En büyük sorulardan biri, bir bebek büyümesinin durması gerektiği zamanı nasıl bilir? | TED | وهذا السؤال الكبير هو كيف يعرف الطفل متى يتوقف عن النمو؟ |
Beş, on ya da bilmem kaç yıl sonra buraya geliyorsun, ve bugün senin bırakmaya karar verdiğin gün olduğu için, tüm dünyanın durması mı gerekiyor? | Open Subtitles | تدخل هنا بعد خمسة عشرة أو مهما كان عدد السنوات ولأنك اليوم قررت الأقلاع عنها يجب أن يتوقف العالم بأسرة |
Çığlıklar atmışlar, durması için yalvarmışlar, ama onları birer birer asmış. | Open Subtitles | و قد صرخن يرجونه أن يتوقف لكن قام بقتلهن واحدة تلو الأخرى |
- Evet. Ne yani çıldırıp kalbimin durması için 48 saatim mi var? | Open Subtitles | إذاً ماذا الآن , هل أملك 48 ساعة قبل أن أفقد عقلي و يتوقف قلبي ؟ |
O tembelin teki ve bu beceriksizliğin durması gerek. | Open Subtitles | إنه شحاد كسلان وقد حان الوقت لكلّ هذا العطل أن يتوقّف |
Daha sonra da kanamanın durması için geçen zamanı ölçeceğim. | Open Subtitles | و سأحسب الوقت الذي تتطلبه للتوقف عن النزيف |
Kadın ona durması için yalvarıyordu, ama adam durmuyordu. | Open Subtitles | لقد استمرت بترجيه لكي يتوقف ولكنه لم يتوقف |
Yok tabii ki. Önemli olan şarkının ortasında birdenbire durması. | Open Subtitles | غير مهم ، ما يهم هو ، أنه يتوقف في وسط العزف. |
Ama bu işin durması için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لكنّني لا أرى سبباً لمَ يجب أن يتوقف كلّ هذا العمل. |
Ona durması için hiç yalvarmadığımı biliyorsun. | Open Subtitles | أتعلم أنّني لم أتوسل إليه أبداً كي يتوقف. |
Ne zaman durması gerektiğini bilmeyen bir puşt olduğun için bacakların bu halde. | Open Subtitles | وساقك كما هي لأنك أحمق لا يعرف متى يتوقف |
Ne zaman durması gerektiğini bilmeyen bir puşt olduğun için bacakların bu halde. | Open Subtitles | وساقك كما هي لأنك أحمق لا يعرف متى يتوقف |
Ama bu işin durması için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لكنّني لا أرى سبباً لمَ يجب أن يتوقف كلّ هذا العمل. |
Cassandra, şu an ne üstünde çalışıyorsan bunun durması gerekiyor. | Open Subtitles | كاسيندرا ، مهما كان جدول أعمالكِ أريده أن يتوقف |
Sürekli her şey ve herkes için endişelensende bu şeyin durması lazım. | Open Subtitles | ذلك الشيء ينبغي له أن يتوقف ، أنت دوماً تقلق بشأن الجميع وبشأن كل شيء |
Ufak bir kayıp yaşansa da şu anda her şeyin durması lazım. | Open Subtitles | حتى إذا كان هُنالك القليل من الخسارة، يجبُ أنْ يتوقف كل هذا الآن. |
Çok fazla insana zarar verdin, Anne. durması gerekiyor. | Open Subtitles | لقد اذيت الكثير من الناس، أمي يجب أن يتوقف هذا |
(Sesi titriyor) Bunun durması gerekiyor, bunun şimdi durması gerekiyor. | TED | هذا يجب أن يتوقف، يجب أن يتوقف الآن. |
Katie durması için yalvardı, o ise güldü. | Open Subtitles | لقد ترجته ان يتوقف و لقد ضحك عليها |
Bu sahip olduğunuz zararlı bir şey ve kesinlikle durması gerekli. | Open Subtitles | ما بيننا هدّام، و يجب أن يتوقّف. |
Daha sonra da kanamanın durması için geçen zamanı ölçeceğim. | Open Subtitles | و سأحسب القوقت الذي تتطلبه للتوقف عن النزيف |
Onu son dakikada ayarladım, sadece kapıda durması için 1,000 dolar teklif ettim. | Open Subtitles | لقد احضرته في اللحظة الاخيرة وعرضت عليه 1,000 دولار فقط ليقف بجانب الباب |
Şu nokta da frene basarsa durması için 18 metre mesafe lazım. | Open Subtitles | و يحتاج 60 قدم ليتوقف و لا توجد مساحه كافيه |