد أنني بعض الأوقات أسمع نفسي ...أقول أشياء وبعد ذلك أفكر هذا لم يكن صحيحاً
    Louis'e beni hiçbir zaman kaybetmeyeceğini söyleyemezdim çünkü bu doğru değildi. Open Subtitles أنا أنا لم أستطع اخبار لوي بأنه لن يخسرني للأبد لأن ذلك لم يكن صحيحاً .
    Prem, yaptığın doğru değildi. Open Subtitles لا يا بريم ، إن ما قمت به ليس صحيحاً
    Kendimi bitmiş sayıyordum ama bu doğru değildi. Open Subtitles ما أعنيه هو عندما تصل الى الإنهيار الكامل فتشعر أن العالم بأكمله يلقي اللوم عليك بحيث تتوالى على رأسك افكار لعينة ولكن هذا ليس صحيحاً ، اتفقنا؟
    Bu kısım doğru değildi. Ama halletmiş olabilirlerdi. Open Subtitles هذا الجزء لم يكن حقيقياً لكنهم كانوا سيفعلوا
    Bu doğru değildi tabii. Open Subtitles وهذا لم يكن صحيحا
    Öyle söyledik ama bu doğru değildi. Open Subtitles لكنّها لم تكن الحقيقة.
    Sinemada yaptığımız şey doğru değildi. Open Subtitles ما فعلناه في السينما ليس صائباً
    Biliyorum, büyük bir kavga olmadığını söylemiştim ama bu tam olarak doğru değildi. Open Subtitles , أعرف بأنني قلت بأنه لم يكن بذلك السوء لكن ذلك ليس صحيحا تماما
    Steve'in öldüğü gece onun yalnız olduğunu söyledin bu doğru değildi değil mi? Open Subtitles حسنا، ليلة وفاة ستيف قلت انه كان وحده وهذا ليس حقيقي, صحيح؟
    Saçım doğru değildi. TED شعري لم يكن المناسب.
    Çünkü iyiydi ama doğru değildi. Open Subtitles لكنه لم يكن صحيحًا ماذا يعني هذا بحق السماء؟
    Şey, aslında bu tam olarak doğru değildi. Open Subtitles حسناً، لم يكن هذا صحيحاً تماماً
    - Eddie, doğru değildi. Open Subtitles -إيدي" لم يكن هذا صواب" .
    Bu sabahki şu köpek balığı hikayesi de doğru değildi. Open Subtitles حتى هذا الصباح.. قصة القرش ... لم تكن حقيقية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more