Bazen sesi o kadar yüksek ki, acımı tanrılar bile duyabilir. | Open Subtitles | بعض الأوقات يكون عالي جدا أعتقد ان الإله يستطيع سماع آلامي |
Ama seni duyabilir. Doktor söylemişti, hatırlasana. | Open Subtitles | لكنها تستطيع سماعك ألم يقُل الدكتور ذلك؟ |
Şu anda uyuduğu için bizimle konuşamaz ama bizi duyabilir. | Open Subtitles | إنه نائم الأن لذا لا يستطيع أن يتحدث إلينا لكن ربما يستطيع هو سماعنا |
Beni duyabilir ve sorularıma cevap verebilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك سماعي و بمقدورك أن تجيبي على أسئلتي |
sessiz ol,biri duyabilir? | Open Subtitles | أخفضي صوتكِ، حتى لا يسمعنا أحد لمَ لا تفهمين ؟ |
- Bunu iddia ediyorsa, yalancıdır. - Yavaş ol. Seni duyabilir. | Open Subtitles | إذا أدعى هذا فهو كاذب أخفض صوتك فقد يسمعك |
Bakıcım duyabilir. 12'den sonra çıkmam yasak, eğer yataktan çıktığımı görürse bütün çikolatalarımı alır. | Open Subtitles | ششش, قد تسمعك, لقد خرجت من الثانية عشر ستأخذ حلوى ام اند امز مني |
iki bacakli sadece bir tek sey bu frekansi duyabilir. O da sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي لا يمتلك 4 أرجل ويستطيع سماع هذا التردد يا سوبرمان |
Böylece darağacında sallandığında boynunun kırıldığını bizzat duyabilir. | Open Subtitles | حتى يستطيع سماع شق رقبته عندما يتدلى من أنشوطة الجلاد |
Sıkı bir çalışmayla, bir kimse o sesleri daha geniş alanlarda duyabilir. | Open Subtitles | بالتدريب, يمكن للشخص سماع تلك الأصوات حتى من مسافةٍ بعيدة |
Bizi duyabilir. Duvarlarda kablolar var. | Open Subtitles | ، بوسعه سماعك فهو يضع أسلاكاً في الجدران |
İnsanlar seni duyabilir. - Bu büyük rica nedir, Jordan? | Open Subtitles | يمكن للناس سماعك - ما هذا الطلب الغير عادي - |
EEG ölçümleri sanki günlük hayatına devam ediyormuş gibi görünüyor bizi duyabilir belki. | Open Subtitles | قراءات كهرباء الدماغ لديها تبدوا تقريبا كما لو كانت لشخص يمارس حياته اليومية الذي يشير ربما أنها قادرة على سماعنا |
Biz hiç arkadaşlık bölgesinden çıkmadık ki. Yani uyanık ve bizi duyabilir. | Open Subtitles | لم نترك مطلقا نطاق الصداقه اذا،هو مستيقظ ويستطيع سماعنا |
Sadece Noel ruhuna yürekten inanan çocuklar beni duyabilir. | Open Subtitles | فقط الاطفال الذين يؤمنون بروح عيد الميلاد يستطيعون سماعي |
Bu konuda konuşamayız, çünkü... birisi bizi duyabilir. | Open Subtitles | لا نستطيع الكلام عن هذا لانه.. قد يسمعنا أحدهم |
Bu çok riskli. Birisi seni duyabilir. | Open Subtitles | الأمر به مخاطرة كبيرة من الممكن ان يسمعك احد |
Bir şey söyleme. Seni duyabilir. | Open Subtitles | لا تقل اي شيء من الممكن ان تسمعك |
Eskiden olduğun insanın bir parçası bile içinde kaldıysa o parça beni duyabilir. | Open Subtitles | إن كان هناك أي جزء بشري الذي أعتدت أن تكون فيه ذاك الجزء الذي يستطيع ان يسمعني |
- Çünkü ölmüş birini düşündüğün zaman... - Ölmüş kişi seni duyabilir. | Open Subtitles | لأنكِ عندما تفكرين في الموتى فإن الموتى يستطيعون سماعكِ |
Belki bizi duyabilir. | Open Subtitles | ربما تستطيع أن تسمعنا. |
Nora, bilmen gereken birşey var, bu mikrofon biz yayındayken kapalıdır, bunun dışında, tüm bina seni duyabilir. | Open Subtitles | نورا ، عليك أن تتأكدي أن هذا الميكرفون مطفأ عندما لا نكون على الهواء وإلا ، جميع من بالمبنى سيسمعك |
Kendisi üs işleri ile ilgileniyor. Tabii. - Birileri duyabilir. | Open Subtitles | بينما يقوم بإدارة شؤون القاعدة قدْ يسمعكِ أحدهم |
Önemli biri şarkılarımı duyabilir, ve gelecek ay radyolar şarkılarımı çalabilir. | Open Subtitles | شخص ما مهم سيسمع أغنياتى والشهر القادم شخص ما اخر قد يغنيها فى الراديو |
duyabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا سماعها ؟ فلتُغَنِها لنا |
Suyun altında yüz kilometre uzağı görebilir ve duyabilir. | Open Subtitles | يمكنه السماع على مسافة 100 ميل ويرى على بعد 100 ميل تحت الماء |