"dokuda" - Translation from Turkish to Arabic

    • النسيج
        
    • الأنسجة
        
    • نسيج
        
    • الانسجة
        
    Fakat ne dokuda mermi parçacıkları var... ne de açık yarada. Open Subtitles لكن لا يوجد شظايا للرصاصة في النسيج و لا جرح لخروجها
    Ne? Boynundaki yumuşak dokuda aşırı kan çekilmesi var. Open Subtitles الكثير من الدم المرتشف في النسيج الرخو للرقبة
    Yüzdeki yumuşak dokuda, kanıt olurdu. Open Subtitles سيكون هنالك دليل على النسيج اللحمي على الوجه
    sağlıklı dokuda delikler açıyorsunuz. TED فتح ثقوب في الأنسجة السليمة. إنها ليست جيدة جدًا.
    Ancak bir yıl kadar sonra, burun dışında bir dokuda görülen bir koku alıcısına ilişkin bir rapor ortaya çıktı. TED لكن، بعد سنة أو ما يقرب من ذلك، أظهر تقرير أن أحد المستقبلات الشمِّية يظهر في نسيج آخر غير الأنف.
    dokuda tanımlayamadığım kimyasal bir madde buldum. Open Subtitles لقد وجدت مادة كيميائية في الانسجة لا استطيع تحديدها
    Yani kız ısırıldığında dokuda kan dolaşımı yokmuş. Open Subtitles لم يكن هناك تدفق دم خارج من النسيج . عندما تعرضت للعض.
    Bu da bizi dişe odaklar ve dişi bulduğun yerin çevresindeki yumuşak dokuda herhangi bir iltihaplanma ya da kanama belirtisi olmadığını gösterir. Open Subtitles مما يقودنا مجدداً , لسن القرش. الذي لم يظهر اي دليل على التهاب أو نزيف في محيط النسيج الناعم عندما وجدته.
    - Senin genomun yapay dokuda tam olarak çoğalmıyor. Open Subtitles لا تتكاثر مورّثاتكِ بالكامل في النسيج الاصطناعيّ.
    Yumuşak dokuda çok fazla hasar var ancak kurşunun içeri işlediğini sanmıyorum. Open Subtitles هناك الكثير من الضرر في النسيج الناعم .لكن لا أظن أن الرصاصه اخترقته فلنقلبه و نلق نظره
    Yumuşak dokuda kan vardır. Open Subtitles إنّه عبارة عن دمّ في النسيج الرخوّ
    Yumuşak dokuda kayboldu. Open Subtitles و يضيع في النسيج الرخو
    Geri kalan dokuda, kimlik tespitine yetecek DNA vardı. Open Subtitles {\pos(192,210)} زوّدنا النسيج المتبقي بما يكفي من الحمض النووي لتحديد الهوية.
    Kenar kısımlarda iki ayrı kesikten aletlerle içeri giriyoruz ve ardından dokuda işleme başlayabilirsiniz. TED نقوم بإدخال المعدّات, من جُرْحين منفصلين في الجانب, وبعد ذلك يمكنك البدء في التعامل مع الأنسجة.
    Sürtünmenin olduğu alandan alınan üst derinin, birkaç kısmına baktım yumuşak dokuda, herhangi bir kanama bulamadım. Open Subtitles لقد نظرتُ لعدّة أجزاء للبشرة مم منطقة السحجات المُنطبعة، ولم أجد أيّ نزيف في الأنسجة اللينة.
    Ben de ayak bileklerinde kalan dokuda aşınma izleri buldum. Open Subtitles و أيضاً أنا وجدتُ آثار سحجات على الأنسجة الباقية على كلا الكاحلين
    O zamandan bu yana, dokuda yaralanmalar meydana gelmiş biz de onları temizleyeceğiz. Open Subtitles منذ ذلك الحين، تكوّن بعض نسيج الندبة لذا سنقوم بإزالتها
    Bağışıklık sistemi sıralama ... yumuşak dokuda bunları içerir. Open Subtitles قام الجهاز المناعى بنوع من احتواءهم داخل نسيج رخو
    Kafatasının arkasındaki dokuda yarıIma var. Open Subtitles كذلك الأمر بالنسبة للفتق في نسيج الجمجمة الخلفي
    Son taramalarda çıkmamasına rağmen böbreğinin arkasındaki yumuşak dokuda ufak bir tümör olduğunu biliyorum. Open Subtitles اعرف ان لديك ورم صغير في الانسجة الرخوة خلف كليتك والذي لم تظهره الاشعة الاخيرة
    Methylone sadece dokuda bulunmaz. Kemik iliğinde de belirgin olabilir. Open Subtitles لم يظهر "الإكستاسي" فى الانسجة فحسب بل يمكن التحقق منه فى نخاع العظام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more