Ama hangi yaşta olursa olsun, durumunuz ne olursa olsun veya nerede yaşarsanız yaşayın cebinizde, parmaklarınızın ucunda olacağız. | TED | لكن مهما كان سنك، أو حالتك أو مكانك، سنكون على بُعد ضغطة بأصبعك، أو في جيبك. |
Paris'e gelin ve bir doktora görünüp, sağlık durumunuz hakkında, yeni bir görüş alın. | Open Subtitles | تعال إلى باريس واستشر طبيبًا كي تأخذ رأيًا ثانيًا بشأن حالتك الصحية |
durumunuz ne kadar kötüyse, yardım istediğinizde kendilerini daha iyi hissederler. | Open Subtitles | و اسوأ شيء في حالتك هو , طلب المساعدة. سيشعرهم ذلك بحالٍ أفضل , و يسحقونك. |
durumunuz gercektende cok acikli, ama biz ne yapabiliriz ki? | Open Subtitles | وضعك سيئ جدا الان لكن ماذا نفعل؟ ان هذا عملنا |
durumunuz pek de iç açıcı değil. Muhtelemen çok uzun bir süre yaşayamayacak bir kıza değer veriyorsun. | Open Subtitles | إن موقفك ضعيف، تحفل بفتاة غالبًا لن تحيا طويلًا. |
Usta şef Sunday, şu andaki fiziksel durumunuz ve daha kötü bir mesele olan kötü davranışlarınız göz önüne alındığında tıbben dalmaktan men edileceksiniz üç ayda bir yarım maaş alacaksınız ve eğitmen pozisyonuna atanacaksınız. | Open Subtitles | صنداى , بناء على حالتك الجسمانية و سوء سلوكك , ستكون غير مؤهل طبيا للغطس و سيخصم نصف راتبك لمدة ثلاثة شهور |
Ama madem ki buradayım tam olarak acil durumunuz neydi? | Open Subtitles | لكن، بما أنني هنا فما هي حالتك الطارئه تماماً؟ |
Geçen senenin Temmuz ve Ağustos aylarında fiziksel durumunuz nasıldı? | Open Subtitles | كيف كانت حالتك في يوليو وأغسطس من العام الماضي؟ |
durumunuz dengelense de, iç organlarınız ciddi hasara uğradı. | Open Subtitles | اثناء استقرار حالتك, قد عانيت من اضرار متعددة فى اعضائك الداخلية. |
25 Ekim Polis Kayıtları 4:35 911 i aradınız, acil durumunuz nedir? | Open Subtitles | ال25 من أكتوبر إبلاغ عن نجدة الساعة4: 35 صباحاً لقد أتصلت ب911 ما هى حالتك ؟ |
Evet Teğmen. durumunuz nedir? | Open Subtitles | تلقيتُ هذا ايُها المُلازم ما هى حالتك الأن؟ |
Korkarım durumunuz size yardım edebileceğimiz noktanın ötesine geçmiş durumda. | Open Subtitles | أخشي أن حالتك قد تدهورت ولن نستطيع مساعدتك |
Ben Dr. Kenan. Güzel haber, durumunuz iyi. | Open Subtitles | أنا الطبيب كينان , و الخبر الجيد أن حالتك جيدة |
Vücudunuz aşama aşama doğal duyularınızı kaybedecek ve durumunuz kötüye giderse vücudunuz tamamen felç olacak. | Open Subtitles | سوف يفقد جسدك تدريجياً الإحساس الطبيعي المفترض له وفيما تسوء حالتك سوف تصاب بالشلل التام |
Yeri gelmişken, üstüme vazife olmadığını biliyorum, ama durumunuz pek de düzgün sayılmaz. | Open Subtitles | , بخصوص هذا , هذا ليس دوري وضعك ليس مستقراً |
Cevap verin. - durumunuz nedir, Binbaşı? | Open Subtitles | يتحدث ما هو وضعك الحالى.أيها الرائد؟ |
Bak, durumunuz nedir bilmiyorum. | Open Subtitles | أنظر ، ليس لدي فكرة عن وضعك يا رجل |
Sayılır. durumunuz bir sorun çıkartıyor. Yetkiliyle bir konuşayım. | Open Subtitles | موقفك يجسد مشكلة دعيني أتحدث للرئيس |
HAB'ın tahrip olduğunu biliyorum. durumunuz nedir? | Open Subtitles | أعرف أن الهاب قد تحطم ما حالتكم ؟ |
SG-3 Sierra, burası SG-1 Niner. durumunuz nedir? | Open Subtitles | * إس جى-3 سييرا * هنا * إس جى-1 نينير * ما هو وضعكم ؟ |
911. Acil durumunuz nedir? | Open Subtitles | 911 ما هي حالتكَ الطارئة؟ |
Sizin de durumunuz düzelmiş gibi. | Open Subtitles | يبدو أن وضعكما المالي جيد. |
911, acil durumunuz nedir? | Open Subtitles | معك الطوارئ ، ماحالتك الطارئة؟ |
- 911, acil durumunuz nedir? | Open Subtitles | ماهي حالتُك الطارئة؟ |
- Sakinleşin. Lütfen acil durumunuz hakkında açık olunuz. | Open Subtitles | رجاءً كن واضحاً حول طبيعة حالة الطوارئ الخاصة بك؟ |
- Sadece birkaç adım ötesinde duruyordu. - durumunuz nedir? Cevap verin. | Open Subtitles | لقد كان واقفاً قريب من الإنفجار كولونيل اونيل , ماهو الوضع عندك , هل تستجيب |