| Şu dolapta, üst çekmecede üzeri etiketsiz küçük mavi bir ilaç şişesi var. | Open Subtitles | ابحثي في الخزانة ، في الرف العلوي هناك زجاجة زرقاء صغيرة بدون ملصق |
| O parlak oğlan dolapta saklanırken benimle zevk alıyormuşsun gibi mi yaptın? | Open Subtitles | .. زيّفت الأمر معي بينما ذلك الأحمق كان يختبأ في الخزانة ؟ |
| Satıcı o dolapta. Bir polis nasıl olur da dolabı kontrol etmez. | Open Subtitles | تاجر المخدرات بداخل هذه الخزانة أي شرطي هذا الذي لا يفحص الخزانة؟ |
| Şimdi,kim kusmadan en uzun süre dayanırsa... dolapta kalan son parça pastayı alacak. | Open Subtitles | الآن من يشرب ويبقى لأطول وقت يأخذ آخر قطعة من الفطيرة في الثلاجة |
| Yani dolapta olanı yemek, her akşam yatağında uyumak filan? | Open Subtitles | تعرفين, اكل ما في الثلاجة انام في سريرك كل ليلة؟ |
| Hayır. Ama bir daha bir dolapta kaldığımızda bunu hatırlarım. | Open Subtitles | رقم ولكن سأتذكر أن في المرة القادمة ونحن في خزانة. |
| Hiç değilse ben dolapta saklanırken iç çamaşırım vardı. Phil. | Open Subtitles | علي الأقل عندما كنت أختبئ في الخزانة كنت مرتدية صدريتي |
| dolapta olduğunu öğrendiğimde beni çok korkuttun, az daha peruğum düşüyordu. | Open Subtitles | لقد اخفتني جداً عندما وجدتك في الخزانة شعري المستعار لقد طار |
| Evet, lavabonun üzerindeki dolapta biraz olacak. | Open Subtitles | لقد أوشك على الانتهاء آجل ، يوجد بعضاً منه في الخزانة فوق الحوض |
| Bu yüzden onu üç yıl dolapta sakladım. | Open Subtitles | لذلك السبب احتفظت به في الخزانة لمدة ٣ أعوام. |
| Eee, söylesenize. dolapta orgazm nasıldı? | Open Subtitles | اذآ اخبرنا ما الذي يشبه الخروجه من الخزانة |
| Bu dolapta tanıkların isimleri, ...bunda biliniyorsa eğer faillerin isimleri, ...kurbanın mesleği, davanın cinsi mesela adam kaçırma, bağımlılık, ..."evlilik"in altında zina, ...yine "evlilik"in altında iki eşlilik, bombalar. | Open Subtitles | بهذة الخزانة مرتبة بحسب أسماء الشهود و هذة الخزانة بحسب أسماء المجرمين .. إن عُرفوا و هذة بحسب مهن الضحايا .. |
| dolapta biraz yemek artığı var, ama ne olduklarını bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك بعض الأكل البايت في الثلاجة لكن لا أعرف ماهو |
| Eğer polisi beklerken karnın acıkırsa dolapta Çin yemeği var. | Open Subtitles | هنالك اكل صيني في الثلاجة اذا جعت وانت تنتظر الشرطة. |
| Çoğumuzun. Sol taraftaki 10 gün boyunca dolapta bekledi. | TED | معظم الناس. الخس على اليسار تم حفظه في الثلاجة لعشرة أيام. |
| Seninkilerin buzdolabının üstündeki dolapta tuttuğu şeker zulası var ya? | Open Subtitles | أتعرف كيس الحلوى ذاك الذي يخبّئه والداك في خزانة الثلّاجة؟ |
| Seninkilerin buzdolabının üstündeki dolapta tuttuğu şeker zulası var ya? | Open Subtitles | أتعرف كيس الحلوى ذاك الذي يخبّئه والداك في خزانة الثلّاجة؟ |
| Ebeveynleri bazen sabunu çok değerli bir eşya olarak görüyor ve onu dolapta saklıyor. | TED | أبواه يعتقدون في بعض الأحيان أنه سلعة نفيسة، لذلك سوف يحفظونه في خزانة. |
| Hayır, bekle. Sanırım dolapta siyah bira olacaktı. | Open Subtitles | كلا، انتظري، أعتقد أن هناك شرابا قويا بالخزانة |
| İki Chubb anahtarı şu yeşil dolapta. | Open Subtitles | مفتاحين لخزانتين حديديتين في ذلك الدولاب الأخضر |
| dolapta votka var. Birer tane içebiliriz. | Open Subtitles | لدى بعض الفوديكا بالثلاجة يمكننا أن نحتسى شراباً |
| Ben orada sevişirken sen bu dolapta tıkılı kalmak ister miydin? | Open Subtitles | هل تودّ أن تحشر في هذا الخزانه بينما أخرج هناك وأمارس الجنس؟ |
| Herhangi biri gelecek olursa ben banyoda veya dolapta saklanabilirim. | Open Subtitles | اي شخص يأتي يمكنني الاختبا? في الحمام أو الحجرة |
| Yastıklar dolapta ve buzdolabında süt ve kurabiye var. | Open Subtitles | الوسادات في الخزنة وهناك كعكٌ وحليب في الثلّاجة. |
| Çok iyi bir yere sakladım odamızdaki dolapta, eski asker çantamın içinde. | Open Subtitles | لقد خبأتها في مكان جيد في دولاب غرفتنا في حقيبة ملابسي العسكرية القديمة |
| Ama Bir bardak şaraba ihtiyacım var. dolapta chardonnay var. | Open Subtitles | ولكن سأحتاج كوب من الخمر يوجد بعض منه فى الثلاجه |
| Demek istediğim, babam hizmetçiden boyun masajı istemediği zamanlar, ne zaman duygusallaşmaya karar verirsem bunu dolapta, yapmamı söylerdi. | Open Subtitles | و يخبرنني أن ادخل في خزانتي عندما اصبح عاطفيه |
| dolapta temiz havlu var. | Open Subtitles | هناك مناشف جديدة في الحجرةِ الكتّانيةِ. |
| Şimdi tek yapmam gereken, bu anahtarı... birkaç bin dolapta deneyip birini açması için dua etmek. | Open Subtitles | الآن كل ما علينا القيام به هو ادخال المفتاح إلى بضعة آلاف الخزانات وندعو بأن واحداً يفتح |
| dolapta bira var. | Open Subtitles | هناك بيرة في الثلاّجة |