"donma" - Translation from Turkish to Arabic

    • التجمد
        
    • التجميد
        
    • التجمّد
        
    • تجميد
        
    • لسعة برد
        
    • صقيع
        
    • الصقيع
        
    • تثليج
        
    İnsanlar bilgilenmeye başladı ve bilgilendiklerinde feodal toplumun kurumları durma, donma, yıkılma noktasına geldi. TED بدأ الناس يتعلمون، وعندما تعلموا بدأت مؤسسات المجتمع الإقطاعي بالتوقف أو التجمد أو الفشل.
    Şu anda gördüğünüz gibi, lazeri açtığımız anda fare birden donma moduna geçiverdi. TED لكن بنفس اللحظة التي شغلنا فيها الليزر، كما ترون الآن، فجأة دخل الفأر وضعية التجمد هذه.
    20 ila 30 yıl sonra, beton büzülmesi, aşırı donma ve çözülme gibi doğal işlemler ve ağır yükler çatlamayı tetikleyebilir. TED بعد 20 إلى 30 سنة، العمليات الطبيعية كإنكماش الخرسانة، التجمد والذوبان المفرط، والأحمال الثقيلة قد تثير التشقق.
    Tahmini merkezde sık kristal matriksleri görünüyor ki bu da, bahsettiğiniz anında donma senaryosunu destekler nitelikte. Open Subtitles هناك قالب متين من الكريستال قريب من المركز, يقترح سيناريو التجميد السريع الذي اقترحته.
    Bir donma büyüsünü bozmanın tek yolu gerçek sevgiye dayanan bir harekettir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لعلاج تعويذة التجمّد هي بعمل ينمّ عن حبّ حقيقيّ
    Ayrıca kemik incelemesi insanda ölüm sonrası donma izlenimi uyandırıyor. Open Subtitles و الملف المخبري يشير إلى دليل على عملية تجميد مسبقة
    Ayak parmaklarında donma var. Open Subtitles . لديكي لسعة برد علي اصابعك ويديك
    Burnunda ve kulaklarında donma belirtisi var. Open Subtitles حسناً لديه نوبة صقيع حادة في أنفه وأذنيه
    Gerisini donma çizgisinin altına gömdüm böylece donma ve eritme döngüsü arasında mezar şişip açılmayacak. Open Subtitles دفنت البقية تحت خط الصقيع حتى لا يُفتح القبر أثناء دورات التجمد وذوبان الجليد
    Evren gittikçe karanlık ve soğuk olacak, Büyük Soğuk veya Evrenin Isı Ölümü olarak da bilinen bir donma haline geçecektir. TED سيصبح الكون أكثر ظلامًا وبرودةً، ويقترب من حالة التجمد أو كما تُعرف بالتجمد الكبير، أو الموت الحراري للكون.
    Ama bu bakteriyi eşsiz kılan donma altında DNA onarımı yapması. TED و لكن المميز في هذا الأمر هو أنها تقوم بإصلاح الحمض النووي تحت درجة التجمد
    Bu loş Güneş'in zayıf ışığıyla güneşlenen Dünya donma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Open Subtitles بشمسٍ أقل حرارة صارت أشعة الشمس على الكوكب أضعف، كان كوكب الأرض يتعرض فعلاً لخطر التجمد.
    Oradaki çok büyük derinlik ve basınç, çok yüksek donma derecesiyle birleşir onları ezer ve defneder hiçbir kanıt bırakmaz. Open Subtitles عمق هائل بالاضافه الى حراره التجمد تحت الصفر كفيلة لسحق تلك البقايا و ضمرها من دون أي أثر
    Kalp atışları yavaşlar ve hatta sıcaklık donma altına düştükçe durur. Open Subtitles ينخفض معدل نبضات قلوبهم بل وقد يتوقف إن انخفضت درجة الحرارة تحت التجمد
    Yüzyıllar süren donma ve erime nedeniyle kireçtaşı kayalığı gevşek ve kırılgan. Open Subtitles جرف الحجارة الكلسية متفككٌ ومتداعٍ، بفعل مئات السنين من التجمد والذوبان
    Derinlerdeki basınç, sıcaklık donma seviyesinden çok daha düşük olsa bile suyu sıvı hâlde tutuyor. Open Subtitles يُبقي ضغط الأعماق الماء في حالةٍ سائلة، ولو أنّ درجة حرارته أبعد ما يكون عن درجة التجمد
    Bir cesedi donma sıcaklığının tam üstünde belirsiz bir süre tutabilirsin. Open Subtitles يمكنك تجميد جثة فوق درجة حرارة التجميد تماماً
    donma koşullarının insan kalıntılarını nasıl saklayabildiğini, her zaman olağanüstü bulmuşumdur. Open Subtitles لطالما وجدت الأمر لافتاً كيف أن حالات التجميد يمكنها الحفاظ على الرفات البشريه.
    Bir donma büyüsünü bozmanın tek yolu gerçek sevgiye dayanan bir harekettir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لعلاج تعويذة التجمّد هي بعمل ينمّ عن حبّ حقيقيّ
    Bir fare, bu kutuda kötü bir şey yaşandığını hatırlarsa ve biz onu tekrar o kutuya koyarsak, donma moduna geçecektir, çünkü kutudaki potansiyel tehlikelerce fark edilmek istemiyor olacaktır. TED فإن تذكر فأر أن شيئاً سيّء قد حدث في هذا الصندوق، و عندما نضعه مجدداً في نفس الصندوق، سوف يظهر وضعية التجمّد لأنه لا يريد أن يتم كشفه بواسطة أي مصدر تهديد في هذا الصندوق.
    Beyin sarsıntısı ve donma ama birkaç güne düzelirim. Open Subtitles ،ارتجاج في المخ وقضمة صقيع ولكن سأكون بحال أفضل خلال أيام ،هذه أنباء سارة سعيد لأنك ستكون بخير
    Geçen kış Philly'deki Jefferson Hastanesi'nde donma tansıyla tedavisi görmüş. Open Subtitles الشتاء الماضي بمستشفى جيفرسون في (فيلادلفيا) عالجوها من قضمة الصقيع
    Ciddi donma yaraları var, görünen bir iç organ yaralanması yok. Open Subtitles تثليج شديد لكن لا توجد اصابة داخلية واضحة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more