"dokun" - Translation from Turkish to Arabic

    • المس
        
    • المسني
        
    • المسي
        
    • تحسس
        
    • ألمس
        
    • تحسسي
        
    • إلمس
        
    • المسيه
        
    • المسها
        
    • إلمسها
        
    • المسه
        
    • المسيني
        
    • إلمسني
        
    • إلمسي
        
    • لمستني
        
    dokun ve koş! Herkes yaklaşsın! Open Subtitles كاشرا يجب ان ناخذ مره جري فقط المس و اجر
    Benim orguma bir dokun, bak ben seni ne yapıyorum. Open Subtitles المس لوحة المفاتيح وسوف اركل مؤخرتك الثملة
    Tüm günü bir alay dansçıya "dokun Bana" şarkısını söyleyerek geçirdim. Open Subtitles قضيت اليوم بأكملة اغني المسني لمجموعة راقصيين
    "Eğer cevap -evet- ise, kulağına ya da bir şeye dokun" dedi. Ben de öyle yaptım. Open Subtitles كانت تقول المسي اذنك إذا كانت الإجابة نعم
    dokun bu süvetere, daha iyisi yok, gerçek İrlanda av köpeği kürkünden... Open Subtitles تحسس هذا المعطف ، لا شيء يضاهي فرو الكلب الإيرلندي
    D'avin, yalan dedektörüne dokun ve ilk soruna cevap ver: Open Subtitles ألمس جهاز كشف الكذب وجاوب على السؤال الاول
    dokun da hisset. Yüzde elli kaşmir, yüzde elli ipek. Open Subtitles تفضلي، تحسسي هذا إنه 100% من الصوف الكشميري
    - AI, bileğine dokun. - İstemiyorum... Open Subtitles ــ هيا أفحص, إلمس معصمها ــ أنا لا أريد ـ ـ ـ
    Sadece dokun. dokun hadi. Open Subtitles أريدك أن تلمسيه مجرد المسيه ..
    dokun. Bunu yapamam. Open Subtitles المسها لا يمكنني القيام بذلك
    Sınır yok. Limit yok. "Hadi git, kızartma makinesine dokun. Sen daha iyi bilirsin" demeliyim. Open Subtitles لا حدود لا موانع المس غلاية الذره انت تعلم افضل
    Sen Aslam'a dokun da bak ben sana ne yapıyorum annen bile seni tanıyamaz. Open Subtitles المس أسلم و انظر ماذا أفعل بك حتى أمك لن تتعرف عليك
    Kendimi kaptırmıştım, seni duyamazdım. Bacağıma dokun. Bu kadar. Open Subtitles انا مجتجز هنا ,انا لا استطيع ان اسمع اى شىء , المس رجلى فقط هذا هو كل شىء
    S.kime bir daha dokun da göreyim. Open Subtitles المسني مرة أخرى وسوف ترى ما سيحدث.
    Anlatırken bana dokun. Yüzüme dokun, yüzüme. Open Subtitles المسيني بينما تخبريني المسي وجهي بينما تخبريني
    Hisset. dokun. Kedi gibi yumuşacık, değil mi? Open Subtitles تحسس ذلك , هيا , ناعم مثل قطة صغيرة , أليس كذلك ؟
    Tamamdır. Hedefe dokun, yalan söylüyorlar mı anla, söylüyorlarsa muhtemel katildir. Open Subtitles فهمت ألمس الشخص أعرف لو كان يكذب
    Biçilmemiş. dokun istersen. Open Subtitles لم يتم تهذيبها تحسسي الحشائش
    Çocuğu bulduğunda sembole dokun, hemen yanına geleceğim. Open Subtitles عندما تجد الطفل، إلمس هذا الرمز، و سأعلم بذلك و سأحضر عندك
    Soz veriyorum.Sadece bi kere daha dokun. Open Subtitles أعدك.. الآن المسيه مرّة ثانية تعالى..
    İki, dokun ona. Open Subtitles ثانيًا: المسها.
    Ve en önemlisi ona hep dokun. Open Subtitles أخيراً والأكثر أهمية إلمسها دائما يا مات
    dokun, iyi olur. Open Subtitles المسه من الأفضل أن تلمسه جيداَ
    dokun bana daha önce sevmemişim gibi. O aşık olduğum yerde saklandığım yerde. TED المسيني كأنني لم أحب من قبل، في المكان الذي أعشق، في مخبئي.
    Bana tekrar dokun da parmaklarını kırayım. Open Subtitles إلمسني مجدّداً، وسأكسر أصابعك اللعينة
    Aynaya dokun, ve ben de gideyim. Open Subtitles إلمسي المرآة، و سأذهب أنا أيضاً
    - Bir daha dokun da öl, kıl torbası! Open Subtitles -إذا لمستني ثانية يا كرة الفرو فسوف أقتلك -إنتظروا، يمكنني أن أثبت أن هذا فيلم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more